Yavuz Bahadıroğlu

Yavuz Bahadıroğlu

Hayatın iniş ve çıkışlarına direnebilme sanatı

Hayatın iniş ve çıkışlarına direnebilme sanatı

“Hayat, doğum ile ölüm arasındaki çizgiyi doğru yürüme sanatıdır” demiştim ya, “Doğru bir çizgi değil, iniş çıkışları var” diye itiraz edenler oldu...
Oysa ben “İniş çıkışları yok” demedim. İnişi, çıkışı, düzüyle “doğru yürümek”ten söz etmiştim.
Hayat bir doğru üzerinde giderse, iyi, inişleri de diyelim ki rahatça yürüdük ama çıkışlar-yokuşlar insanı çok zorlar.
Yine de vazgeçmeden, pes etmeden tırmanmak zorundasınız!
Tırmanışın “Müslüman’ca” olanı, kimsenin yüreğine ve emeğine basmadan yapılanıdır!..
Tırmanmaktan yorulduğunuz anlarda Allah’a sığının: O sizi hiçbir şart altında terk etmeyen “en kadim dost”tur! Yılmaz, yıkılmaz yegâne desteğiniz ve moral kaynağınızdır.
Hayat yolunu yürürken de, tırmanırken de O’nu anmayı, zikir ile fikir ile O’nunla olmayı unutmayın.
Bazen her adım atışta risk alacaksınız: Risk almazsanız, kendinizi gerektiğinde zora sokmazsanız, yorulduğunuz anda çekilirseniz, kaybedersiniz!
Malum: Kaplumbağa kabuğunun içinde güvendedir, ancak bir yerlere gidebilmek için başını kabuğundan dışarı çıkarmak zorundadır, bu ise risktir; risk almadığı taktirde hiçbir yere gidemeyeceğini kaplumbağa çok iyi bilir ve hedefe ulaşmak için gerektiğinde risk alır.
“Yapamam-başaramam” demeyin, yapanlar nasıl yaptı, başaranlar nasıl başardı? Başkaları başardığına göre siz neden başaramayasınız?
İnsanlar birbirlerine benzerler: Herkes zaman zaman bıkar, usanır, korkar, incinir, her şeyi yüzüstü bırakıp kaçmak ister. Bazıları kaçar, bazıları sabrının son kırıntılarını da kullanarak dayanırlar...
Bilin ki son ana kadar sabredip dayanabilenler hayatı kazanırlar.
Unutmayın ki, başarılı insanlar da zaman zaman ümitsizliğe düşmüş, kaç kez bıkmış, usanmış, kırılmış, vazgeçmeyi düşünmüşler. Ama sabretmişler, dayanmışlar...
İşin sırrı yılmamak, yıkılmamak, bıkmamak, umutsuzluğa kapılmamak ve asla vazgeçmemektir.
***
Çok bıkkınsınız, yılgınsınız, bunalmışsınız; artık kaybettiğinizi düşünüyor, kendinizi kör bir kuyuya itilmiş gibi hissediyorsanız Yusuflaşın (Hz. Yusuf’u kardeşleri kuyuya atmışlardı, yılmadı, umutsuzluğa kapılmadı, çabaladı, dua etti ve bir şekilde kurtuldu)...
Kimin sizi kuyuya ittiğini görmek, görüp Sezar gibi, “Sen de mi Brütüs?” demek için bile arkanıza bakmayın...
Tüm enerjinizi kurtulmaya hasredin. Allah’ın ipine sarılın...
Ona tutunmak hayata tutunmak gibidir...
Taze kuvvet depolamaktır...
Moral bulmaktır...
En yorulduğunuz, daraldığınız, sıkıştığınız zamanlarda, Sevr Mağarası’ndaki “tecelli”yi hatırlayın:
Hatırlayın ki, Hicret sırasında düşmanlarının takibinden kurtulmak için sığındıkları Sevr Mağarası’nda endişeye kapılan Hz. Ebubekir’i, Âlişan Efendimiz, “Korkma ey Ebubekir, Allah bizimledir!” diye teselli etmişti.
Nitekim rahmet tecelli etmiş ve kudret eli onları kurtarmıştı.
Aynı kudret eli Hz. İbrahim’i ateşten, Hz. Yusuf’u kuyudan, Hz. Musa’yı Kızıldeniz’de boğulmaktan kurtarmıştı.
Merak etmeyin, Allah bizi de kurtarmaya muktedirdir!
Ama kurtulur kurtulmaz hayat yolunu yeniden koşmaya başlayın, yokuşları tekrar tırmanmaya hazır olun!
Ve kulluğun derin hazzı içinde dua edin!..
Unutmayın ki hayat bir yarış, yakarış ve tırmanıştır.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yavuz Bahadıroğlu Arşivi