Acıktılar, putlarını yiyorlar!
Bismillahirrahmanirrahim
Muhabbetin, barışın ve vefanın örneği başöğretmenimiz ve izinden gitmekle şeref duyduğumuz eşsiz Önderimiz Hz. Muhammed (s.a) efendimizin Nur şehri Medine-i Münevvere’de ülkemi bölmek için tezgahlanan oyunların bozulması duasında bulunarak sağduyu sahibi tüm halkımıza duyuruyorum ki;
Sözde BDP ve abisi CHP Meclis’i boykot ederek, halkın özgürlüklerini içeren kökten yeni bir milli anayasayı çıkartmamanın bahanesini buldu. Darısı ikiz kardeşleri MHP’nin başına. Bakalım onlar ne kılıf uyduracaklar.
Yüksek Seçim Kurulu da, maalesef yapılan tüm uyarılara rağmen, bugün böyle bir ortamın oluşmasına zemin hazırlayan en önemli aktör oldu. Aldığı tartışmalı kararlarla, seçim sonrası kaos ortamı planlayanların ekmeğine yağ sürdü.
Biz bu tiyatroyu geçmişte çok seyrettik. Bu malum partilerin anayasa ve yasalara saygı ve bağlılıkları, Ebu Cehillerin helvadan yaptıkları putlara saygıya benziyor. Tok iken saygı duyar gözüküyor, acıktıklarında yutuyorlar.
Geçmişte başbakan ve bakanlar darağacında astırılırken, şimdi savundukları yargı bağımsızlığı neredeydi?
Tek bir teröre bulaşmamış fikir partilerini sudan bahanelerle kapatıp, lider kadroları yasaklanırken hukukun üstünlüğü ilkesi nerdeydi?
Sırf Allah’ın emri gereği örtündüğü için milletvekilliği düşürülen Merve Kavakçı kardeşimize ve çocuklarına, kuduz köpekler gibi saldıranlar eliyle haddi bildirilirken, süt dökmüş kedi gibi susan ürkekler, vatana ihanetten yargılanmaları devam edenler Meclis’e giremiyor diye; ne yüzle, hangi vicdan ve iz’anla şimdi utanmadan hukuktan bahsedebiliyorlar?
Ergenekon üçüzleri bu partiler, vatana ihanetten yargılanan veya yüz kızartıcı suçlardan ceza alanların affa bile uğrasalar milletvekili olamayacaklarını çok iyi biliyorlardı. Çünkü o Anayasa ve kanunları geçmişte kendileri yapmıştı.
Şimdi Ebu Cehil’in helvası gibi putlaştırdıkları yasaları, hortumları kesilip acıkınca yemek istiyorlar. Dün hukuk, demokrasi ve dokunulmazlıkları putlaştıranlar, şimdi iktidarları yıkılmaya başlayınca kutsallaştırdıkları ilkeleri yutmaya başladılar.
Gayeleri üzüm yemek değil, ülkenin gerçek sahibeleri olan halkımızın iktidarını önlemek.
Geçmişte terör eylemlerinin arttığı dönemleri bir inceleyin. Ne zaman halkımıza hakları verilmeye başlanmış veya hak ve özgürlükler için siyasi irade bir adım atmışsa, sivri derin gücün organizesiyle terör eylemleri hemen artmaya başlamıştır. Yani Ergenekon’un maşaları PKK ve benzeri terör örgütleri ülkemiz ve bilhassa doğu bölgemize hak ve özgürlüklerin verilmesinden ve maddi hizmet götürülmesinden çok rahatsızdır.
Bu yüzden bu piyon örgütler; ülkemizde yaşayan tüm Müslüman halkların maddi-manevi refaha kavuşturulmaları için yapılan çalışmaları hep sabote etmişler ve etmeye devamla görevlidirler. Ülkemizi bölünmekten kurtaracak inanç, barış ve kardeşlik projelerini terör eylemleriyle dinamitlemeye çalışmaktadırlar.
Yörenin çilekeş mazlum halklarının okutulması, eğitilmesi ve iş sahibi olması için hayata geçirilen projeleri her türlü terör eylemleriyle engellemeye çalışmaktadırlar.
Nedeni gayet açık; maddi ve manevi kalkınmış bir doğu bölgesi, bu örgütlerin esrar, eroin ve eleman pazarını elinden alacaktır. İş, aş ve eş sahibi bir toplumu dağa çıkarma imkanı olmadığını çok iyi bilmektedirler.
Şimdi de zalim düzenin kurbanları olan Şeyh Sait, Şeyh Rıza gibi şehitlerimizi kullanmak istiyorlar. Dersim katliamının sorumlularından ilk kadın pilot Sabiha Gökçen ismi bir havaalanına verilirken susanlar, şimdi hukuk ve barış havarisi kesildiler. Ancak bütün bu oyunları bozacak halkın iktidarı görev başındadır.
Bu iktidar Türkiye’miz ve tüm ezilen dünya hakları için bir şanstır. Kazanımdır. Türkiye, iktidarını bulmuştur. Ama hâlâ iktidarı uyaracak ve rehavete kapılıp şımarmasını önleyecek halkımız adına gerçek muhalefetini oluşturamamıştır.
Doğruya motor, yanlışa muhalefet görevini üstlenecek milli partiler bölünmüşlükleri ve yanlış siyasi stratejileri sebebiyle barajı geçememişlerdir. Meclis içi muhalefet meydanı da Ergenekon terör örgütünün avukatlığına soyunmuş bu üçüz partilerin elinde kalmıştır. Bu da ülkemiz için büyük bir talihsizliktir.
Asırlardır dünya barış köprüsünün kilit taşı olan Osmanlı Cihan Devletinin mirası üzerinde kurulan ve halkın iktidarını yeni gerçekleştiren genç Türkiyemizin muhalefet partilerinin tamamının halktan yana, milli olacağı bir dönemin doğum sancılarını hissediyorum.
Tam 200 yıldır hile ve entrikalarla iktidarları ellerinde tutan ittihatçı masonik partiler muhalefete düştüler. Yapılan zulümlerin, faili sadece bizce meçhul malum cinayetlerin, çekilen çilelerin, yaşanan dramların ve haksızca alınan canların ahı sebebiyle çöküşlerini hızlandırdılar elhamdülillah. Tamamen bitip yok olmaları için yanlış üstüne yanlış yapıyorlar. Yapana değil yaptırtana bak.
Not: Nadide Hac ve Umre Organizasyonlarıyla Ramazan Umresi hazırlıklarımız da devam ediyor. Kaydınızı yaptırın, Ramazan Umresine birlikte gidelim inşallah. Bilgi için: (www.nadidehac.com 0212 616 92 26)