Irak’a daldık; hadi hayırlısı!..
Irak Cumhurbaşkanı Yardımcısı Tarık El Hâşimi Türkiye’deymiş, hem de Ankara’da.
Kendisine en yakın bürokratlardan Hacı Şivan Bey’i aradım; sağolsun hanesinde Sayın Haşimi ile bir buluşma ayarladı.
Gitmeden önce, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığı’nın dış ilişkilerini arayıp “Ankara ve Bağdat belediyeleri arasında kardeşlik anlaşması olup olmadığını” sordum.
“Maalesef yok” muş.
Milli görev; Belediye’nin en tecrübeli Meclis Üyesi, güreş ve wushu (kung-fu) federasyonlarının başkanvekili Sayın Ahmet Tunç’u binbir ısrar buluşmaya getirdim.
Dünün sıkı “Meclis usulü yemin karşıtı” bendeniz; şimdilerde milleti böylesine usulsüz bir yemini teşvik için uğraşmaktansa...
Irak’ın son durumu hakkında bilgi alayım dedim.
Sayın Cumhurbaşkanı Yardımcısı Tarık El Hâşimi’nin anlattığına göre; birçok yatırımcımızı ürküten Bağdat ve civarı bir hayli güvenli hale gelmiş.
Kuzey Irak’ta yatırım yapanlar Bağdat’ın “hâlâ” güvenlik sıkıntısı çektiğini söylerken, Sayın Hâşimi, “fırsatlara” dikkat çekiyor.
ABD’nin yıkıp yaktığı bölgenin hızla “yeniden inşa edilmesi” gerektiğinden ve Iraklılar, kültürel sebeplerden dolayı Türkleri tercih ettiğinden, bizim iş adamlarımız için orada muazzam yatırım imkanları varmış...
Anladığımızdan değil de herkes bilir; “Ya ödemeler ne oluyor?” diye sorduk.
“Irak’ta mevzuat büyük ölçüde oturdu. Ödemelerde hiçbir sıkıntı yok; yeter ki ülkemize kaliteli hizmet sunulsun” dendi.
Yanı başımızda tepeden tırnağa “yenilenecek” bir ülke var.
Sürece yayılmış olarak trilyon dolarlık bir pazardan bahsediliyor, milyonlarca aileye ekmek kapısı.
Sayın Irak Cumhurbaşkanı Yardımcısı ile uzun uzun Türkiye’yi de konuştuk.
“Sayın Erdoğan liderliğindeki Türkiye gerçekten hızla büyüyor. Bunu içeriden sizler bir fark ediyorsanız bizler dışarıdan bin” diyen Sayın Hâşimi, “Türkiye’nin yakaladığı istikrar ortamı, İslâm alemi için de büyük umut oldu” cümlesiyle örtülü bir “Lider Ülke Türkiye” mesajı verdi.
Türkiye’nin şahsiyetli dış politikasının, “diğer ülkelerde yaşayan Müslümanlar” olarak kendilerine de büyük güç verdiğini belirten Haşimi, “Yanlış politikalar yüzünden gerekli potansiyeli yakalayamayan ilişkilerimiz, hızla tırmanacak. Bu tırmanıştan, gerçek girişimci de nasibini inşallah fazlasıyla alacak” dedi.
Sayın Haşimi ile Büyükşehir Belediye Başkanlığı’nı temsilen buluşmaya katılan Sayın Ahmet Tunç da “Ankara ve Bağdat belediyeleri” arasındaki ilişkilerin “kardeşlik” düzeyine çıkartılmasını sağlayabilecek önemli bir görüşme gerçekleştirdi.
Irak tarafından böyle bir “talep” ulaştığı takdirde, Sayın Tunç bu talebi ilgili yerlere iletecek.
İki ülke arasında “dostluk” temalı spor müsabakalarının gerçekleştirilmesi de, karşılıklı ilişkilere önemli bir hareket getirecek.
Sayın Tunç bu alanla da bire bir ilgili olduğu için, Irak tarafına “katkı” sözü verdi.
Bu arada; birçok Iraklı aile, çocuklarının özellikle üniversite eğitimini Türkiye’de almasını arzu ediyormuş...
İlgi duyan eğitim kurumlarımıza duyurmuş olalım.
Sayın Cumhurbaşkanı Yardımcısı, “komşu coğrafyaya” ilgimizin büyüklüğünü görünce, bize bir davette bulundu.
Bu duygu ve düşüncelerle büroya dönüyorduk ki, bir telefon geldi:
“Ben Zübeyt Bozkurt; Kerkük İşadamları Dayanışma Derneği Başkanı. Uzun yıllardır Kuzey Irak’ta ve son zamanlarda da Bağdat’ta ticaret yapıyorum. O coğrafya maalesef ihmal ediliyor, sizinle bu konuları uzun uzun konuşmak isterim.”
“Olur tabii” dedik.
Hafta sonundaki MÜSİAD Ankara Şubesi’nin pikniğinde eski, yeni başkanlar Hüdaverdi Çakır ile Ziya Kahraman, diğer MÜSİAD üyeleri, İngiltere’de ve Türkiye’de İngilizce dil okulları bulunan Muhsin Yılmaz, ben filan sohbet ediyorduk.
Karşımızda bir bey; Türkiye-Irak Dostluk Derneği Başkanı Mehmet Kapkiç.
Onunla da bir Irak sohbetine girince;
“Hadi hayırlısı” dedik;
“Irak bizi mi çağırıyor ne?!!”