İbrahimiler Nemrudiler
Hz. İbrahim (a.s.) insanlığın yüz akı ve babasıdır. Nemrut ise insanlığın yüz karasıdır. Biri Allah’a, diğeri şeytana hizmet eder.
Nemrut şeytanlığını yaptı Hz. İbrahim’i ateşe attı. Allah ateş çukurunu gül bahçesine çevirdi yakmadı. İbrahim Allah’a sığınırken, Nemrut kafa tuttu.
İşte o gündür bugündür, Allah’a sığınanlarla kafa tutanların mücadelesi sürüp gitmekte. Kıyamete kadar da süreceği bilinmekte.
Dünyanın her yerinde İbrahimilerin varlığının anlamı şudur:
“Bu dünyanın bir imtihan salonu olduğu bilinciyle, Allah’a kul olabilmek ve insanlığa hizmet etmektir.”
Yine bütün dünyada Nemrudilerin varlığının anlamı da şudur:
“İman eden İbrahimileri tamamen yoldan çıkarmak, hizmetlerine engel olmaktır.” Şu ayrıntıyı da kayıt altına almalı.
Öyle insanlar vardır ki, Müslüman değildir ama İbrahimi bir ahlak ve düşünceye sahiptir. İman etmek için nasip gününü beklemektedir.
Öyle insanlar vardır ki, İbrahimi gözükür ama İbrahimiler gibi düşünmek ve hareket etmek yerine; nefsine yenik düşerek Nemrudilerin gücüne güç katar.
¥
Seçimlerde olup bitenleri, konuşulanları, konuşanları hep birlikte görüyor, duyuyor ve anlıyoruz.
Aslında “anlıyoruz” dememek lazım.
Eğer hakikaten kimin Nemrudi gibi davrandığını, kimin İbrahimi gibi davrandığını anlamış ve kavramış olsak, bu seçim bu kadar öfke, kin ve hırslı geçmez.
Öfke, iftira, hırs, kin, küfür, hakaret gibi gayri insani hasletlerin kimlerde olduğunu ve olacağını aklıselim sahibi herkes bilir.
Bilir ki bu hasletler ve daha fazlası, Nemrudilerde bulunur ve onlar hep birlikte hareket edip, İbrahimi zihniyetlilere düşmanlık ederler.
İbrahimiler ise bu kadar yoğun; iftira, küfür, hakaret, yalan ve öfke karşısında, sadece yaşadıkları topluma hizmet etmeye çalışırlar.
Millete ve devlete hizmetlerini, kendilerine ait bir lütuf gibi görmeyip, “Halkımızla birlikte yaptık, beraber yapacağız” diyerek; barışa, sevgiye, kardeşliğe yelken açarlar.
Her kavgada iki taraf vardır. Taraflardan biri Nemrudiler, diğeri İbrahimilerdir.
Biri kargaşa ve kaostan beslenir, diğeri birlik, beraberlik ve kardeşlikten.
¥
Şimdi bir an için toplumun büyük kesimi tarafından kabullenilmeyen zihniyet sahiplerinin haklı olduğunu, milletimizin genel kabulüne mazhar olanların da haksız olduğunu düşünelim.
Bu düşünceyle gidip oylarımızı, meydanlarda küfürlerle, hakaretlerle, gayri ahlaki hayat tarzlarıyla, toplumun değer yargılarını hiçe sayanlara verelim.
Sonuçta iktidara geldiler diyelim. Ne olacak, birden değişecekler mi? Zihniyetlerini boşaltıp, memlekete ve millete hizmet mi edecekler?
Devlet ve millet yönetiminde İbrahimileri istemeyen güçler, tarih boyunca belli aralıklarla siyaset veya başka yollarla hep devlet imkânlarına çöreklenmişlerdir.
Son sekiz yıldır ilk defa bir siyasi kadro çıkıp; “Önce millet sonra devlet” demiştir.
Millet olmadan, devlet olunmayacağın inanmak, ülkemize sahip çıkmak demektir.
Sözün özü; “Niyetimizi tartıya koyarken, nefsimizle değil vicdanımızla koymalıyız.”
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.