M. Emin Parlaktürk

M. Emin Parlaktürk

Değerlerin Dönüşümü ve Ahlaki Çözülme

Değerlerin Dönüşümü ve Ahlaki Çözülme

Bu sütunun müdavimleri bilirler.
Sosyal refah ve maddi kalkınma her şeyi halletmiyor.
Bundan daha önemlisi, insanın ruh dünyasını güzelleştirmektir.
Çünkü insan, huzurlu ve güvenli bir hayat istiyor.
Bu da, manevi değerleri yaşatmak ve ahlaki anlayışı hakim kılmakla olur.
***
Okuyucularımdan uzak kaldığım günlerde önce “Ufuk Turu Toplantıları”na katıldım.
Ardından da kısa süreli bir Avrupa seyahatim oldu.
Zamanı geçse de “Ufuk Turu” hakkında birkaç tespitte bulunmak isterim.
Bu senenin konu başlığı; “Değerlerin Dönüşümü ve Ahlaki Çözülme” idi.
Bu yıl sekizincisi gerçekleştirilen “Ufuk Turu” toplantılarının bir özelliği var:
Hangi sene bir konu işlenirse, takip eden sene mutlaka o konu ülkenin gündemine oturmaktadır.
Bu, geçmişte hep böyle oldu.
Sanıyorum bu yıl da, ülke gündemini “değerler” ve “ahlâk” oluşturacak.
Sözü fazla uzatmadan toplantının sonuç bildirgesinden özet bazı pasajlar aktarayım.
***
1. İnsan eşref-i mahlûkattır. İnsanî ve ahlakî değerler, fert ve toplum açısından hayati önem taşırlar.
2. Değerlerimizdeki aşınma had safhadadır. Değerlerini yitirmiş ve hiçbir kutsalı olmayan insanlar, hem diğer insanlara hem de çevresine zarar verirler.
3. Hayatımızı inanç ve değerlerimize uygun bir şekilde tanzim etmek en tabii hakkımızdır. Devlet organları, değerlerimizin muhafaza ve geliştirilmesini sağlayacak şartları hazırlamakla görevlidir.
4. Sadece fertlerin değil, sistemlerin ve devletlerin de değerleri vardır. Siyasi ve toplumsal kurumlar da, kendilerini dini ve milli değerlerimizle uyumlu hale getirmelidirler.
5. Toplumsal bozulma ve yozlaşmada medyanın da payı gözlemlenmektedir. Medya kuruluşları, bu tahribatı durdurmakta daha sorumlu davranmalıdır. Ayrıca, çocuklarımızın beden ve ruh sağlığını korumak amacıyla internetin güvenli kullanımı için gerekli tedbirler alınmalıdır.
6. Çalışma hayatı ve ekonomik ilişkilerdeki yozlaşma, insan ilişkilerine de yansımaktadır. Ancak, İslami değerlerin temsil ettiği hak, adalet, kul hakkı, helal ve haram bilinci gibi kavramlar konusunda farkındalık oluşturulmalıdır.
7. İktidar ve güç odaklı sistem ve uygulamalara karşı dikkatli olunmalıdır. Zira, siyaset kurumundaki yozlaşma tüm toplumu olumsuz yönde etkilemektedir. Gücün kullanımında toplumsal sorumluluk ve insani değerler göz ardı edilmemelidir.
8. İslamî değerler, insan fıtrat ve tabiatına en uygun değerlerdir. İnsanla İslam arasına konulmak istenen hukuki, sosyal, kültürel ve ekonomik engellerin ortadan kaldırılması gerekir. Bu gerçek, bundan sonra yapılacak yasal ve hukuksal değişiklerde mutlaka göz önünde bulundurulmalıdır.
9. Türkiye’de toplumdaki zihniyet ve düşünce dönüşümü, insanı hedef alan ve inanç değerlerimizle uyumlu biçimde yeniden yapılanan bir anlayışla ele alınmalıdır. Değer odaklı eğitim ailelerden başlayarak diğer toplumsal kesimlere yaygınlaştırılmalıdır.
10. Değerlerin inşasında ve içselleştirilmesinde sivil toplum kuruluşları daha fazla inisiyatif almalıdır.
***
Yukarıdaki tespit ve önerilere kimsenin itirazı olmamalıdır.
Oturumlarda yapılan çok çarpıcı tespitler arasında sadece bir cümleyi sizinle paylaşarak konuyu kapatayım:
“Muhalefette Müslüman olmak kolaydır, önemli olan iktidarda Müslüman olmaktır”
Dünyevileşmenin hız kazandığı, dünün tavizsiz mücahitlerinin bugünün tamahkâr müteahhitlerine dönüştüğü bir dönemden geçmekteyiz maalesef.
Muhalefette “Hz.Ömer”leşenlerle, iktidarda “Karun”laşanlara bundan daha anlamlı bir ikaz olabilir mi?

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
M. Emin Parlaktürk Arşivi