Affet bizleri Fatih Sultanım!
Eşsiz önderimiz ve baş öğretmenimiz Hz. Muhammed (sav)’in “Konstantiniyye mutlaka fetholunacaktır.
Onu fetheden komutan ne güzel bir komutandır. Onu fetheden asker ne güzel askerdir” sözleriyle küfrün, şirkin, zulmün, sömürünün kısaca emperyalizmin merkez üssü Bizans imparatorluğunun başkenti Konstantiniyye (İstanbul)un fethini teşvik etmesi dünya nöbetinin zalimlerin elinden alınması içindir.
Peygamberimizin bu övgüsüne mazhar olabilmek için başta Eba Eyyubel Ensari(r.a) olmak üzere tam sekiz asır nice yıldızlar ve nice gönül erleri mücadele ettiler. 1453 yılındaki fethin zeminini oluşturmak için seferber oldular.
Bizans (Doğu Roma) İmparatorluğu’nu tarihten silerek elinden dünya nöbetini fetihle devralan Osmanlı Cihan Devleti, İstanbul merkezli iktidarıyla karanlık zulüm çağlarını tam üç asır sürecek barış çağlarına dönüştürmüştür. Evet tam üç asır ne Afrika’da ne Asya’da ne de Ortadoğu’da sömürülen bir ülke ve açlıktan ölen bir kişi kalmamıştı. Osmanlının adalet ve merhamet eli dünyanın tamamını kuşatıyordu.
Peygamber (S.A) Efendimiz’in medhine mazhar olmuş Batı halkını da zulümden kurtarmak için Batı Roma’yı da fethetmek üzere İtalya üzerine sefere çıkarken, Yahudi asıllı kendi doktoru Dr.Yakabo tarafından arsenik zehiriyle 41 yaşında şehit edilen dedemiz Fatih Sultan’ın aziz ruhaniyetinden torunları adına son iki asırdır yapılan ihanetlerden dolayı özür diliyoruz.
Ve diyoruz ki;
Peygamberimizin aşığı Sultanım affet bizleri!
Torunların olarak fetih ruhuna sahib çıkamadık. Her türlü pisliklerden arındırdığın İstanbul ve diğer şehirlerinin haline bakarak ağlıyorsun biliyoruz.
Kurdurduğun koca cihan devleti üzerinde bizi paramparça ettiler. Onlarca devletçiklere ayırdılar. O devletçikler de Hz.Ömer efendimizin ve Selahaddini Eyyubi hazretlerinin emaneti başta Kudüsü Şerif olmak üzere ya fiili ya da kültürel işgal altında. Toplumun cihad ve şehadet ruhu öldürüldü sultanım.
Fethin manevi mimarı Akşemseddinler ve askerlerin Ulu Batlı Hasanlar yetişmesin diye Ana Hayat Nizamımız Kur’an-ı Kerim’i hayattan kovdular sultanım. Dilinde ve gönlünde ALLAH sevgisi, elinde kalem ve kitab, kalbinde iman ve aklında islam nizamı olan edebli torunlarının bir çoğunu sarhoş, alkolik, eroinman, şizofreni ve hayasız yaptılar sultanım.
Büyüğünü saymayan, küçüğünü sevmeyen bir kısım torunların aile şuurundan uzaklaştırıldı. Çilekeş babalarımız ve dokuz ay bizleri karnında taşıyıp ölene kadar koruyan çilekeş annelerimize evlerinde bir oda bile ayırmadılar. Ayağı altında cennet olan can analarımız ve babalarımızı senden üç asır sonra darulacezeler(huzur evleri) adı altındaki cezaevlerine mahkum ettiler sultanım.
Seninle başlayan İslami iktidarınızda İstanbul’da üç yüz senede on aile boşanmışken, şimdi her saatte yüz aile boşanıp yıkılıyor sultanım. Ermeni inşaat ustasının şikayeti üzerine sanık olduğun mahkemede Baş Hakim Sarı Hızır Efendinin aleyhine verdiği karara itiraz etmeden teslimiyetini ve devrindeki adaletini özledik sultanım.
“Türkün minarelerinde Türkçe ezan okunur” diyerek ülkemizin tapusu yapıp emanet ettiğin camilerin minarelerinden Bizans aşığı iktidarlar eliyle tam 17 sene Allahu Ekberi yasakladılar sultanım. Parasıyla satın alıp camiye çevirdiğin Ayasofya’yı torunların zincirliyerek müzeye çevirdiler. Tam 70 yıldır minarelerinden ezan okunmuyor sultanım. Kerametinle asırlar önce Ayasofya Camii’ni kapatanlara yaptığın bedduanın etkileri hâlâ devam ediyor sultanım.
Emanetin İstanbul ve tüm diğer şehirlerinde kızlarımız okullarda okumak ve resmi dairelere çalışmak için Haymana ananın örtüsüyle giremiyorlar sultanım. İstanbul sahillerinde alkolsüz ve dansözsüz yer zor bulunuyor sultanım. Senin zamanında her yol Mekke’deki Kabe’ye çıkıyordu, yüz yıldır her yol Roma’ya çıkar oldu sultanım.
Rabbımızla savaş olan yuvalarımızın, toplumumuzun ve başımızın belası faiz merkezleri bankalar tüm İslam(pardon isyan) alemini işgal etti sultanım.
Hatırlar mısın Edirne’den ordunu yola çıkarmadan evvel kardeşlik denemesi yapmıştın. Esnafın dükkanlarını gezmiştin. Bir çuval şeker aldığında bir çuval un isteyince dükkan sahibi seni tanımadığından “Ben siftah yaptım. Yandaki dükkana git, unu ondan al. O kardeşim daha satış yapamadı” deyince “İşte bu milletle İstanbul fethedilir çünkü bunlar hakiki kardeş oldular” demiştin sultanım. Şimdi o kardeşlik azaldı, torunların ülkemizde Afganistan, Irak, Libya vs. şehirlerinde dünya menfaati uğruna birbirini yiyorlar sultanım. İstanbul’u fetheden Türk, Kürt, Çerkez, Laz, Arab 22 ırktan oluşan kardeşliği özler olduk sultanım. Şimdi torunların arasından asker, polis, halk ve hatta bebek katilleri türetildi sultanım.
Asakiri Mansureyi Muhammediye (Hz.Muhammed(s.a)’in yardımcı kuvvetleri) adını taşıyan ordumuzun kışlalarından İslami bağlılığı ve hassasiyeti kovdular sultanım. Romalıların talimatıyla sık sık yaptıkları ihtilallerle ülkemizin kalkınmasını önlediler sultanım. Sizlerin zamanında kudretli iktidar eliniz sayesinde doğuda da batıda da aç sefil halk yoktu. Ama şimdi kabrinin olduğu İstanbul’da bile varoşlar oluştu sultanım. Dünyanın her yerinde sömürüden dolayı, aç ve sefaletten dolayı torunların ağlıyor ve ölüyor sultanım.
Daha çok yazıp da seni kabrinde ağlatmayayım. Bir müjdeyle sevindireyim seni sultanım. Yolunda olanlar senden sonra hiç eksilmedi sultanım. Sultan Abdulhamid, Şeyh Ömer Muhtar, Şeyh Şamil, Hasan el Benna, Mevdudi, Muhammed İkbal, Şeyh YASİN, Necip Fazıl, İskilipli Atıf, Saidi Nursi, Süleyman Hilmi Tunahan gibi Allah aşıkları senin uğruna mücadele verdiğin davayı omuzladılar. Ve bu mücadele halen kıyasıya devam ediyor.
Yüz yıldır ağlayan torunlarının yüzü yakında gülecek sultanım.
Onca yıllar, çekilen çileler ve ödenen bedellerden sonra elde edilen kazanımların ve henüz yeni başlayan istikrarın şahsi hesab ve hasedimizden dolayı bozulmaması ve pireye kızıp emanetin olan vatan yorganını yakmamamız için dua et sultanım.
Ve 12 Haziran bizler için yeniden senin 29 Mayıs’ın gibi önemlidir sultanım.
Allah ruhunu şad, makamını cennet eylesin.
Seni çok seven ve özleyen torunlarından
Şevki Yılmaz
Not: Nadide Tur’un Mi’rac UMRE’si özel programıyla 21 Haziran tarihinde dostlarımızla UMRE İÇİN aşkın merkezi Mekke-i Mükerreme’de olacağız inşaallah! Siz kardeşlerimi de davet ediyorum...
Bilgi için: 0212 616 92 26 (www.nadidehac.com)