“Fethi de kim?” okuyucularımızın çoğu için meçhul bir isim bu...
Ama Ankara’nın bir semtinde yaşayanlar için pek öyle değil. Hayli zamandır Ankara’nın Yenimahalle’sinde yaşayan dostum, “tam da CHP’li Fethi’yi belediye hizmetlerinden dolayı partisinde örneği bulunmayan birisi sanmak üzereydim” dedi.
Ramazan’da AK Partili belediye başkanının çadır geleneğini sürdürmüş. Cumalara da gittiği söyleniyormuş. Kendisi için hemşehrileri “kesinlikle bildiğiniz CHP’lilerden değildir!” diyormuş.
Ahbabım, “belediye hizmetleri de fena değildi. İlk defa bizim sokak kaldırım gördü. Ne yalan söyliyeyim, sokağın muhtelif yerlerine astırdığı ‘Başkan Fethi’ye kaldırımlarımızı yaptığı için teşekkür ederiz. Sokak sakinleri...’ pankartlarına da çok takılmadım. Hatta rüzgârdan, yağmurdan yıprandıkça veya başka sebeplerle kullanılamaz hale geldikçe habire yenilerinin asılmasını ve neredeyse bir yıldan fazla zamandır bu pankartların kalması için belediyenin gösterdiği çabaları da görmezden geldim. ‘Olur bunlar, CHP’lilik öyle kolay kolay terk edilir bir şey değildir’, dedim.”
“Vakta ki, ‘Kel Ali Vak’ası’ zuhur etti...”
Ahbabım, gelecek mahalli seçimlerde Fethi’ye rey vermeyi düşünürken işte bu vak’a zuhur etmiş ve her şeye rağmen CHP’liliğin bâki kaldığına bir daha kani olmuş.
Kel Ali Parkı vak’ası Yenimahalle belediye başkanının CHP’lilik zamirini dışa vurmuş. İşin içinde Afyonlu olan başkanın hemşehrilik gayreti de var mıdır? Bilemiyoruz.
“Kel Ali” kim? Namı diğer Ali Çetinkaya. Cumhuriyetin nafia ve münakale vekillerinden. Bugünkü dille, bayındırlık ve ulaştırma bakanlarından. Daha öncesinde Yunan’a karşı Ayvalık savunmasının önde gelen isimlerinden.
Öyle mi değil mi?
Bunu fazla araştırmama gerek kalmadı. Meğer Hasan Karakaya daha önce araştırıp yazmış.
Millî Mücadele’deki rolü için ciddi tereddüt belirtenler var. Bu tereddütü belirtenlerden biri de, Cellat Kel Ali tarafından katledilen meşhur Deli Halit Paşa.
Evet o bir kaatil!
İstiklâl Mahkemesi reisi olarak katline yol açtıkları bir tarafa, hem de Büyük Millet Meclisi’nde, bir milletvekili paşayı arkadaşlarıyla öldürüyor. İşin ilginci adam yaralı iken hastahaneye gönderilmesine cevaz verilmiyor.
Kim vurduya gitmemiş gerçek bir siyasi cinayet anlayacağınız.
Ahbabım, “Acaba Başkan Fethi bunları bilmeden mi Kel Ali Parkı’nın açılmasını uygun buldu” diye düşünmeden edememiş. Fakat gazetelere yansıdığına göre, başkan bu cinayeti biliyormuş ve hatta hemşehrisi Kel Aliye bir de paye çıkarıyorumuş.
“Atatürk’e laf söyleyen adamı eli titremeden tam alnının ortasından vurdu” diyesiymiş.
Takke düşmüş ve Fethi’nin keli görünmüş! Bir CHP’li her zaman CHP’lidir!
CHP’li raconunda Atatürk’e laf söylemek ölmeyi gerektiriyor demek ki!
Hukuka, adalete, mahkemeye ne gerek var!
Kafanın bozulduğu adamı vur, “Atatürk’e laf söylediydi” de, bakan ol, başkan ol!
Orman kanununun bile bir haysiyeti var!