Yüksek Yargı Partisi

Yüksek Yargı Partisi

Yargıtay’da iki milletvekili adayıyla ilgili iki kritik dosya vardı seçim öncesi.

Biri CHP Genel Başkan Yardımcısı Gürsel Tekin’in ‘resmi evrakta sahtecilik’ iddiasıyla mahkum edildiği davaydı...

Diğeri ise Diyarbakır bağımsız milletvekili adayı Hatip Dicle’nin terör örgütü propagandası yaptığı iddiasıyla mahkum olduğu dava...

Gazeteler Tekin’in dosyasının içindeki evrakların kaybolduğunu, Yargıtay’da bazı ellerin bu dosyanın gündeme gelmesini istemediğini ısrarla yazdı.

Sonunda onların dediği oldu ve Gürsel Tekin hakkındaki dosya Yargıtay’ın ilgili dairesinin gündemine gelmedi ve Gürsel Tekin milletvekili olmaya hak kazandı.

Diğer kritik dosyada ise Yargıtay’ın ilgili dairesi seçime iki gün kala karar verdi ve Dicle’nin mahkumiyetini onadı.

Bunun ardından Yüksek Seçim Kurulu önceki akşam geç saatlerde bu mahkumiyet kararının Dicle’nin milletvekilliğine engel olduğu kararına vardı.

Kararın büyük umutlar yaratan seçim sonuçlarına gölge düşüreceği ve bölgede huzursuzluk yaratacağı kesin.

Sanki birileri de bunu açıkça istiyor.

Düne kadar ‘’Kürt sorununu çözerken Türk sorunu yaratmayalım’’ diyerek açılım çabalarına karşı çıkan kimi akademisyenlerin son dönemdeki keskin tavırlarına bakınca, insan bir şeyler döndüğü hissine kapılıyor açıkçası.

Tek adam, korku rejimi, şeriat tehlikesi senaryolarını tutturamayanlar şimdi Kürt ipine sarılmışlar gibi görülüyor.

36 milletvekilinin 7’sinin Meclise girmesinin önü kesilirse, yeni anayasa da, demokratik açılımlar da, ateşkes de sona erebilir.

Çatışma ortamının devamı, şiddetten güç kazanan, bu yolla siyaseti denetleme, kontrol altında tutmak isteyen kesimlerin işine yarar.

PKK’nın eylemlerini sürdürmesi Türkiye’nin tam demokrasiye geçmesinin, askerinin asli rolüne dönmesinin önündeki en büyük engel.

Türk-Kürt çatışması içine düşmüş gergin bir Meclis’in yeni anayasa ile uğraşacak takatı da kalmaz elbette.

Wikileaks belgelerini hatırlayın, ne diyordu Amerikalılar Derin Devlet tahlillerinde:

“Yargı Derin Devletin tali ama önemli bir koludur.”

Son gelişmeler bu analizi yeniden doğruluyor açıkçası...
CHP Antalya’da bu kafayla çöktü

Büyük oy farkıyla kazandığı yerel seçimin ardından ortaya koyduğu performansla CHP’yi Antalya’da AK Parti’nin arkasına düşüren Belediye Başkanı Mustafa Akaydın, Türkiye’deki durumu Hitler Almanyası’na benzetmiş. Kendi performansını sorgulamayan, halkı neden CHP’den kaçırttım demeyen bir zihniyetin sonunda halkı ve tercihlerini suçlaması gayet doğal.

Doğal olmayan bu güzelim kentin daha uzun süre böyle bir zihniyet tarafından yönetilecek olması.



Türk Hava Yolları

THY ile uçuş deneyimi yaşayan birinin başka bir hava yolunu tercih etmesi mümkün değil.

Gıcır uçakları, mükemmel servisi, bağlantı opsiyonlarıyla THY bölgede ve Avrupa’da rakipsiz hale geliyor.

Bu başarısı THY’ye ‘’Avrupa’nın en iyi hava yolu’’ ödülünü getirmiş. Türkiye’nin uluslararası markasını yaratan tüm ekibi kutluyorum.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Arşivi