Bir çok mektup alıyorum...Deniyor ki; “MHP’yle uğraştın uğraştın...

Tam kasetler çıktı... Adamlar tam köşeye sıkıştı... Niye peşini bıraktın?..”

Hemen cevap vereyim:

MHP’yle uğraşmak gibi bir derdim yok.

Kaset işinin “uçkur” boyutlarında da ben yokum.

“Kötülükleri” yaygınlaştırmaya değil, örtmeye çalışmak gerek...

Görüntülerdeki rezillikleri yaygınlaştırmak “İslâmi” bir tavır olmaz.

İslâm’dan başkası da beni ilgilendirmez.

Evet; “uçkur” meselesinin üzerinde bu hassasiyetimden dolayı durmadım.

Ancak, bir “Müslüman” olarak, üzerinde mutlaka durmam, mutlaka kurcalamam gereken bazı yerleri var bu kasetlerin.

Onlarla elbette uğraşıyorum.

Hepsini bir kenara bırakın...

Kasetlerde, MHP yönetiminin bir “plân”ı deşifre ediliyor...

Plan...

“Vatandaşın bilmem nesini belleme” planı!..

Diyor ki adam karşısındaki “şey”e:

“CHP ile aramızda sorun yok. Onlarla anlaşırız, anlaşırız, anlaşırız...

Şimdi CHP yüzde 30 filan alırsa... Biz de diyelim ki 18 filan.”

Karşısındaki “şey” giriyor araya:

“Onlar nasıl olsa yüzde 50’yi aşamaz!..”

Bu devam ediyor:

“Aşamaz... Biz de CHP ile koalisyon yaparız... Sonra da bunların....”

Evet...

Bunların...

Gerisi “uçkur” lisanınca!..

¥

Demem o ki, “uçkur” tartışmasını boş verin...

Sadece ve sadece “koalisyon meselesine” bakın...

“Sağ seçmen yuvarlaktır” kısmı filan da beni ilgilendirmiyor...

Ben sağ seçmenden değilim; sol seçmenden de değilim. Sağ ve sol; iki kutuplu dünyanın kavramları... Beni ilgilendiren mevzu değil, kim yuvarlaksa yuvarlak!.. Ben elâlemin “uçkur” dâvâsına da takılacak değilim...

Uçkuru kim için çözerse çözsün, yeter ki “bu aziz millet” için çözmesin!..

MHP yönetiminin CHP ile alttan alta “koalisyon angajmanlarına” girdiğinin belgelenmesinden başka bir önemi yok bu kasetlerin!..

En önemli yeri ve hatta tek önemli yeri burası:

“Biz CHP ile koalisyon kurarız!.. Merkez sağdan oy getirebilecek isimleri aldık... CHP ile koalisyon için her şey hazır.”

“Bunları devirirsiniz yani!..”

“Anasını bile!..”

Evet, burası!..

Kaç kere yazdım:

“MHP yönetimi yani Sağ Kemalistler ile CHP yönetimi yani Sol Kemalistler arasında hiçbir fark yoktur. İkisi de militer kafalıdır, ikisi de statükonun devamından yanadır!..”

Kaç kere yazdım ve bütün yazdıklarım bir kasetle doğrulandı...

Şimdi...

Ben, bütün “uçkur” tartışmalarını bir kenara itiyorum... Ve bütün kardeşlerime “uçkur” meselelerine “bulaşmamalarını” tavsiye ediyorum...

Bir tek noktaya dikkat kesilsinler:

“MHP yönetimi, ilk fırsatını bulduğunda CHP ile koalisyon yapacaktır!..

Ve bu koalisyon milletimiz için felaket anlamına gelecektir!..”

Bunu sadece ben söylemiyorum;

“Aşığı” ile muhabbeti esnasında MHP’nin en yetkin isimlerinden biri “açığa” vuruyor!..

“Uçkur” muhabbeti, zihni dağıtır, şuuru bozar, muhabbetleri “malâyani” hale getirir...

Üstelik “uçkur” meseleleri bir partiye zarar da vermez, zira bu toplumda herkes birbirini “zaten” bilir. “Uçkur” meselesi nihayetinde gerçekten de o kişiyi ve en fazla o partiyi ilgilendirir...

Koalisyon meselesi ise bütün bir milletin geleceği ile yakından ilgilidir!..

Bu kaset işine hiç girmezdim de aslında...

Ah şu koalisyonun gözü kör olsun!..

BURSASPOR KARARI

Stadın çok uzağında meydana gelen olaylardan dolayı Bursaspor’un hükmen mağlup sayılması ve tam “6 maç” ceza alması “Bu kadar da olmaz!” dedirtti.

Bursaspor yönetimini, stad dışındaki olaylardan nasıl sorumlu tutarsınız?..

“İbret-i âlem için Bursaspor’u yakmak” da ne demek!..

Adamlar geçen yıl “şampiyon olmanın” bedelini mi ödüyor?..

Yoksa Ertuğrul Sağlam gibi “Milletin bağrından çıkmış” bir isme mi bu ceza?..

Hişşttt..

Bir “Fenerli” olarak uyarıyorum:

Düzeltin bu kararı!..

“YSK kararı nasıl düzeltildiyse, bu da düzeltilsin” diyorum...

Bursasporlular rica ediyor sadece...

Rica ediyor!..

BDP’liler gibi mi yapmaları lazım yani!..