BDP gündemi değiştirdi
32 yıldır Güneydoğu’da İslam yerine terör konuşuluyor.
Gün döndü...
Bu yörede güneş battı, gündem silahlarla değiştirildi...
Şimdilerde Kürdistan macerası ile halkı oyalayanlar ne zaman başbakan, bakan olacakları hayalleri ile yatıp kalkıyorlar... Devran meselesi...
Bu saatten sonra Kürt halkı İstanbul veya Ankara’daki ekmek teknesini yıkarak macera peşinde koşar mı bilemem. Olaylar her ne kadar Kürtçülükte kilitlenmiş görünse de aslında hedefte İslam’ın Güneydoğu’daki yükselişi vardır.
PKK şu anda bu hareketin önünde en büyük engeldir.
Medreseler kapatıldı, olmadı; Kur’an öğrenme yasağı getirildi, olmadı...
Yazı kaldırıldı, yine olmadı...
İşte terörle bal gibi oluyor. Belediye başkanının oğlunu dağa kaçırdınız mı arkasından istifalar gelir. Şiddetin mayası tutmasa da ekşitir.
İmam Hatip liseleri ile yurtlar yakılıyor, tahrip ediliyor...
Yarın da Kürtçe ezan okumayanın infazı yapılacak.
Bakın bakalım, BDP Şeyh Said ile Bediüzzaman’a sahip çıkıyor mu?
Hatta bazı devlet büyükleri(!) “İrtica PKK’dan daha tehlikelidir” demiyor mu?
12 Eylül öncesini düşünün, kimler başlattı, kimler bitirdi?
11 Eylül kabus, 12 Eylül sükûnet...
Şimdi de terörün sahibi var. Polise tokat atanlarla, şiddeti körükleyenler emir kulu, bir yerlerden ne emir geliyorsa onu yapıyorlar. Deşseniz, altından İsrail sermayesi çıkar...
“Meclisiniz yere batsın” deseler de inanmayın.
Şimdiye kadar “Biz bu Meclis’ten maaş almayız” diyeni duydunuz mu?
Anayasanın 81. Maddesi, “Yeminle göreve başlanır” diyor.
Demek oluyor ki göreve başlamak için yemin şart.
Göreve başlamayınca da maaş alınmaz.
Kural bu ama bakalım kurallar mı geçerli olacak, yoksa “Dediğimizi yapmazsanız Roma’yı ateşe veririz” tehditleri mi?..
BDP kendinden olmayanları tanımıyor. Seçimse seçim ama olsun, o yine tanımıyor...
Eşbaşkan öyle diyor:
“Bunlara selam vermeyin, konuşmayın, görünce sırtınızı dönün...”
% 6.5 oranında bir temsil havası.
İşçi Partisi de zamanında öyle iddia ediyordu.
Sonra ne görelim altından Ergenekon çıktı...
Şimdi de BDP’nin altından ne çıkacak!
Yemin etmezlermiş!
Çok mu lazım.
Yemin etmek isteyen yapar, yapmak istemeyen yapmaz.
Yine de hatırlatmış olayım.
Meclis İçtüzüğü gereği, bir ayda beş sefer oturumlara katılmayanların milletvekillikleri düşer. Düşer de berikiler durmuyor, ille de katılın diyorlar.
Sanki BDP cuma namazına katılmazsa o namaz olmazmış gibi bir şey.
Burası Meclis ise, ki öyledir, kurallara göre gereğini yapar.
Gerisini katılmayanlar düşünsün.
Dedim ya, hesaplar içerisinde hesaplar var.
Düşünüyorum, PKK ile KCK silah bırakıp dağdan inse ne olur?
Herhalde ertesi sabah BDP diye bir parti kalmaz.
Kutsanmış Kürdistan macerası da tarih olur.
MHP de sıfırın altına düşer...
Sade o kadar mı? “Mü’minler ancak kardeştir” ilahi fermanının önündeki tüm engeller kalkar, bölgeye huzur ve barış gelir...
Suriye’deki halk soruyor: “Neden ayrıyız?”
Bir avuç insan ise “Kürdistan” diyor...
Yarın göreceksiniz, Ortadoğu halkı hep aynı soruyu soracak:
“Neden ayrıyız?..”
İşte bu soruları emperyalistler duyduklarından önceden tedbir alıyorlar.
Bölüyorlar, vuruşturuyorlar, içimizdekiler de alet oluyor...
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.