Hasan Karakaya

Hasan Karakaya

Benim adım Kemal... Mayasıla, kelliğe çare bende!

Benim adım Kemal... Mayasıla, kelliğe çare bende!

Hani, “Lâfı ağzımdan aldın” deriz ya; Ahmet Kekeç de aynısını yapmış... Benim, “bugün” bahsetmeyi düşündüğüm “Makyavel”den, “dün” söz etmiş... Evet, erken davranıp, lâfı ağzımdan almış...
Efendim, “Floransalı bir siyasetçi, düşünür, stratejist ve devlet adamı” olan Makyavel’in adını duymayan yoktur... “Makyavel” denildiğinde, “ilkesizlik” ve “menfaat” akla gelir.
Çünkü, Makyavel;
“Amaç” için, “her yolu meşru gören” bir siyasetçidir... 1469-1527 yıllarında yaşayan Floransalı bu adam, “adalet”e inanmaz... Onun için adalet, “güçlüden yana” olduğunda adalettir... Makyavel’e göre; size bir “kötülük” yapıldığında, ona “misliyle karşılık” verme hakkınız vardır!..
Maksadınız “iktidar” olmaksa;
Her türlü “hile ve desise”ye, her türlü “pislik ve iftira”ya başvurabilirsiniz!..
MAKYAVELİSTE GÜVENİLMEZ
Makyavel’in “görüş”lerini, “Makyavelizm” adı altında toplayanlara göre; yönetimi ele geçirmek için “şiddet” kullanmak “meşru bir hak”tır... Ya da; “köşeyi dönmek” için her yola başvurulabilir!..
“Makyavelist tip”lerin, ne “ilke”leri vardır, ne de “değer” tanırlar.
“Makyavelist kişilik” şöyle tanımlanır:
“Makyavelist kişiliğin, sözüne ve duygularına güvenilmez. O, ne dine, ne bilime inanır. O’nun insancıl bir heyecanı, duygusu, arzusu yoktur. Tek amacı mümkün olduğu kadar maddi-politik güç sahibi olmak ve hep kazanmak, daha çok kazanmaktır!.. Makyavelist kişiliğin, dogmatik, katı, saldırgan ve batıl inançlı olduğunu da söylemek mümkündür. Ve bu makyavelist kişiliğin en temel boyutu anti demokratik niteliğidir. Bu makyavelist kişilik tipi aynı zamanda, tutucu-dogmatik ve hoşgörüsüzdür.
Bu makyavelist kişilik tipi, paranoid boyutlara varan bir korku, güvensizlik ve toplumsal yalıtlanma korkusu içinde, dış dünyaya kapalı, sistematik düşünceden-felsefeden yoksun olarak yaşamaktadır.
Makyavelist kişilik tipi; yoğun güvensizlik ortamlarında çok daha saldırganlaşır ve fanatikleşir. O gerçek bir fanatiktir aslında.”
KILIÇDAROĞLU, ÇAĞDAŞ MAKYAVEL!
Makyavel’den bu kadar bahsettiğime bakıp da, “Makyavelizm felsefesi”ni anlatacağımı düşünmediniz herhalde!..
Makyavel ve onun görüşlerini aktardım ki, “Kılıçdaroğlu ile benzerliğini”ni ve hatta “aynısının tıpkısı” olduğunu görün!..
Gördünüz işte;
Makyavel, “Amaca giden her yol mübahtır” diyor... Peki, Kılıçdaroğlu da aynısını yapmıyor mu?..
Kılıçdaroğlu da, “amacına ulaşmak” için “yalan” söylüyor, zoru gördüğünde “çark” edip, kıvırıyor!..
“Makyavelist” kişiliğin, nasıl ki “sözüne ve duygularına güvenilmez” ise, Bay Kılıçdaroğlu da “güven” vermiyor!..
Makyavelist kişilik; nasıl ki “dogmatik, katı, fanatik ve saldırgan” ise, aynısı Bay Kılıçdaroğlu için de geçerli!..
Makyavelist bir kişide; “insani bir heyecan, duygu ve arzu yok”tur... Onun tek amacı, “hep kazanmak, daha çok kazanmak”tır!.. Peki, Bay Kılıçdaroğlu da öyle değil mi?..
HER ÇÖZÜM ONDA!
Görüyorsunuz işte;
“İktidara gelebilmek” için her yolu meşru görüyor... “Yalan” da söylüyor, “çark” da ediyor!.. “İftira” da atıyor, “hakaret” de ediyor!..
“Vaat” derseniz, gırla!..
“Çiftçiye ucuz mazot” onda, “emeklilere bol maaş” onda!.. “Yoksula 600 TL maaş” onda!.. Gençlere “9 ay askerlik” onda!..
Her şey onda!..
Tek çare o!..
Hakkari’ye gidip; “Yerel yönetimlere, aynen Avrupa’daki gibi özerklik getireceğiz” deyip, “Apo ile aynı ağzı kullanmak” onda, ama Ardahan’a gidip; “Özerklik nereden çıktı?.. Ben öyle bir şey demedim” deyip, “kıvırmak” yine onda!..
Trabzon’a gidip; “Trabzonspor’u da biz şampiyon yaparız” demek onda!.. Dün Iğdır’da, meydanda toplanan kalabalığa “Sevgili Ardahanlılar” deyip, “Çillervari” bir “çam devirmek” yine onda!..
Öyle ya, onun adı Kemal!..
Her şeyi o bilir,
Her çare onda!..
Memlekete “barış” getirmek, “metre” yerine “karış” getirmek onda!..
Hamilelikteki “geğirme”lere,
“Kirman”la “yün eğirme”lere ancak o son verir!..
“Kabızlığa çare” onda!..
“İshale çözüm” onda!..
Vücuttaki “deri dökülmeleri”ne, ihtiyarlıktaki “bel bükülmeleri”ne son!..
“Benim adım Kemal!”
Çare bende, çözüm bende!..
“İşsizlik” mi dediniz;
“Sadece ben ortadan kaldırırım!”
“Köylünün elektrik borcu” mu dediniz, “ondan kolay ne var, sileriz!”
“Açlık” mı dediniz;
“Biz kileriz!.. Un bizde, yağ bizde, şeker bizde, tuz bizde, buz bizde!”
“Çiftçiye mazot”a gelince;
“Çok kolay!.. Fiyatını düşürürüz!”
Haa, “kaynak” mı?..
Dedik ya;
“Benim adım Kemal!..
Kaynak bulurum dersem, bulurum!”
Hem sonra;
“Vaat” dediğin ne ki, salla sallayabildiğin kadar!.. “Yalan”dan kim ölmüş?..
MAYASILA ÇARE BENDE!
Ben bunları düşünürken, bir okuyucum aradı... “Bir sorunum var” dedi; “Hani, eskilerin mayasıl dedikleri basur var ya, işte benim de mayasılım var... Bildiğin bir hekim var mı?”
Ciddi ciddi düşünmeye ve “kimin çare olacağını” gözümün önüne getirmeye başlamıştım ki; kahkahayı bastı;
“Ben biliyorum” dedi;
“Benim mayasılıma tek çare, olsa olsa Kılıçdaroğlu olur!”
Doğru ya;
“Benim adım Kemal”imin derman olmayacağı “dert” mi var?.. O, “mayasıl”a da çare olur, “prostat”a da!..
O, her “hâl”e çare bulur!..
“İshal”e bile çözüm onda!..
Hani, “Kelin ilacı olsa, kendi başına sürer” derler ya, inanın “kelliğe” çare de onda!..
Hele izleyin onu;
Bir gün “kel”lerin karşısına çıkar da, “Türkiye’deki 15 milyon kelin sorununu da biz çözeceğiz” derse, hiç şaşırmayın!..
Der mi, der!..
Düşünsenize, “15 milyon kel” demek, “15 milyon oy” demek!.. 15 milyon oy da, “iktidar” demek!.. Kılıçdaroğlu bu!.. Hiç böyle bir fırsatı kaçırır mı?..
“Kel”lere “saç”,
“İshal”lere “tıkaç” onda!..
Onun adı Kemal!..
“İlaç” onda, “sütlaç” onda!..
Acil hastalara “kan” onda, ölüm döşeğinde yatanlara “can” onda!..
AYILANA GAZOZ, BAYILANA LİMON!
Her şey onda!..
“Ayılana gazoz, bayılana limon!”
“Gazoz” isteyene gazoz,
“Sakız” isteyene sakız!..
“Elma şekeri” isteyene, elma şekeri!..
Daha da hızını alamazsa;
“Faşizm” isteyene faşizm,
“Komünizm” isteyene komünizm,
“Özerklik” isteyene özerklik!..
“Nereye” gitmiş ve orada “kim, ne istiyor” ise; o, “Benim adım Kemal’in sorunu”dur!..
“Çorumspor”a küme düşürmeme sözü, sigarasını yakacak olana mangal közü!..
“Benim adım Kemal!”
“Söz” de bende, “köz” de!..
Bende, “yok”, yok!..
“Yalan” da bende, “yılan” da!..
“Evde kalmış kızlara koca” da buluruz, “9 koca eskitmiş kadın”ları, “kız oğlan kız” diye de sunarız!..
Bizde “her yol” var!..
Bizim için, “her yol mübah!”
“MHP’ye kaset, AK Parti’ye haset” bizde!.. Kâh “fırıldak” olur döneriz, kâh “mum” olur, söneriz!..
“Benim adım Kemal!”
“Makyavel” dedikleri adam da kim oluyormuş!.. Biz “eski bir Makyavelist” değil, “yeni CHP” ve “yeni Kemalist”iz!..
Bizde “ilke” yok, “sınır” yok!..
“Çizgi” de yok, “istikamet” de!..
“Tutarlılık, ilke, onur, idrak, izan, akıl ve mantık” aramayın bizde!..
Çünkü bizde, “omurga” da yok!..
“Makyavelist tip”ler, “zor” durumda kaldıklarında “saldırganlaşır” ve “çılgına dönerler”miş ya; işte biz de aynı durumdayız!..
Anlayın artık;
Biz “Yeni CHP”yiz!..
“Hakkari’de Kürtçü, Yozgat’ta Kurtçu, Ankara’da Yurtçu oluruz!”
Nevzat Tandoğan’ın dediği gibi;
“Türkiye’ye komünizm gelecekse sadece biz getiririz!.. Biz, Hilâfet’i de getiririz, kılık-kıyafeti de!.. Yeter ki iktidar olalım!.. Bunun için atmak da mübah, sallamak da!..”
Hâlâ anlamadınız mı;
“Benim adım Kemal!”
=============
Kaset organizasyonunun babası!
“10 MHP”linin “kaset” olayı gündemdeki sıcaklığını koruyor... MHP’lilerin, “milletvekilliği adaylığından da istifa ettikleri” açıklanmıştı ama, YSK’nın internet sitesinde hâlâ “MHP adayı” görünüyorlar... Dolayısıyla; insan, ister istemez düşünüyor: Bu, bir “gaz alma” açıklaması mıydı?..
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, miting meydanlarında gürleyip; “bu işleri Tayyip Erdoğan’ın organize ettiğini” söylüyor!.. İyi de, sorarlar adama; o “fuhuş yuvaları”nı Erdoğan mı buldu, o “kadın”ları Erdoğan mı ayarladı?.. Adamların “kemer”lerini çözüp, yatağa yatıran da Erdoğan mı?!?
Bana kalırsa; Bahçeli, bu “organizatör”ü yanlış adreste arıyor!.. Erdoğan’ı suçlamak yerine, şöyle bir “yakın çevre”sine baksa, “Organizasyonun Babası”nı görür!..
Meselâ, şu “soru”yu sorsun Devlet Bey;
“Mehmet Haberal, MHP’ye sempati besleyen ve hatta desteğini her platformda dile getiren bir adamdı!.. Peki, Mehmet Haberal; niye MHP’den değil de, gitti CHP’den aday oldu?.. Haberal, kendi isteğiyle mi gitti, yoksa birinin ısrarıyla mı?.. Haberal ve 10-12 kadar DYP’linin CHP’den aday olmasını sağlayan yaşlı bir zat, acaba MHP’nin safdışı bırakılması için tezgâh kurulduğunu biliyor muydu?..”
Bana kalırsa, Devlet Bey; “kendi kaseti” de çıkmadan, “Baba organizatör”ün yakasına yapışmalıdır!..

Önceki ve Sonraki Yazılar
Hasan Karakaya Arşivi