Nusret Çiçek

Nusret Çiçek

Yemin etme çarpılırsın!

Yemin etme çarpılırsın!

Abdesti tutmayanın yemini niye tutsun...
Kılıçdaroğlu, “Arkadaşlarımız serbest bırakılmadıkça yemin etmeyiz” dememiş miydi? Şimdi ne değişti ki süt dökmüş gibi yemin etti?
Haberal, Balbay serbest mi kaldı?
Yasa mı çıktı?..
Eski tas eski hamam...
Az gittik, uz gittik Kaf dağının arkasında uzlaştık!.. “Bu uzlaşmayı ben de gözümü kapatarak imzalarım, içerisinde ne var?” derseniz hiçbir şey yok.
Adı uzlaşma...
Bu asker milleti fıkra deyince bayılırlar. Jandarma Albay Hüseyin İldeniz anlatmıştı, yeri geldiği için ben de anlatmadan geçemeyeceğim.
Ağa ile kahya köyden şehre gidiyorlarmış.
Bir ara ağa gururundan kahyaya sormuş:
“Ulen kahya, benim yerime olmak istemez misin?”
Kahya: “İstemez miyim ağam, kim istemez.”
“Ha o zaman sana bir teklifim var, eşeğimin pohunu yemeyi kabul edersen ağalığımı sana verdim gitti.” Kahya düşünmüş, bir avuç poh değil mi, kabul etmiş ve ağa olmuş.
Şehir dönüşü köye giderken ağa yaya, kahya eşek sırtında.
Ağanın kara kara düşündüğünü gören kahya sormuş:
“Ağam, üzgün olduğunu görünce dayanamıyorum, hem de köye varınca ne derim, istersen eşeğin pohunu sen ye, ağalığı geri vereyim.”
Ağa çaresiz, kabul etmiş.
Tam köye yaklaşmışlar ağanın kafasındaki muhakeme bir türlü dinmek bilmiyormuş.
“Yahu şehre giderken ağa idim, dönerken kahya oldum, sonra yine ağa oldum. Peki durduk yerde eşeğin pohunu neden yedik?!.”
İşini bilmeyen çavuşlar, yaptığını döner avuçlar.
Sonra da anlamsız sorular:
“Yahu madem sonunda kayıtsız şartsız yemin edecektim, Meclis’i bunca zaman neden boykot ettim, estim savurdum, sonra da kondum..?”
Demek ki “Benim adım Kemal” demekle olmuyor.
Elin oğlu daha yaman, tükürdüğünü yalatır.
Bu Kemal, seçim öncesi “% 40’ın altında kalırsak giderim” dememiş miydi?
Hem karpuz kabuğuna basarcasına düştü, hem de gitmedi.
Benim görebildiğim çizgiler daha değişik.
Aslında Kılıçdaroğlu, BDP ile çaktırmadan birlikte hareket ediyor.
Ne zaman İmralı “yemin edin” talimatını verdi, hem BDP hem de Kılıçdaroğlu yelkenleri indirdi. Yoksa diyorum, CHP BDP’yi kamufle mi ediyor?
Öyle ya, referandumda BDP oy vermedi, Kılıçdaroğlu da vermedi...
Bir tarafta BDP özerklik adı altında çalışmalar yaparken, diğer tarafta PKK asker ve sivil kaçırıyor. En ilginci BDP ile CHP yemin krizi çıkarıyor...
Yetmiyor, yoğun bir propaganda...
Namazda ellerini ne şekilde bağlayacaklarını bile bilmeyen bir takım kadın cemaatleri geliyor ekranlara. Bunlar olurken, dindar bildiğimiz Kürt kökenli bazıları da İmralı adresine durmadan vurgu yapıyor. Öcalan olmadan olmazmış!
Maksat, Kürt açılımını İmralı’ya kilitlemek.
Kim ne derse desin, CHP aynen İttihatçı geleneğini sürdürüyor.
Şartlar icabı rol...
Açın Erzurum Kongresi’ndeki zabıtları okuyun.
Padişah ve halifenin korunacağına yemin eden Mustafa Kemal, daha sonra kendi eliyle halifeliği lağvetti, padişahı aşçısına varıncaya kadar yurt dışına çıkardı.
Geçiş dönemi diyorlar...
CHP, kamuoyunu küllemek adına çarşaf dedi, başörtü dedi olmadı.
Başbakan, “Kuyuya nasıl düştüyseler öyle de çıksınlar” dedi.
Çıkacaklar da, yemin krizinden bir şeyler bekleyen partililere ne diyecekler?
Demezler mi; “Ey Kemal, durduk yerde kuyuya neden düştün?”
Yine de kötümser değilim, satrançsa bilinçli oynanıyor, iki ileri bir geri!..
Bakalım arkası nasıl gelecek?
Yemin ettiler, çarpılmasalar bari...

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Nusret Çiçek Arşivi