Sağduyulu seçmen lafa tokuz dedi
Şükür bir seçim daha bitti.
Son bir ay içerisinde seçimle ilgilenen çoluk çocuk, büyük küçük, hemen herkes, kendisini başka bir âlemde yaşıyor gibi hissetti.
Bu başka bir âlemin içerisinde ise öne çıkan üç partinin dışındaki siyasi partiler ve onların liderleri, pek etkili olamadılar.
Seçimin millet iradesi dışındaki muhalif galibi ise YSK’nın yaptığı düzenlemeyle CHP’lilerle PKK’lılar oldu.
Seçim propagandaları süresince halkı kendisine güldüren liderlerin başı ve sonunda yine Kemal Kılıçdaroğlu ile Devlet Bahçeli vardı.
Kemal Kılıçdaroğlu’nun söylediklerinden çark etme süresi, son bir ay içerisinde saatlerden saniyelere düşmüştü. Kırılması imkânsız bir rekordu.
¥
Seçim gezisi yaptığım illerde düşüncelerine müracaat ettiğim insanlar, genelde çarıklı erkan-ı harp dediğimiz suskun ihtiyarlardır.
Mesela İzmir seyahatimde; “CHP İzmir Nakavt” başlıklı yazı yazdığımda, Ak Partililer bile böyle olacağına inanmamıştı.
Oysa İzmir’in gün görmüş çarıklı erkan-ı harp suskun ihtiyarları, Kemal Kılıçdaroğlu’nun devlet adamlığı yapamayacağını, çok sulu bir kişiliğe sahip olduğunu, milletin de böyle sulu kişiliklere prim vermeyeceğini söylemişlerdi.
Seçim akşamı çıkıp da; “Milletvekili sayımızı artırdık bu bir başarıdır” diye övünmesi ise bu halin bir nişanesiydi.
¥
MHP’deki kasetler yüzünden Devlet Bahçeli’nin kaybedeceği zannedildi ama sanılan olmadı. Hatta şu vaziyete göre belki kasetler “onaylandı” bile denilebilir.
Yalnız Bahçeli’nin hakkını vermeli. Seçim boyunca insanları güldürmek için ciddiyetinden hiç taviz vermedi.
Elbet Bahçeli haklıydı. Çünkü tiyatro ciddi bir işti ve tiyatrocu gülmez güldürürdü.
Bisküvet başta olmak üzere, iki sıfırı at, beşi yediyle topla, dokuzu yan yana getir, sonra dokuzu alt alta getir çıkar, tarzındaki dünya matematik literatüründe herhangi bir hesap şekline uymayan sistemiyle, hakikaten eğlenceli vakitler geçirtti.
Hele ilkokul arkadaşlarınızdan beş kişi, ortaokul arkadaşlarınızdan beş kişi, lise arkadaşlarınızdan beş kişi, üniversite arkadaşlarınızdan beş kişi, askerlik arkadaşlarınızdan beş kişi hesabı yok mu kıyamete kadar iktidar hesabıydı.
Bahçeli’yi de geçelim.
¥
Mümkün mertebe parlamento dışında olan ve artık meclise girme şansları belki yüz yıl sonrası baharlara kalan partileri de zaman zaman izledim.
Mesela Namık Kemal Zeybek’in nasıl ve neden böyle bir partinin başına geçtiğini kimse anlamamıştı. En çok şaşılan tarafı da ortağıydı.
Bu seçimde bir şey daha görüldü ki, Demirel bedenen yaşasa da ruhen çökmüştü. Sağa sola çok hopladı ve hoplattırdı fakat bir netice elde edemedi.
Siyasete hiçbir katkı sağlamayan diğerlerinden biri de DSP’li Masum Türker’di.
Has Parti’de Numan Bey doğru bir isimdi fakat koşuya yanlış kişilerle başladı. “İlmi Siyase” için önünde koca bir dört yıl var.
Neyse kısacası halkımız; “laf değil icraat” dedi.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.