Kürt ulusalcılarının şiddet kampanyası
-Etiler'de patlayan bomba, PKK-BDP'nin seçim kampanyasına ait olmalı. Sokaklara bayrak, billboardlara afiş asmak, gürültülü şarkılarla ortalığı inletmek ne ise, bomba patlatıp insan öldürmek PKK'ya özgü bir seçim kampanyası tekniği.
Dün, PKK'ya yakın haber ajansı olan ANF, 'saldırının polislere yönelik olduğunu' ima ederek, Kastamonu-Silopi tarzında hedef güdüldüğünü ima ediyor. Aynı kaynak, AK Parti seçim bürolarına, kamu ve özel sektör araçlarına yönelik 'Apocu Gençlik İnisiyatifi'nin eylemlerini, savaş bildirisi gibi sıralıyor.
Kampanyada kullanılan teknikler, oya etkisi ile ölçülür. PKK'nın uyguladığı bu yaygın şiddetin ve tırmandırdığı gerginliğin BDP'li bağımsız adayların oylarına bir katkısı var mı? Bu şiddet, oluşturduğu gerginlik ve peşinden gelen baskı, Güneydoğu'da kırsal kesimde sandık hakimiyeti getirebilir. Ama, Etiler'de patlayan bombanın bu seçim bölgesinde oy kullanacak vatandaşlarda, öfke dışında bir etki uyandırması mümkün değil. PKK'nın şiddet araçlarıyla yürüttüğü seçim kampanyası, BDP'li adaylara oy kaybettiriyor. Peki buna karşılık, bu şiddet bir kampanya tekniği olarak neden uygulanıyor?
PKK'nın uyguladığı şiddet seçim sonrasını tanzim etmeyi amaçlıyor. Seçimden sonra önemli şeyler olacak. Öcalan'ın verdiği 15 Haziran tarihi, hemen seçimin arkasından atılacak bir adıma işaret ediyor. CHP 'Toplumsal mutabakat ve millî bütünleşme projesi' ile hiç kimsenin beklemediği ölçüde ileri gidiyor. Avrupa Konseyi 'Yerel yönetimler özerklik şartı'ndan çekinceleri kaldırma önerisi, demokratik özerklik taleplerini anlamsız hale getirecek kadar ileri adımlar. Türkiye'de 'iyi şeyler' oluyor. PKK'nın 'ateşkes'e rağmen sürdürdüğü saldırıların bu iyi şeyleri engellemeye yönelik olduğu anlaşılıyor. PKK veya PKK içinde bir grup, Kürt sorununun çözüm menziline girdiğini görüyor ve bu çözümü engellemeye çalışıyor. Neden mi? Cevap, seçim kampanyalarında birdenbire yükselen Kürt ulusalcı söyleminde saklı. Kürt sorunu çözüme yaklaşırken Kürt ulusalcılığı kaybedeceği mevzilerini korumak için atağa geçiyor.
Selahattin Demirtaş'ın 'iki başbakan'ı sonrasında, Leyla Zana'nın 'oylarımız Kürdistan'a' sözü, kronik biçimde bağımsızlık, hiç olmazsa federasyon hedefinin dışa vurumu olarak algılanıyor. Aysel Tuğluk'un 'anayasal eşitlik yetmez, statü gerekir' sözünün, Kürt sorununun çözümü ile hiçbir ilgisi yok. Doğrudan doğruya Kürt ulusal hareketinin, Kürt ulus-devleti hayali dile getiriliyor.
Gerçekte ise Kürtler, 'bağımsız Kürdistan' fikrini tüketiyorlar. Endişeye kapılmanın, cehenneme odun taşımanın lüzumu yok. Kürt ulusalcılığı egosunu tatmin edecek hayalleri dile getiriyor. Başta Kürtler olmak üzere hepimiz, bu hayallerin içinin ne kadar kof olduğunu kavrama fırsatı buluyoruz.
Birbirinden farklı iki sorun birbirine karışıyor. Bunlardan biri tek tek her Kürt'ü ilgilendiren Kürt sorunu; diğeri ise sadece Kürt ulusalcılarının sorunu. Kürt sorunu, başından sonuna kadar insanî bir sorun olan Kürtçe sorunu ve yansımaları ile somutlaşıyor. Kürt ulusalcıları ise özerklik, federalizm veya bağımsız devlet gibi siyasî hedefler peşinde koşuyor. Her iki sorunun çözümleri farklı. Ama en derin farkın altını çizdiğimiz zaman mesele bütünüyle anlaşılıyor. Kürt ulusalcılarının siyasî programı veya hedefleri Kürt sorununu çözmüyor; tam tersine içinden çıkılmaz hale getiriyor. Çünkü Kürt ulusalcılarının 'bağımsız Kürdistan' hedefi toprakla sınırlı. Federalizme geçtiğiniz zaman veya bağımsız Kürdistan'ı kurduğunuz zaman, Türkiye'de yaşayan Kürtlerin sadece yarıdan azı bu çözümün içinde kalıyor. Kürt ulusalcıları bu hayal ile sadece milliyetçi özlemleri dile getirmiş oluyor.
Kürt ulusalcı özlemleri seçim kampanyasında propaganda aracı olarak kullanılıyor. Kürt ulusalcılığı, arkasına aldığı devlete küskün Kürt seçmenini bu marjinal ulusalcı yola sokmaya uğraşıyor. Üretilen şiddet, seçim sonrasına bu ulusalcı özlemleri taşımak ve Kürt sorununu bir 'ulusal sorun'a dönüştürmek amacı taşıyor. Tabii bu yükselen şiddetin, Ergenekon'un da ocağına odun taşıdığını, aynı amaca hizmet ettiğini unutmamak gerekiyor.
Ergenekon, Kürt ulusalcılığını, sıkıştığı köşeden çıkmak için bir fırsat kapısı olarak görüyor.