ABD'nin Kur'an-ı Kerim'le savaşı
Haberi gazetelerde veya internet sitelerinde okumuşsunuzdur:
"Irak'ta eğitim atışları sırasında Kur'an-ı Kerim'i hedef tahtası yaparak ateş eden ABD'li askerin, birliğindeki görevinden alınarak Irak'tan çıkarıldığı bildirildi.
Olay, Irak polisinin mermilerle delik deşik edilmiş ve kapaklarının iç tarafına yazılar yazılmış bir Kur'an-ı Kerim bulmasıyla ortaya çıktı.
ABD ordusundan yapılan açıklamada, ismi açıklanmayan askerin, disiplin subayı tarafından sorgulandıktan sonra biriminden alındığı duyuruldu.
ABD ordu sözcülerinden Yarbay Bill Buckner, olayı gören ve müdahalede bulunmayan askerler hakkında da soruşturma başlatıldığını kaydetti.
Buckner, ABD'li komutanların soruşturmaya ilişkin sonuçlar hakkında yerel yetkililere bilgi verdiğini söyleyerek olaydan derin üzüntü duyduğunu vurguladı.
Buckner, diğer askerlere bir ceza verilip verilmeyeceği konusunda açıklama yapmazken, olayın sadece bir askerin sorumsuzca davranışının sonucu olduğunun altını çizdi."
Sadece bir askerin sorumsuzca davranışı, öyle mi?
Bunu külahıma anlatsınlar!
Kur'an-ı Kerim'i hedef tahtası yapan o asker (veya askerler), ABD Hükümeti'nin resmi politikasının gereğinden başka bir şey yapmıyor.
ABD Başkanı George W. Bush, Afganistan'a saldırının startını verirken "yeni bir Haçlı Seferi"nden söz etmemiş miydi?
Haçlı Seferi denilen şey, İslam'ın varoluşuna bir kasıt değil mi?
Aynen öyle.
Nitekim "yeni bir Haçlı Seferi"ne komuta eden Bush'un mürşitleri olarak bilinen Franklin Graham, Jerry Falwell, Jimmy Swaaggart ve Benny Hinn gibi Protestan Siyonist liderler, Kur'an-ı Kerim'e ve Peygamber Efendimiz'e (sallallahu aleyhi vesellem) açıkça savaş ilan ettiler.
Mesih'in yeryüzüne dönmesi ve kıyamet savaşının başlaması için (!) Siyonizm'in başarıya ulaşması gerektiğine inanan bu gözü dönmüş fanatikler gürûhu, ABD'nin İsrail'e verdiği desteği yetersiz buluyor ve İslam dünyasının üzerine daha büyük bir şiddetle gidilmesini savunuyor.
Kamuoyunu bunun gereğine inandırmak için de İslam'a akıl almaz iftiralar atıyor.
Bush başkan olduğunda Beyaz Saray'daki dini ayini yöneten Franklin Graham, 16 Kasım 2001'de MSNBC televizyonunda şöyle diyordu:
"İslam'ın tanrısı ile bizim tanrımız aynı değil. O, Hıristiyan veya Yahudi-Hıristiyan itikadındaki tanrının oğlu değil. Başka bir tanrı ve ben onun (İslam'ın) çok şeytani bir din olduğunu düşünüyorum. öyle harika, barışçı bir din olduğuna filan inanmıyorum. Kur'an'ı ve Kur'an surelerini okuduğunuzda, Müslüman olmayanların öldürülmesinin istendiğini görürsünüz."
Demek ki neymiş?
Kur'an-ı Kerim'i hedef tahtası yapmak, sıradan ABD askerlerine mahsus bir hastalık değilmiş!
Protestan Siyonist liderler sadece Müslümanlarla değil genel olarak İslam'la savaş halindeler.
Onun için Peygamber Efendimiz'e de her fırsatta dil uzatıyorlar.
Jerry Falwell, 6 Ekim 2002'de CBS televizyonunda Peygamber Efendimiz'e haşa "terörist" diyecek kadar alçaldı.
Milyonlarca Amerikalıya yön veren televizyon vaizi Jimmy Swaggart, 10 Kasım 2002'deki programında Efendimiz'e akıl almaz iftiralar attı ve Amerika'daki Müslümanlara "Tek kelime ederseniz gidersiniz!" şeklinde bir ültimatom verilmesi gerektiğini söyledi.
Benny Hinn, Dallas'ta yaptığı bir konuşmada,Filistin meselesiyle ilgili olarak, "Biz Tanrı'nın safındayız. Bu, Yahudilerle Araplar arasında bir savaş değil, Tanrı ile şeytan arasında bir savaş" dedi.
Afganistan ve Irak'taki ABD işgal orduları işte bu zihniyetin ordularıdır.
Bush'un Beyaz Saray'a yeni bir Haçlı Seferi için "Tanrı tarafından yerleştirildi"ğini söyleyen Korgeneral William Boykin, tıpkı Haçlı atalarının yaptığı gibi, Müslümanların "putperest" olduğunu iddia etmemiş miydi?
Felluce katliamının sorumlusu olan General James Mattis, Müslümanları öldürmeyi "çok eğlenceli" bulduğunu söylememiş miydi?
Hülasa: Kur'an-ı Kerim'i hedef tahtası yaptığı belirlenen o ABD askeri (veya askerleri) zurnanın son deliğidir.
Sorunun kaynağı, İslam'ın varoluşuna kasteden ABD Hükümeti'dir.
ABD'nin doğrudan doğruya İslam'la savaş halinde olduğu gerçeği o kadar açık ki, Almanya eski Başbakanı Helmut Schmidt, ABD Başkanlığı için yarışan adaylara şöyle sesleniyor:
"Mevcut siyaseti değiştirip İslam'ı muteber bir din olarak tanımaya hazır mısınız, değil misiniz?"