Serdar Arseven

Serdar Arseven

Şikayet etme, varsa imkânın yardım et!..

Şikayet etme, varsa imkânın yardım et!..

“Fethullah Gülen, Türkçe Olimpiyatları, Kemalizm...”
Dün bu başlık altında yazmıştık.
Dünyanın mesajı geldi, yazıyı alıntılayan internet siteleri de bol bol yorum almış oldu.
Şöyle bir bakıyorum;
Gülen Hocaefendi ve talebelerinin çalışmalarına “genellikle” destek veriyor oluşumdan dolayı “tebrik” ve “tepki” at başı gidiyor.
Tebrikler, “Marifeti iltifatla ödüllendirmiş olmamızdan” dolayı.
Tepkiler ise...
Bir Kemalist-Ulusalcı kesimden gelenler var, bir de Gülen’in çalışmalarını “İslami” bulmayanlardan. Çevrelerden...
İlk gruptakiler, Fethullah Gülen’in “Laik rejimi yıkmak için” uğraştığını, dolayısı ile benim gibi “laiklik karşıtı” bir yazarın bu çalışmaları desteklemesinin normal olduğunu öne sürüyorlar.
Diğerleri ise...
Gülen Hocaefendi’nin çalışmalarını “İslami” bulmayanlar yani...
Dikkat çekici değerlendirmelerde bulunuyorlar...
Çocukların, “şarkı, türkü, dans” işlerine yönlendirilmelerini “sakıncalı” bulanlar var; Gülen camiasının önceki seçimlerde “farklı” partilere mesela DSP’ye destek verdiğini dillendirenler.
Ben görüşümde ısrarlıyım; Gülen camiası “Lider”inin ufku, mensuplarının büyük gayretleri ve fedakarlıkları ile yükselmiştir...
Ve dünkü yazımın sonundaki “Gülen Hocaefendi ve dâvâ arkadaşlarını beğenmeyenlerin yapmaları gereken; onlardan daha sağlam bir ekip kurup çok daha fazla çalışmak ve çok daha kaliteli işler ortaya koymaktır. Lafla peynir gemisi yürümez!..” yorumu bugün için de geçerlidir.

Tabii benim herhangi bir görüşü savunmam o görüşün en sağlıklı görüş olduğunu göstermez.
Bak bir okuyucu mektubu:
“Müslümanların Arapça öğrenme, Hadis, Fıkıh öğrenme ve hepsinden önemlisi çocuklarını Hafız olarak yetiştirme gibi bir dertleri maalesef –pek- kalmadı!..”
Evet...
Güzel bir tespit.
Benim yazdığımdan; bir başkasının söylediğinden ve söyleyebileceğinden çok daha sağlıklı bir değerlendirme.
“Oy- moy” derken...
“Medeniyetler buluşması, çatışması, hizmet, proje” derken...
Esası unuttuğumuz doğru...
Bir misal:
Biz duyurduk, birçok kanaldan ilan edildi....
Bir grup Müslümanın Hafız yetiştirmek için kurduğu EHAD (Evrensel Hafızlar Derneği) faaliyetlerini, dar gelirli yöneticilerinin büyük fedakarlıkları ile yürütüyor.
Bu işler kolay değil; size teslim edilen öğrencilerin her türlü ihtiyaçları ile ilgileneceksiniz, kiranızı, diğer giderlerinizi karşılayacaksınız...
EHAD’ın yeri bu tür bir eğitim için hiç de müsait değil... Maddi imkanları “sınırlı” olduğundan güç belâ “idare” ediyorlar.
Geçen gün bir uğrayıp sorduk kendilerine; “Biz yazdık, başkaları yazdı, haberler yapıldı. Yer veya başka imkan teklifinde bulunan oldu mu?..”
Maalesef!.. Birçok mesaj gelmiş ama “destek” talebi sözkonusu olmamış!..
Bu işlere “eskisi kadar” ilgi gösterilmiyormuş...
E tabii, herkesin işi ve masrafı başından aşkın, “Hafız yetiştirme” işine kim, nasıl destek verecek?..
Ve “niye” destek verecek!!!
Bu fedakar insanlar diyorlar ki;
“Kalpleri ürperten, çağlara meydan okuyan, bir benzeri asla olmayan Kur’an’a duyulan ihtiyaç her geçen gün artmaktadır. Keşmekeşin, çirkefliğin, kaos ve kargaşanın işgal ettiği dünyamızın tek kurtuluşu Kur’an’dadır.
‘Kur’an’ı biz indirdik; onu koruyacak olan da biziz’ diyen Allahu Teala, on dört asırdır Kur’an’ın noktasına dokunulmasına müsaade etmemiştir. Kur’an’ın tahrif edilmeden yayılıp yaygınlaşmasında hafızların büyük rolü vardır. Kur’an’ın eşsiz sedası ve manasının nesillerden nesillere aktarılmasında büyük emeği olan hafızlar, yaşayan ve yürüyen Kur’an olarak nitelendirilmişlerdir...”

Bu sözlere kim kulak verecek?..
İşte biz “bu alanlardaki” büyük ihmali gördük...
Ve onun için de...
“Gülen Hocaefendi ve dâvâ arkadaşlarını beğenmeyenlerin yapmaları gereken; onlardan daha sağlam bir ekip kurup çok daha fazla çalışmak ve çok daha kaliteli işler ortaya koymaktır. Lafla peynir gemisi yürümez” dedik.
Sözümüzde hiç mi haklılık payı yok?..
BİR NOT:
EHAD için bir not:
web adresleri: www.ehad.org.tr
Telefonları: (0312) 324 00 34
İnternet üzerinden ulaşın, telefonla ulaşın, [email protected] adresine mektup atın ve bu hizmetin bir yerinde yer alın.
Şöyle bitirelim mi:
“Kur’an’a hizmet şereftir!..”

Önceki ve Sonraki Yazılar
Serdar Arseven Arşivi