Yazıcıoğlu haklıydı... “İtiraf edemesek de...”
MHP’nin “istikbal vaat eden” mensuplarından Mansur Yavaş, parti yönetimini “CHP’nin peşine takıldığı ve Yalçın Küçük, Engin Alan gibi şahısların takdirini alır durumlara düştüğü için” eleştiriyor.
Malûm;
Sayın Bahçeli, bir sürü “ÜLKÜCÜ DÜŞMANINI” işe başlatan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nu “başarılı bürokrat” olarak nitelendirmişti.
Hem de;
O dönemde en büyük zulmü, kurumdaki “ülkücüler”in gördüğünü biliyor olmasına rağmen!..
Kim unutabilir:
Sayın Bahçeli’nin “övdüğü” ve son zamanlarda Başbakan’a karşı hararetle savunduğu bu “başarılı bürokrat”ın SSK Genel Müdürlüğü döneminde, “Kurum”un telsizleri ve ilaçları “PKK”dan çıkmıştı.
O “başarılı bürokrat” bugünlerde BDP’den aşırı ilgi ve destek görmekte.
Deniyor ki;
Dolduramadığı alanların “BDP’liler” tarafından doldurulması, bir nevi “şükran” ifadesi!..
CHP-BDP ilişkisini boş ver de...
Bugünkü MHP yönetiminin, CHP ile “kanka” kıvamına gelmesi hayli şaşırtıyor adamı.
MHP, “aşırı solla birlikte hareket etmenin bedelini” çok yakın geçmişte fevkalade ağır bir şekilde ödemişken; MHP’nin tarihinde bir dolu “aşırı sol zulmü” varken, nasıl olur da böyle bir tercih öne çıkar?..
Rahmetli Muhsin Yazıcıoğlu’nu düşünüyorum; bir yandan AK Parti’nin bazı politikalarına yüklenir, diğer yandan da “CHP’nin jakobenizmi”ne, “CHP’nin değer karşıtlığına”, “CHP’nin darbe kışkırtıcılığına” dikkat çekerdi.
MHP’li kardeşlerimle karşı karşıya geldiğimde soruyorum:
“Merhum Yazıcıoğlu’nun tavrını mı yoksa bugünkü MHP yönetiminin tavrını mı ‘ülkücü hassasiyetlerine’ dolayısıyla ‘kendinize’ yakın buluyorsunuz?..”
Bu soruya ülkücü kardeşlerim tarafından verilen karşılık çoğu zaman “tahmin ettiğim” yönde oluyor...
Bakın;
Bir zamanlar Sayın Bahçeli için “canını” ve daha da önemlisi “özgürlüğünü” ortaya koyan eski Ordu Milletvekili Cemal Enginyurt’un bir makalesi var elimin altında...
Rahmetli Muhsin Yazıcıoğlu’nun vefatının ardından kaleme aldığı makalede bakın ne diyor Sayın Enginyurt:
“Ne yazayım Muhsin ağabey. Senin hakkında söylenecekleri göstermiştin zaten yaşamınla bize. İtiraf edemesek de çoğu kez, sen örnek adamdın hepimizin gözünde. Ülkücü için idoldün, önderdin, rehberdin, ağabeydin, velhasıl kelam adam gibi adamdın be ağabey. Yaşamınla hep örnek oldun hepimize, dilerim ölümünle titreyip kendimize dönmemize vesile olursun.”
¥
Bu makalenin,
“İTİRAF EDEMESEK DE” ve “UMARIM TİTREYİP KENDİMİZE DÖNMEMİZE VESİLE OLURSUN” bölümleri fevkalade dikkat çekici.
Cemal Enginyurt’un mensubu olduğu partide bir şeylerin “itiraf edilmesi” noktasında bir zorluk mu var ki böyle bir ifade kullanılmış?
“Titre ve kendine gel!”in mânâsı ne?..
MHP’de itiraf edilmesi gereken nedir ve parti hangi icraatlardan dolayı kendinde değildir?..
Merhum Alparslan Türkeş’in yaşadıkları da “bugünün MHP’lileri”ne ışık tutacak cinsten...
Tam da bu noktada, merhum yazar Yalçın Özer’in bugüne de hitap eden makalesi çekiyor dikkatimi...
Bir bölümünü vermiş olayım:
“Türkeş ve arkadaşları, darbenin birinci yılında geceleyin evlerinden toplanıp, yurtdışına sürgüne gönderildiler. Yakın tarihe ‘14’ler hareketi’ diye geçen bu olay, CHP’li subaylar tarafından gerçekleştirilmiş bir iç darbe veya milliyetçileri tasfiye anlamına geliyordu. Bu tasfiye bir ihanet sonucu meydana geldi. Tasfiye becerildikten sonra, CHP kendi iktidarını kökleştirecek bütün tedbirleri aldı. Bürokrasi CHP’nin eline geçti. Üniversiteler solculara teslim edildi. Yargıda tam solcu kadrolaşma sağlandı. 1961 Anayasası ile Meclis’in tepesine Anayasa Mahkemesi, hükümetin tepesine de Danıştay oturtuldu. Türk milletine karşı bütün tedbirler alınmıştı. Artık vatandaşlar oylarını CHP’ye vermeseler de CHP iktidarda kalmaya devam edecekti. Başlarında Türkeş olduğu halde 14’ler sürgünden döndükten sonra, Milliyetçilik hareketi başladı. Artık büyük dava meydanlara iniyordu. Hedef Türk gençliğini şuurlandırmak olacaktı. Ülke, milliyet düşmanı müstebitlerden temizlenecek ve bu vatanın asıl sahiplerine verilecekti.”
¥
Evet... Merhum Özer’in bu satırlarını okuyan her vatansever, bugünü ilgilendiren “uyarıları” da fark edecektir. Ve titreyip kendine gelecektir!..
10 MHP ADAYI!..
Seçime birkaç gün kalmış... YSK’nın internet sitesinden kesinleşmiş listeye baktım; “kasedi çıkan” on kişi hâlâ aday!.. İki ihtimal var; ya bu on kişi seçime girecek... Ya da YSK “Listeyi hâlâ güncellememek suretiyle” işini ihmal ediyor.
Açtım, YSK yetkililerine sordum; “İhmalimiz yok” demekle yetindiler!..
Ne demekse?!..