On Önemli Mesele
Birinci mesele: Üç veya beş milyon taraftarı olduğu söylenen o topluluk partiyi tutuyor ama başkanını tutmuyor. Tutar görünse de kerhendir.
İkinci mesele: Çok yükseklerdeki sayın X ile sayın Y'nin araları şekerrenktir.
Üçüncü mesele: Başarılı her insanın bir kompetans sınırı vardır. Bunu aşmamalıdır. Aşarsa bocalamaya başlar ve başarısız olur. Bazı sayın kişilere bunu anlatmak gerekir. (Peter Prensibi)
Dördüncü mesele: Bolluk, refah, zenginlik, genişlik yılları ilanihaye devam etmez. Bolluk devrinden sonra yokluk, kriz ve sarsıntı devri başlar. Tedbir alınmalıdır. (Yedi şişman, yedi sıska inek...)
Beşinci mesele: Türkiye, kaldırabileceğinden çok fazla iç ve dış borca batmıştır. Bunun sonu iyi olmaz.
Altıncı mesele: Bir ülkenin milli eğitim sistemi bozuksa, müflis (iflas etmiş) ise, çağın gerisinde ise, milli kimlik ve kültürle uyumlu değilse, resmi ideoloji heyulasını yaşatmaya yönelikse o ülkenin maddi kalkınması ve başarısı kurtuluş ve selamet için yeterli olmaz.
Yedinci mesele: Siyaset dine alet edilebilir ama din siyasete alet edilemez. Kutsal ve ulvi dini, süfli siyasete alet edenler büyük günah işliyor.
Sekizinci mesele: Uluslararası temizlik ve şeffaflık notunun 10 üzerinden 5'in altında olduğu bu memlekette kokuşmaya, yolsuzluklara, haksızlıklara, haram yollarla zengin olmaya karşı muhalefet etmeyenler; aksine yalakalık, yağcılık, pohpoh, dalkavukluk, evet efendimcilik yapanlar vasıflı ve dürüst vatandaş değildir, hele gerçek aydın hiç değildir.
Dokuzuncu mesele: Kadın erkek eşitliği, kadın özgürlüğü, kadın hakları diye yırtınan, parçalanan, feryad u figan eden kişiler; rejimin TC başlıklı "vesikalarla" bazı kadınlara yasal fuhuş belgesi vermesini, bu seks ticaretinden KDV ve gelir vergisi almasını, yasal genelevlerin kapılarında resmi polis bekletmesini görmüyorlar, kınamıyorlar, protesto etmiyorlarsa onlar samimiyetsiz ve ciddiyetsiz yalancılar ve sahtekarlardır.
Onuncu mesele: Atalarının mezar taşlarındaki Türkçe yazıları ve 1928'den önce basılmış Türkçe kitapları okuyamayacak kadar cahil bir topluma okumuş diyenlere ne demeli?..
*(İkinci yazı)
Bozuk Düzen
Bozuk düzenin çanak yalayıcıları.
Bozuk düzenin haram rantlarına talip olanlar.
Bozuk düzenin kirli nemaları.
Bozuk düzenin haram kemikleri.
Bozuk düzenin ganimetleri.
Dün çok kötü bu bozuk düzen diyenler.
Bozuk düzen yıkılsın, yerine iyisi gelsin diyenler.
Bunların çoğunun şimdi sesleri solukları çıkmıyor.
Bozuk düzenin zehirli nimetleri onları semirtti.
Eski sahte mücahitler, yeni müteahhitler.
Haram yiyiciler.
Saçı bitmedik yetimlerin hakları.
Ne yurtta, ne cihanda barış var.
Silahlar patlıyor, gerilla savaşı, ölenler, yaralananlar, her yer toz duman.
Yağma, talan, vurgun gece gündüz devam ediyor.
Bina ve zina.
İrtikab irtişa.
Dava deve.
Altın gümüş, euro dolar, para para.
Asker rap rap rap diye yürür.
Bunlar rant rant rant diye.
Otuz sene önce içmeye ayranı olmayanlar bugün yedi yıldızlı hayat sürüyor.
Lüks hayat, oh yan gel de yat!
Lüks otomobiller uçar gider, ufukları aşar gider.
Lüks kravatı rüzgarla ters döndü, markası göründü, adam zevkten dört köşe.
Lokanta devri bitti, şimdi süper restoranda yiyor.
Boğaz'da Bilmem Ne Kitchen'da lüferin porsiyonu 500 lira.
Bin lira da olsa yer, denizde kum, onda para.
Çağdaşı Maldiv adalarında tatil yapar.
Dincisi Umreye gider.
Kabe'nin yanıbaşındaki lüks otelin on beşinci katından bakar.
On bir ay günah işlemiş, umreden pir ü pak döner.
Bazı eski mücahitler Ramazan'da pek neşeli olur.
Etkinlikler, eğlenceler, Haliç Direklerarası, sahura kadar vur patlasın çal oynasın.
Kutsal ay edebiyatı.
Eski mücahitler ihaleleri çok sever.
Denizin dibi ısınır, yer deprenir.
Balıklar kütle halinde ölür, karıncalar yuvalarından dışarıya uğrar.
Yetim çocuklar ağlar, zenginler güler.
Hıçkırıklar kahkahalara karışır, bu ne konserdir.
Binalar yükselir, zinalar artar.
Camiler süslü, ezanlar gür, cemaat yok.
Altın Buzağı heykelleri güneşte parıldıyor.
Rejim baronları, ideoloji baronları, çağdaş baronlar, din baronları, cemaat baronları sürü sepet.
Ümmet yetmiş fırkaya bölünmüş.
Çekişme tepişme.
Zina artık suç değil, zinacılar bayram yapıyor.
Küçük çocuklara özel din ve Kur'an dersi vermek yasak. Veren kodesi boylar. Din hürriyeti böyle olur.
Başı örtülü diye Dr. Zeliha hastaneden kovuldu.
Başı örtülü avukat hanım duruşmaya giremez.
Başı örtülü hanım öğretmen ders veremez.
Liseli kız başı örtülü okula gidemez.
Meclis'te bir tek başı örtülü hanım vekil yok.
23 Nisan neşe doluyor insan.
19 Mayıs kutlu, mutlu ve ulusal olsun.
Yaşasın Kemalizm!.. Yaşasın demokrasi!.. Yaşasın İslamcılık!.. Yaşasın BOP!..
BOP BOP Hop Hop!..
*(Üçüncü yazı)
Yardımcıya Talimat
Zaman zaman geçici olarak yardımcılarım oluyor. Onlardan birine vaktiyle verdiğim talimatı aşağıya derc ediyorum:
1. Sabahleyin işe tam vaktinde gelirsin. Tayin edilen saat 10 ise, saat tam 10'u gösterirken zile bir kere (iki kere veya daha fazla değil!) basarsın.
2. Çok nadir ve istisnai hallerde geç kalınabilir ama İstanbul'da trafik sıkışıklığı geçerli bir mazeret değildir. Yoğun sis olması ve vapurların çalışmaması, bir iktidar büyüğü geçeceği için yolların zulmen veya zarureten kapatılması geçerli iki mazerettir.
3. Kapı açılınca ilk yapacağın şey selam vermektir. Selamı küçük büyüğe verir. Küçük büyüğe nasılsınız diye sormaz, bunda öncelik büyüğe aittir.
4. Güne, işe, her meşru şeye besmele ile başlanmalıdır.
5. Size harçlık/ücret verdiğim zaman, alırken "bereket versin" demelisiniz. Ben "Bereketini görün" derim, siz "Amin" dersiniz.
6. Fazilet bakımından sizden üstün bir tarafım yoktur. Lakin yaşım dolayısıyla bana hürmet etmeniz gerekir.
7. Benim küçüğüm olduğunuz için Müslüman olarak size şefkatli olmam icab eder.
8. Yemek yerken kesinlikle ben şu yemeği yemem gibi sözler söylememenizi rica ederim. Peygamberimiz (Salat ve selam olsun ona) "Paça yemeğine davet edilseniz gidiniz" buyurmuşlardır. Müslüman yenilmesi helal olan her temiz yemeği yer. Ben şunu yemem bunu yemem demek şımarıklıktır, adaba aykırıdır.
9. Bazıları şişmanlamamak için yemekte ekmek yemiyor, aşırı yemek yiyor. Böyle bir şey israf olacağından lütfen benim soframda böyle yapmayınız. Perhiz yapmak isteyen, (kepekli doğal ekmek olmak şartıyla) çok ekmek, az yemek yemelidir.
10. Tecessüs etmeyiniz. Tecessüs, yani insanların gizli günah, kusur ve ayıplarını araştırmak Kur'anla, Sünnetle, icma ile haramdır. İnsanların günah ve ayıplarını araştıranlar ve ifşa edenler günün birinde rezil olurlar. Başkalarının günah ve ayıplarına karanlık gece gibi olunuz.
11. Miktarı az da olsa helal ve temiz paranın bereketi çok olur.
12. Size beş vakit namaz kılmanızı önemle tavsiye ederim.
13. Başın takke ile örtülü olması namazın sünnet ve edeblerindendir. Cebinizde bir namaz takkesi bulundurmanızı tavsiye ederim, böyle yaparsanız memnun olurum.
14. İnsanın en büyük ve en korkunç düşmanı kendi nefs-i emmaresidir.
15. Benim yanımda lütfen cep telefonunuzu kullanmayınız.
16. Otomobil sürerken cep telefonunuza bakmayınız.
17. Bilhassa yola çıkarken beni, sadaka vermem hususunda uyarmanızı rica ederim.
18. Evimdeki karıncalar, örümcekler, zararsız böcekler kesinlikle öldürülmeyecektir.
19. Kedilerime ve bitkilerime bakmak zahmet ve külfetine katlanırsanız size dua ederim. Allah iyilikleri karşılıksız ve mükafatsız bırakmaz. Kediye, köpeğe, kuşa, balığa, çiçeğe iyilik eden kendisine etmiş olur.
20. Süfli işlerden biri hela temizlemektir. "Ben hela temizlemem!" diyen kişi gururlu ve kibirlidir. Gurur ve kibir ise helak edici huylardandır.
21. Size merhum Ömer Nasuhi Bilmen hocaefendinin Büyük İslam İlmihali adlı kitabından bir nüsha hediye ediyorum. Her Müslümanın öğrenip bilmesi gereken temel ve zaruri din bilgilerini o güvenilir kaynaktan öğrenmenizi hararetle tavsiye ederim.
22. Lisanla size yapabileceğim haksızlıklar dolayısıyla beni peşinen bağışlamanızı ve hakkınızı helal etmenizi çok rica ederim.
23. Daha iyi veya devamlı bir iş bulursanız dost olarak ayrılmanızı istirham ederim. İşten ayrıldıktan sonra nadiren ve telefonla da olsa hatır sorarsanız memnun olurum.
24. Evimde ve işyerimde ekmek kırıntılarını yere ve çöpe, yemek artıklarını lavaboya atmamanızı ehemmiyetle rica ediyorum.
25. Kimseye, şahsımla ilgili, masum görünen bilgileri bile vermemenizi rica ederim. (Güvenlik açısından)
26. Yüzüme karşı ve gıyabımda en ufak bir övgü istemediğimi ve kabul etmediğimi size hatırlatırım.
27. Beğenmediğiniz, paylaşmadığınız fikirlerim olabilir, bunlar dolayısıyla benimle tartışmamanızı rica ederim.