Mustafa Özcan

Mustafa Özcan

İbni Abidin’in devrim fetvası

İbni Abidin’in devrim fetvası

Devrim karşıtı fetva verenler ve ulema-ı su örnekleri bol ve çok. Karşı devrimci ulema günümüzde de kötü örnekleriyle aramızda yaşamaktadır. Lakin buna rağmen geçmişte ve günümüzde hakta sebat eden ve kınayanların kınamalarına aldırmayan ulema da var. Süreç onların bereketiyle yürüyor. Şunu söylemek mümkün: Suriye devrimi ulema eksenli bir harekettir ve ulemanın yedeğinde, güdümünde ve irşadıyla yürüyor. Wow Oteli’ndeki toplantı zaten ulemaya tahsis edilmiş bir toplantıydı. Bu toplantıya uluslararası çapta tanınan Muhammed Ali Sabuni gibi hocalar da katıldı. Sabuni hakkı söylediği için yıllar yılı sürgünde yaşıyor. Esat’ların zulmünden fazlasıyla nasibini almış bir alim. Lakin onca yaşına rağmen yıpranmamış ve terü taze görünüyor. Bu da ilmin ve amelin ve azminin bereketi. Wow Oteli’nde (12-13 Temmuz 2011) yapılan toplantıya dünyanın değişik bölgelerinden çok sayıda alim katıldı. Bunlardan birisi de, ulema geleneğinden gelen bir aileye mensup ve Haseni ve şerif olma özelliği taşıyan Muhammed Ebu’l Hüda El Yakubi idi. Şam’da devrimin beşiği olan Hasan Camii’nin hatibi olan ve aynı zamanda yıllar yılı Emevi Camii’nde şer’i dersler veren Yakubi bir iki yıldan beri kademe kademe görevlerinden azledilmiş yani alınmış. En sonunda Emevi Camii’nde de ders vermesi de yasaklanmış. Yani bütün ilmi rütbeleri sökülmüş. Muhammed Said Ramazan el Buti gibi yönetimle barışık bazı alimler hâlâ Emevi Camii’nde hutbe okumaya devam ediyorlar lakin Yakubi gibi muhaliflere artık bu çatının altında yer yok. O da çareyi şimdilik Suriye’den çıkmakta ve firarda bulmuş. Wow Oteli’nde Konferans Merkezi’nde kendisini dinleme fırsatı bulduk.

İnsanların ve ulemanın zalimin elinden tutup onu yola getirmesi gerektiğini aksi takdirde hadislerde ve ayetlerde bahsedilen ikaba ve akıbete uğrayacaklarını hatırlattı. Bu akıbet şudur: Zalimlerin elinden tutup onları oyla getirmeyen topluluk umumi belalara duçar olur. Zalimi düzeltmeyen toplumu Allah’ın azabı yakalar ve aymaz topluma ve önderlerine umumi bir ceza gelir. Yakubi ve katılımcılar Humus alimlerinin hakkı söylemekte çok cesur olduklarını dile getirdiler. Yakubi, Şam alimlerinin de durumu bildiklerini lakin genelde sessiz kalmayı yeğlediklerini hatırlatmıştır. Sessiz kalmalarının nedeni içinde bulundukları gayri tabii ortam. Şebbiha rejimin vahşeti ve yıldırması. Bununla birlikte rejim ne yaparsa yapsın artık korku duvarları aşılmış ve aşınmış durumda. Mısırlı bir kadının ekranlarda söylediği gibi ‘mafiş hafv sani’ yani ikinci defa korku yok. Ölümü ve korkuyu öldürmüşler. Yakubi, Şam alimlerinin de doğruyu söylemek istediklerini lakin korktuklarını beyan etmiştir. Yakubi yanlış anlaşılan hürriyet konusunda da birkaç kelam etti: “Suriye halkı sanıldığı gibi Batı tarzı veya Amerikan tarzı bir hürriyet istemiyor. Halkımız İslam’ın anladığı ve anlattığı hürriyeti esas alıyor. Yine bazılarının sandığı gibi bu devrim bir komplo ve ihanet devrimi değil. Yabancı parmağı bulunmuyor. Biz kimsenin ajanı değiliz. Ayrıca direniş siyasetine karşı da bir devrim ve başkaldırı değiliz. Aksine biz direnişçilerin ilkiyiz. Bunun dışında söylenenler gerçeği aksettirmiyor ...”

Yakubi’nin konuşmasının en can alıcı ve püf noktası ise devrimle alakalı merhum Şamlı İbni Abidin’den bir fetva aktarmasıydı. Bugünkü Şam alimleri yeterine şehamet duygularıyla bezenmiş değillerse tarihteki alimler ne güne duruyor! Şamlı İbni Abidin, Sivaslı Kemal İbnü’l Hümam’dan bir fetva nakleder. Fetvanın mahiyeti zulme karşı çıkmanın meşruiyeti ve zulme karşı çıkanlara destek olmanın ve onları himaye etmenin keyfiyeti ve zaruretidir. İbni Abidin geçmiş dönemlerde zulme karşı bir kitle hareketinin olmadığını zira geçmişteki yöneticilerin İslami çizgiye daha yakın olduklarını ifade ettikten sonra günümüzde zulüm arttığından durumun değiştiğini ve zulme karşı sessiz kalmanın da imkanı kalmadığını ve dolayısıyla zalim yöneticiye isyan edilebileceğini ve halkın da bunu yapanlara destek ve hami olmaları gerektiğini ifade etmektedir. Genellikle ulemanın tarih boyunca kötü durumlara ve zulme seyirci kaldığı ifade edilmiştir. İşte Şemseddin Sivasi ve İbni Abidin müteehhirin uleması arasında buna karşı çıkıyor ve ulemayı ve kitleleri zulme çanak tutmak yerine onu düzeltmeye ve başkaldırmaya çağırıyor. Yani bir iki asır öteden Şamlı İbni Abidin halkını devrime çağırıyor ve devrim fetvası veriyor (Haşiyetü İbni Abidin, cilt: 3, kitabu’l bugat, sayfa: 211 ya da 311). İbni Abidin’in bu fetvası ulemanın itibarını iade etmiş ve tarih önünde boyunlarını önlerine eğik olmaktan kurtarmış ve dik tutmalarını sağlamıştır. Zaten ulemanın rehberliğinde yürümeyen hareketler ya akim olurlar ya da sıhhat kazanamazlar.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Mustafa Özcan Arşivi