Devrim kredisi
EBRD'yi, yani "European Bank for Reconstruction and Developpement" i, Türkçesi'ni söylememiz gerekirse "Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası" nı kamuoyu pek tanımaz.
Çünkü vitrine çıkmayı pek sevmeyen bir banka bu. Gerhard Schröder'in sosyal demokrat- yeşiller koalisyon hükümetinde finanstan sorumlu Devlet Bakanlığı yapmış olan Alman maliyeci Thomas Mirow'un yönettiği EBRD, Londra'daki merkezinde sessiz sedasız çalışmaktan son derece mutlu. (Not: Mirow'un yıllık maaşı 500 bin euro dolaylarında. Ayrıca Londra'daki evinin kirasını ve şoförlü makam aracını banka karşılıyor.)
Aman "Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası" nı "Avrupa Yatırım Bankası" (European Investment Bank - EIB) ile karıştırmayın. O, AB'nin finansman kuruluşu. Sadece AB üyesi ülkelerdeki projelere finansman sağlıyor.
Aman "Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası" nı "Avrupa Yatırım Fonu" (European Investment Fund - EIF) ile de karıştırmayın. O da AB üyelerindeki KOBİ'lere finansman desteği vermekle görevli.
Aman "Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası" nı "Uluslararası Ödemeler Bankası" (Bank for International Settlements - BIS) ile de karıştırmayın. O, merkez bankalarının merkez bankası işlevini görüyor
EBRD, yani "Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası", 29 Mayıs 1990'da, dönemin Fransa Cumhurbaşkanı François Mitterrand'ın projesi olarak doğdu, 15 Nisan 1991'de de resmen faaliyete geçti. 38 kurucu ortağı arasında Türkiye de vardı.
Sosyalist Mitterrand'ın projesi neydi biliyor musunuz? Berlin Duvarı'nın yıkılıp Doğu blokunun dağılmasıyla özgürlüklerine ve bağımsızlıklarına kavuşan Orta ve Doğu Avrupa ülkelerinin pazar ekonomisine geçişlerine yardımcı olmak. Bankanın faaliyet alanı daha sonra epey genişledi, Avrupa sınırlarının dışına (Sahi, Avrupa'nın sınırları nerede bitiyor?) taştı, Sovyetler Birliği imparatorluğunun çökmesiyle doğan ülkelere de uzandı: Kafkaslar'a, Orta Asya'ya. Taaa Moğolistan'a kadar.
EBRD'den finansman desteği alabilmek için tek koşul var: "Çoğulcu demokratik sistemle ve serbest pazar ekonomisiyle yönetilmek." Bu koşula pek uymadıkları için eski Sovyet coğrafyasından Belarus, Özbekistan ve Türkmenistan, EBRD kredilerinden yararlanamıyorlar.
"Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası" 20-21 Mayıs tarihlerinde Kazakistan'ın başkenti Astana'da toplanan genel kurulunda önemli bir karar aldı: Arap devrimlerine finansman desteği sağlanacak. Desteğin çerçevesi (Hangi ülkeleri kapsayacağı) ve mekanizması iki aya kadar belirlenecek. Kararda öncelikle Akdeniz bölgesindeki (Fas'tan Suriye'ye kadar) ülkelere el uzatılacağı da önemle vurgulandı
Bankanın kararı şu anlama geliyor: "Ey Arap devrimciler (Veya asiler ya da isyancılar), diktatörünü devir, demokrasiye geç, kredin benden!"
EBRD'nin el vereceği ilk iki ülke belli: Tunus ve Mısır.
Tarihin hınzırlığı: Bankanın 38 kurucusundan biri Mısır. Yani, zamanında Hüsnü Mübarek rejiminin bankaya koyduğu para, şimdi Mübarek sonrası dönemde finansal destek olarak dönecek!
Ah, unutmadan; kurucular arasında Fas da var. Ve Kral Muhammed'in tahtı fena halde sallanmaya başladı.
Ah, yine unutmadan; kurucular arasında İsrail de var. Böylece İsrail, kendisini tanımayan (Mısır ve Ürdün hariç) Arap ülkelerindeki devrimlere dolaylı olarak finansman desteği sağlayacak!
Hemen ekleyelim: Akdeniz havzasındaki Arap ülkelerinin devrimlerin ardından, bir başka ifadeyle, çoğulcu demokratik rejime geçtikten sonra 10 yıllık dönemde kalkınmaları için en az 250 milyar euro yardıma ihtiyaçları olacağı hesaplanıyor.
Buna EBRD'nin kaynakları yetmez. IMF'nin de kesenin ağzını açması gerekecek. Başka uluslararası finans kuruluşlarının, örneğin Dünya Bankası'nın da.
Dünya Bankası zaten Arap devrimciler için açılan mendile ilk parayı attı bile: Mısır ve Tunus'a, "Demokratik reformlar"ın finansmanında kullanılmak üzere 6 milyar dolar veriyor.
EBRD ve Dünya Bankası'nın mali destek kararı, cesaretleri kırılmaya başlayan Suriyeli muhalifleri ve umutları zayıflamakta olan Libyalı direnişleri yeniden şevke getirir mi dersiniz...
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.