Epitafios
Başımızdaki utanç hükümetinin ve çalarak, çırparak, Yunanistan'ı köleleştirerek bizi yöneten siyasal kadroların defolup gitmelerini isteyen çoğunluğu genç yüzbinlerce öfkeli vatandaşımızın gösterilerine selam olsun. Çünkü o siyasilerin yeri parlamento değil, cezaevi olmalı.
Yunanistan'ı kurtarma paketlerinin hepsi duvara tosladı. Bankaların, yabancı kuruluşların, Goldman Sach'ın ve onun Avrupalı memurlarının kanatları altında hükümetin tuttuğu ve yürümeye devam ettiği yol, bizi doğrudan doğruya felakete götürüyor. Hemen durdurmak, hükümeti hemen kovmak zorundayız.
Zira politikaları gün be gün daha da tehlikeli hale geliyor. Cumhuriyet Başsavcısı, "İflasın eşiğine geldiğimizi, kasanın tamtakır olduğunu" itiraf eden Ekonomi Bakanı Yorgo Papakonstandinu hakkında derhal soruşturma başlatmalı. Aynı şekilde, euro'dan çıkabileceğimizi söyleyen AB Komisyonu'ndaki temsilcimiz Mari Damanaki için de. Başsavcılık, Troyka'nın (AB, IMF, AMB) diktası altında halkı bir kez daha dolandırmaya çalışan müflis hükümet hakkında neden hâlâ harekete geçmiyor; şaşırıyorum.
Ey Avrupa halkları; kavgamız sadece Yunanistan için değil; aynı zamanda özgür, bağımsız ve demokratik bir Avrupa için de. Krizin sorumlusu çalışanlar değil; krizi tetikleyen, sonra da ondan nemalanan finansal kapitalizm ve onların çizmelerini yalayan politikacılar.
Yunanistan'ın borcunu köklü biçimde yeniden yapılandırmaktan başka çözüm yok. Aynı zamanda Avrupa'nın borcunu da. Bu krizin gerçek sorumluları olan bankaların ve para babalarının, yol açtıkları zararın onarılması için beş kuruş bile vermeye yanaşmamaları akıl alacak gibi değil. Bankacılık yeryüzünün tek güvenli mesleği olarak kalmamalı.
Avrupa'nın sadece borç üretmeye dayalı bugünkü ekonomik modelini değiştirmek, talebi ve büyümeyi teşvik edecek politikalara, finans sektörünü sıkı sıkıya denetleyecek himayeciliğe dönmek zorundayız. Hükümetler piyasalara diş geçiremezlerse, piyasalar onları yutacak. Sadece hükümetleri değil, demokrasiyi ve Avrupa uygarlığının tüm kazanımlarını da. Atina'da demokrasi Solon'un yoksulların zenginlere borçlarını silmesinden sonra başladı. Bugün bankaların Avrupa demokrasisini tahrip etmelerine izin vermemeliyiz. Avrupa Merkez Bankası nasıl Goldman Sachs'ın eski bir yöneticisine teslim edilebilir? Ne biçim hükümetlerimiz, politikacılarımız var?
Kavgamızı bizimle dayanışma için değil, bu topraklar Platon, Aristo, Protagoras ve Perikles'i yetiştirdiği için de değil; Avrupa, demokrasi, özgürlük kavramları adına desteklemenizi istiyoruz.
Ayrıca kendi çıkarınız için sizden destek istiyoruz. Bugün Yunan, İrlanda, Portekiz, İspanyol toplumlarının borç ve banka sunaklarında kurban edilmesine sessiz kalırsanız, yarın sıra size gelecek...
***
Bu ağıtın altında Mikis Teodorakis'in imzası var.
Hayatı ciddiye almayan, gamsız-tasasız Zorba'nın coşkuyla oynadığı "Sirtaki"yi besteleyen Teodorakis'in...
Zorba'ya "Sirtaki" oynarken "Benim gibi insanlar bin yıl yaşamalı" narasını attıran Teodorakis'in...
Nazi işgaline karşı direnirken esir düştüğünde bile cesaretinden zerresini yitirmeyen Teodorakis'in...
1946'da bir gösteride polis tarafından alabildiğine dövüldüğünde ve "Nasıl olsa ölmüştür" diye morga kaldırıldığında bile hayata tutunan Teodorakis'in...
İç savaşta iki kez diri diri gömüldüğü mezardan çıkmayı başaran Teodorakis'in...
Albaylar Cuntası toplama kampına gönderdiğinde bile dimdik ayakta kalan Teodorakis'in...
86 yaşındaki çınar ilk kez karamsar, umutsuz. İlk kez hayata kahrediyor.
Bu kahırla ona bir şey olursa herhalde "Epitafios"una, yani mezar taşına, yukarıda bir bölümünü aktardığımız ağıt yazılacak: "Ey Avrupalılar bugün Yunan, İrlanda, Portekiz, İspanyol toplumlarının borç sunaklarında kurban edilmesine sessiz kalırsanız, yarın sıra size gelecek..."
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.