Savaşın masumları Bosna
“Doyumsuz bir ihtirasın sahibi olan insanoğlu bugün hâlâ ötekilere yönelik saldırı ve tecavüzlerini post-modern dünyanın gözleri önünde rahatça sergilemektedir” diyor Ayşe Müzeyyen Taşçı ve ekliyor: “İşgal edilen ülkeler, katledilen çocuklar, tecavüze uğrayan kadınlar, işkence gören yaşlılar, sürgünler; artık kanıksanmış bir halde öylece seyredilmektedir. Bugün savaş ve işgallerin gözler önüne serdiği birçok dramdan söz edebiliriz. Genellikle fotoğraf karelerine yansıyanlar ağır silahlar altında toz dumana dönüşen savaş alanlarıdır. Oysa tüm bunlar bir başka açıdan, kadınların duygusal ve sosyolojik anlamda yaşadıkları ile birleştirildiğinde ortaya çıkan sonuç bambaşkadır. Tüm parçalar birleştiğinde, dramlarla örtülü bir dünyanın kapıları aralanır. Ülkeleri işgal edilen, sadece sevdikleri değil gelecekleri de katledilen ve sahip oldukları her şeyi kaybeden kadınlar, savaşların en çirkin yüzünü yaşamaktadırlar. Üstelik çoğu zaman gözleri önünde çocuklarının hunharca katledilişine engel olamayacak kadar çaresizlik içerisindedirler. Çoğu kadın insanlık için bir utanç kaynağı olarak görülen tecavüzlere uğramakta, bu utanç ve nefreti taşıyamayarak intihar etmektedir. Eğer hayatta kalabilmişlerse bu narin ve yorgun bedenler başka ülkelere sığınmak için yollara düşerler. Kendilerine ve özellikle de çocuklarına yeni bir yaşam kurmak için umut taşır kırgın yürekleri. Çoğu kez bekledikleri himayeyi bulamayarak ve hiçbir yere ait olmadıkları hissine kapılarak kırılırlar. Belirsizlikler üzerine kurulu yaşamlar onların hayata tutunmalarını zorlaştırır. Neresinden bakılırsa bakılsın bir trajedi yumağına dönen böylesi hayatlar nefes aldığımız bu gök kubbe altında gerçekleşmektedir de bizler olan bitenden habersizizdir genellikle. Belki de yakınımızda, yanı başımızda çaresiz bir serçe kuşu gibi çırpınmaktadır ümitsizce yürekleri. Hissedemez, kalp çarpıntılarını duyamayız, bize ait dünyalarımızın kapılarını dışarıya kapatmışızdır çünkü... İşte bu sebepten dolayı tüm dünyayı tehdit eden azgın zalimlere ve işlenen zulümler karşısında suskun kalan insanlığa sessiz bir çığlıktır bu yazdıklarım. Şahit olduklarımız karşısında bencilliğinden vazgeçmeden kendi dünyasında yaşayanlara ise isyanım.”
Savaşın Masumları Bosna eserini can dostum diye tanımladığı Sacide Spahic’e ve kendisini tanımakla şerefyab olduğum dediği Halide İzzet Begoviç’in aziz ruhuna ithaf ediyor, Taşçı. Evet. İsyanını dile getiriyor Müzeyyen Taşçı bu kitapta. Bir yanlış gördüğünde eli ile düzeltmesi boynuna borç olanların, yanlışın ortadan kaldırması dini yükümlülüğü olanların omuz silkişlerine, ilgisizliklerine itirazını seslendiriyor. Sorunu Bosna’nın masum kadınları, kadın kahramanlarının hayatları üzerinden irdeliyor. “Deniz mavisi gözlerini ufuklara dikmiş” Selma’nın ibret dolu hikayesiyle bizlere içeriden, ta Sarayevo’dan, savaşın tam ortasından bir pencere, zulmün göbeğinden bir sayfa açıyor. Onun kendi derdini unutup, bir kenara atıp, Amela gibi Sırp askerlerinin ellerinde acıların en büyükleri yaşatılan kadınlara el uzatışını, Nesima gibi gecesini gündüzüne katarak çalışışını, Hatice Teyze’nin pazar yerinde kan gölünün ortasında donakalıp yığılışını, Ferida’nın eşi komutan Hayruddin’i son kez görüşünü, Nasiha’nın hem oğlunu hem eşini şehadete uğurlayışını, toplama kampında yaşadıklarını, mucizevi kurtuluşunu bizlerle paylaşıyor. Bu kahraman kadınların Rabb’lerine evet sadece Ona sığınışını, tevekkülünü canlı canlı gözler önüne seriyor, değerli arkadaşım Müzeyyen Taşçı. Etkin kalemi, akıcı anlatımıyla Bosna’daki insanlık dramını ve bugüne uzanan sonuçlarını bir kere daha hatırlatıyor, hepimizi şapkamızı önümüze koyup düşünmeye davet ediyor. Yakınımızda, belki yanıbaşımızda çaresizce çırpınan kaç yürek var...
Not: Dolunay Yayınevi’nden çıkan Savaşın Masumları Bosna eserine 0212 631 4447 numarasından ve [email protected] adresinden ulaşabilirsiniz.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.