CHP bu yüzden Ergenekon’la dans ediyor!
CHP candaşı köşeler öfke içinde.
Nedeni ‘’Arkadaşlarımızı satmayız’’ diyen CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun bu sözünü de unutup yemin kararı alması.
Daha önceki kökten dönüşlerini görmezden geldikleri için şoka girmiş durumdalar.
‘’Bu CHP’den bir şey olmaz’’ noktasına gelmişler.
Biz yıllardır bunu söylüyorduk.
Türkiye’nin iktidar sorunundan çok muhalefet sorunu olduğunu, bu durumun demokratik rejim açısından sıkıntı yarattığını vurguluyorduk.
Ama gönüllerinde CHP-MHP koalisyonu yatanların hırstan gözleri döndüğü için gerçeği göremiyordu.
Bugün gelinen noktada halkın oylarıyla seçilmiş vekillerin Meclis’te yemin etmesinden bile rahatsızlar.
Evet, bu CHP’den bir şey olmaz.
Ama Meclise girip yemin ettiği için değil, halkı anlamadığı, halka rağmen siyaset yapmaya devam ettiği için.
Tepeden aşağı bir toplum dizaynı hayalinden vazgeçmeyen CHP’nin sandıkta yüzde 20’lere mahkum olması kaçınılmazdır.
Bu oran da Türkiye’de askeri bir darbeyi desteklediklerini belirten nüfusa denk gelmektedir.
Vesayetçi sistemin bekçileri bu gerçeği çoktan gördüğü, CHP’nin seçim kazanma şansı olmadığını bildikleri için bu planları hazırlayıp demokratik sürece müdahale etmek istediler.
CHP’nin bazı unsurları da bu oyuna severek dahil oldu.
Sonuç bugün gelinen nokta oldu.
Daha önce de yazdım, şimdi de tekrar ediyorum, bu koşullarda AK Parti’den başka partinin seçim kazanma şansı yoktur.
Bu nedenle AK Parti her seçimde oyunu artırmakta, CHP 3-4 puanlık artışla mutlu olmaktadır.
Ben de Türkiyeliyim!
Başbakan Erdoğan önceki akşam Meclis konuşmasında ‘’Türkiyeliyim’’ kavramına yönelik eleştirileri yanıtladı ve ‘’Evet, ben Türkiyeliyim’’ dedi.
Türkiyeli insanları etnik kökenleri, inançları itibariyle dışlamayan bir kavram.
Kimseyi ötekileştirmiyor.
Alevi de Sünni de, Türk de Kürt de Çerkez de bu kavram içinde yeralıyor.
Onun için bu terimi seviyorum.
Rahmetli Atilla İlhan bunun için ‘’Ben Türkiyeli şair...’’ diye tanıtırdı kendisini.
Ben de ‘’Türkiyeliyim’’ ve Türkiye’de herkese yer var.
Türkiye’de şike İngiltere’de ise telefon dinleme
Başta İngiliz gazeteleri olmak üzere tüm Batılı gazetelerin manşetleri İngiltere’de giderek büyüyen telefon dinleme skandalı üzerineydi.
Murdoch’un gazeteleri işi o kadar abartmış ki, Başbakan Brown’ın özel bilgileri ve ses mesajlarını 10 yıl boyunca, Kraliçe ve ailesini yine yıllarca izlemişler.
Bu faaliyetler için polise rüşvet vermekten özel dedektif kullanmaya kadar her yönteme başvurmuşlar.
Brown gibi davranan bir muhabir Başbakan’ın banka hesapları hakkında 6 kez telefonla bilgi almış.
Brown’ın tıbbi kayıtlarına girip çocuğunun sağlık durumunu manşete taşımışlar.
Daha da ilginci kendilerini soruşturmakla görevli polisleri bile dinleyip üzerlerine gelinmesini engellemişler çünkü bir müdürün evlilik dışı ilişkisini, diğerinin yolsuzluğunu saptamışlar.
2006’da patlayan ve 4 bine yakın kişiyi kapsayan dinleme skandalı bu yüzden hemen kapatılmış.
Takım aşkı gibi gazetecilik ve habercilik aşkının da bir sınırının olması, bunun da hukuk olduğunu gösteren en güzel örnekler bunlar.
Mesleği ne olursa olsun bu sınırı çiğneyenler sonunda bedelini ödemek zorunda kalıyorlar...