Diyalog ayetleri (1)
Gece karanlığında eğlenerek yürüyen bir kalabalık uçuruma doğru gitseler, uçurumdan haberi olmayan bu kalabalığa yolun kenarında duran bir grup “Yahu nereye gidersiniz? Yolun sonu uçurum. Gitmeyin” diye bağırsa, yine yolun kenarında duran diğer bir grup da “Hayır, hayır bu adam yalan söylüyor. Yolun sonu çok güzel bir eğlence yerine çıkıyor” dese ve uçuruma doğru gidenlerden Bush, Şaron gibi zıpırlar çıkıp “Gitmeyin” diye bağıranı yakalayıp “Sen ayırımcılık yapıyorsun” diyerek ağaca bağlasalar, diğer bağıranı “Aferin” diyerek yanlarına alsalar, uçuruma doğru giden kalabalık gülerken o bir kişi ağlasa şimdi biz hangisine: “Ne olacak bu/ bunların hali” diyeceğiz. (Bak: Tevbe 109 âl-i İmran 103)
Ağlayan adam bağlandığına ağlamıyor. Bu kalabalığın yardan aşağıya düşeceklerine ağlıyor. Yoksa o Müslüman yar yolunda yaralanmayı gazilik nişanı gibi zevkle taşır.
Şeker komasına giren ve hastaneye kaldırılan adama ziyarete gelen yakınlarından biri gizlice baklava getirse, diğerleri ise doktorun “Dediğine uy” deseler hangisi bu hastaya dostluk yapmış olur?
Her konuda olduğu gibi diyalog konusunda da örneğimiz peygamberlerdir.
Buyurun, A’raf suresini dinleyelim:
59- Şüphesiz Nuh’u kavmine peygamber olarak gönderdik ve (Nuh) şöyle dedi: “Ey kavmim, Allah’a kulluk ediniz. Sizin için ondan başka ilah yoktur. Büyük günün azabının sizin üzerinize olmasından korkuyorum.”
60- Kavminin ileri gelenleri : “Biz seni apaçık bir sapıklık içinde görüyoruz” dediler.
61- (Nuh): “Ey kavmim, hiçbir sapıklık yok. Ben, ancak alemlerin Rabbinden bir elçiyim.”
62- “Size, Rabbimin mesajlarını ulaştırıyorum. Size, nasihat ediyorum ve sizin bilmediklerinizi Allah tarafından biliyorum.”
63- “Sizi uyarmak için, sakınmanız ve merhamete kavuşmanız için sizden bir erkeğe, Rabbinizden bir zikir gelmesine mi şaştınız?
64- O’nu yalanladılar. Biz de onu ve gemide beraberinde olanları kurtardık ve ayetlerimizi yalanlayanları suda boğduk. Şüphesiz onlar kör bir kavim idiler.
65- âd kavmine de kardeşleri Hûd’u gönderdik: “Ey kavmim, Allah’a kulluk yapın. Sizin için O’ndan başka ilah yoktur, sakınmaz mısınız?” dedi.
66- Kavminin ileri gelen kâfirleri: “Biz, seni beyinsiz olarak görüyoruz ve seni yalancılardan sanıyoruz” dediler.
67- (Hûd) Dedi ki : “Ey kavmim, bende beyinsizlik yok. Ben ancak alemlerin Rabbinden bir elçiyim”
68- “Size Rabbimin mesajlarını ulaştırıyorum ve sizin için güvenilir bir öğütçüyüm”
69- “Sizi uyarmak için sizden bir erkeğe Rabbinizden bir zikir gelmesine mi şaştınız? Hatırlayın, hani sizi Nuh kavminden sonra onların yerine getirmişti ve sizi yaratılışça daha fazla kılmıştı. Allah’ın nimetlerini hatırlayın ki kurtuluşa eresiniz.”
70- Dediler ki: “Sen, bize bir tek Allah’a kulluk yapmamız ve babalarımızın taptıklarını bırakmamız için mi geldin? Eğer doğru söyleyenlerden isen, haydi va’dettiğin azabı getir”
71- (Hûd): “Şüphesiz Rabbinizden sizin üzerinize bir pislik ve gazap vaki oldu. Allah’ın, haklarında hiçbir delil indirmediği, sizin ve babalarınızın isimlendirdiği (put) isimleri hakkında benimle çekişiyor musunuz? Bekleyin; ben de sizinle birlikte bekleyenlerdenim” dedi.
72- O’nu (Hûd’u) ve beraberindekileri, tarafımızdan bir rahmetle kurtardık. Ayetlerimizi yalanlayıp iman etmeyenlerin sonunu kestik.