Cami meyhane oldu, meyhane cami olur mu?..
Ankara’nın Sakarya caddesinde, içlerinde bin türlü kirli işin döndüğü “barlarıyla” ünlü bir “Han” var: SSK iş hanı.
Sayın Melih Gökçek’le oturduk; AK Partili Büyükşehir ve CHP’li Çankaya belediyeleri arasındaki çekişmelerin en önemli merkezlerinden biri olan “Barlar Binası”nı konuştuk.
Laf lafı açınca, bir de ne öğrenelim: Bu “Barlar binası” arazisinin “ilk hali” meğer “cami alanı” imiş!.. Yani, bu memlekette, bir “alkol merkezi” yıkıp yerine cami yapmaya kalkışan adamı bitirirler de... Cami yerini “alkol merkezi” yaptırmanın bir karşılığı yoktur!..
Ne tuhaf bir şehir bu; Sayın Erdoğan’ın okuduğu şiirdeki “Camiler kışla”dan geçtik, “camiler meyhane” olmuş!..
Hal şu: Planda “İbadethane” olarak görülen 6 dönümlük arazinin üzerine 1980 yılında bir bina inşa edilmiş... Ve bu bina, SSK’nın CHP güdümünde olduğu dönemde (Ya da SHP güdümünde olduğu dönemde) “barlar”a verilmiş!..
Ankara’nın en işlek bölgesinde; küçücük dükkanların kirası 5 bin dolar iken, buradaki üç yüzer, beş yüzer metrekarelik alanlar, yüzer, ikiyüzer dolara “Barlara” verilmiş...
Bir başka ifade ile peşkeş çekilmiş!..
Biz zamanında, “SHP peşkeşi”ne dair bir dolu haber yaptık...
Ama ne yalan söylemeli; buranın “ilk planda”, cami alanı olarak ayrıldığından habersizdik!..
Vah Türkiyem!..
Ve “EN-KARA” şehir!..
¥
Abi, benim aklıma bir fikir düştü... Acaba, uğraşsam didinsem, “Camiden meyhaneye” dönüştürülen mekanı orijinaline, yani, “Meyhaneden camiye” dönüştürmek mümkün mü?..
Oraların camiye duyduğu ihtiyaç büyük; yüzbinlerce çalışanın bırakın vakit namazlarını, Cumalarda bile taaaa Kocatepe Camii’ne kadar gidip gelmesi mümkün değil.
İzbe mekanlarda, kir pas içinde “Cuma” kılmaya çalışıyor vatandaş. İhtiyaç büyük ama birileri de diyor ki; “Yeni bir ‘Taksim’e cami’ tartışması” açmaya lüzum yok!..
Tamam yoksa yok!..
Orta noktada buluşalım: Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığı alanın yeniden “cami”ye tahsis edilmesini talep etmesin, biz de etmeyelim...
CHP’li Çankaya Belediye Başkanlığı da yıkılacak olan “Bina”nın yerine “Yeni bir bina” yapma ısrarından vazgeçsin. Orası, vatandaşın nefes alabileceği bir “park” olsun; alt tarafı da oto park.
Bu meseleyi takip edelim abi...
Hele şu bina bir yıkılsın da sonrası Allah kerim!..
GÖKÇEK VE KARAYALÇIN!..
Evet... Sayın Melih Gökçek ile Atatürk Kültür Merkezi denilen mekândaki bol katılımlı, bol eğlenceli fuarın bitiş gününde, bir yemek sohbetinde bir araya geldik.
Büyükşehir Belediye Başkanı bizlere, ESKİ ve YENİ arasındaki farka ilişkin bazı bilgiler verdi.
Mesela, kıyaslamak mümkün mü;
Murat Karayalçın Portakal Çiçeği vadisini yüzde 36 ile vermiş; Melih Gökçek ise Dikmen Vadisi’ni yüzde 56 nokta 56 ile. Aradaki yüzde 20’lik fark, Karayalçın’a iş yapan “müteahhidin” istifadesi!
Gökçek diyor ki; “Ben de aynı oranı uygulasaydım, hatta yüzde 46’lık oranı uygulasaydım tam 200 dairelik fark çıkardı ortaya. Be insafsız adamlar; yüzde 56 nireeee, yüzde 36 nireee!..”
¥
Zamanında Hazal Ateş adlı gazeteci “Melih Gökçek’in filanca yerde 4 dairesi var” demiş...
Gökçek olayın üzerine gidince, “Şey ben öyle zannetmiştim!..” muhabbetine dökülmüş iş.
“Bir Melih Gökçek düşmanlığı var ki sormayın gitsin!” diyor Başkan.
Bu işlerden fazla anlamasam da bahse konu düşmanlığın “CHP’yi her seferinde tuşa getirmiş olmasından kaynaklandığını” tahmin etmek zor değil.
Gökçek az mı çektirdi bu adamlara; sen tut CHP’nin içinden CHP’yi bölecek aday çıkmasını sağla ve CHP’lileri birbirine düşürerek seçim üstüne seçim kazan.
Belediye’nin başında Melih Gökçek yerine, “rakibin silahıyla rakibi vurmayı” bilmeyen “düz” bir adam olsaydı, Ankara çoktaaaan “elden” çıkmıştı!..
Al işte yazının başına dönelim;
Adamlar, cami yerini hem de işçiden yapılan kesintilerle “bara” dönüştürmüş!.. Camilerin ahır yapılmasından da berbat bir hal bu!..
Ankara elden çıksaydı, kimbilir başa daha neler neleeeer gelmişti!..