Tansel Çölaşan açıklama gönderdiCevap ve cevap
DANIŞTAY’da Alparslan Arslan’ın silahlı saldırısına maruz kalan heyette bulunan Sayın Mustafa Birden, mahkemede verdiği tanık ifadesinde saldırganın hiç konuşmadan ateş ettiğini söylemiş, basında da Tansel Çölaşan’ın “saldırgan, Allah’ın askeriyiz dedi...” şeklindeki sözleri gündeme gelmişti. Ben de 20 Haziran günkü köşemde “akılcılık” üzerine bir yazı yazmıştım.
Çölaşan uzun bir cevap yazısı gönderdi. Yalın gazetecilik dilinden uzak; teknik dille yazılmış, çok karmaşık uzun bir yazı...
Danıştay saldırısının hemen ardından TV’lere yaptığı “sanık Allah’ın askeriyiz...” şeklindeki açıklamasının doğru olduğunu belirtiyor.
Çölaşan’ın açıklaması
Bayan Çölaşan’ın gönderdiği açıklama özetle şöyle:
- Sanık Arslan’ın kendisi polis ve savcılık ifadelerinde türban sebebiyle ve “Allah’ın askeriyiz... Allahu ekber...” diyerek saldırdığını söylemiştir... Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi sanığın bu sözleri söylediğini tespit etmiştir.
Akit gazetesi hakkında açtığım tazminat davasında da Asliye Ceza Mahkemesi, Alparslan Arslan’ın bu sözleri söyleyerek saldırdığını, benim TV’lerdeki açıklamamın doğru olduğunu tespit etmiş ve tazminata hükmetmiştir.
-Sanığın bu sözleri saldırının hangi aşamasında, nerede söylediği net değildir. Kendi beyanlarında da bu sözleri söylediği yer olarak çelişkili mekânlar gösteriyor. Fakat saldırırken, ya da boğuşurken, ya da yakalandıktan sonra güvenlik odasında söylemiş olması delil olma niteliğini değiştirmez.
-Açtığım tazminat davasında mahkeme, benim gerek Danıştay Başkanvekili olarak gerek kendi adıma olay hakkında açıklama yapma yetkimin bulunduğunu kabul etmiştir.
Kısaca, Bayan Çölaşan kendisinin yetkili olarak TV’lere açıklama yaptığını ve söylediklerinin de doğru olduğunu söylüyor.
Benim değerlendirmem
Bayan Çölaşan, sadece TV’lerde yaptığı açıklamanın gerçek olduğunu gösteren belgeleri anlatıyor; Danıştay saldırısının Ergenekon davasıyla birleştirilmiş olmasına değinmiyor tabii olarak.
Ben de yazımda “Çölaşan söylediklerinin doğru olduğuna inanıyordu” diye yazmıştım.
-Ancak Tansel Hanım TV’ler karşısında sadece olayın nasıl gerçekleştiği konusundaki duyumlarını anlatmakla kalmamış, AKP hükümetini ima ederek “bunların arkasında olanlar, toplumsal mutabakatı bozanlar... Onlar kendilerini bilirler” gibi sözlerle yorum da yapmıştı. Bu yorumuyla AKP hükümetini ima etmediğini de açıklarsa, meselenin bu yönünü de aydınlatmış olur. Yok, eğer bir yargıç olarak iktidarı ima etti ise bu fahiş bir hatadır.
- Öfkelerin fevkalade kabardığı bir sırada bir yargı görevlisi TV’lerin karşısında böyle konuşmamalıydı; duyumlarını savcıya anlatmalıydı. Bu eleştirimi sürdürüyorum.
-Saldırıya maruz kalan yargıçlardan Mustafa Birden’in tanıklığına göre saldırgan ateş ederken konuşmamıştır. Saldırgan bu sözlerini “emniyet odası”nda söylemiş olabilir; odada bulunanların tanıklığı önemlidir. Sanığın ifadesindeki mekân çelişkilerinin sebebini Ergenekon davası aydınlatacaktır.
-Benim yazımın konusu Çölaşan’ın kişiliği değil “rasyonalizm” eleştirisiydi.
Sayın Çölaşan ima ettiği gibi hakkımda tazminat davası açarsa, bunları mahkemede de tartışırız; isterse TV’lerdeki ateşli belagatini banttan birlikte izleriz.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.