Sözlükler ne işe yarar?
"Safahat ve sözlük" yazımızı okuyan bir edebiyat öğretmeni, “Mehmet Âkif’in yaygın olarak okunan, ezberlenen bir şiirinin kelimelerini ihtiva etmeyen bir sözlüğün yeri çöp tenekesidir!” diye tepkisini ortaya koydu...
Sözkonusu şiir Mehmet Âkif’in “Âsım” isimli şiir kitabının “Çanakkale Şehitlerine” olarak bilinen bölümü idi. Ne yazık ki, Dil Kurumu’nun yeni baskısı yapılan Türkçe Sözlüğü bu genişletilmiş hâliyle bile, dilimizin gerçekten şaheser bir şiirinin kelimelerini ihtiva etmiyor.
Yeni baskı sözlüğün sunuşunda uzun uzun Türkçe Sözlük’ün macerası anlatılıyor. Sakat bir sözlük anlayışının “ürünü” olan Türkçe Sözlük 1945’te ilk defa basıldığında, ancak bir orta öğretim sözlüğü hacminde idi. Eski Dil Kurumu yöneticileri bu sözlükte 15 bin kelime bulunduğunu belirtmişlerdi, bu “Sunuş”ta ise 25 bin madde başı kelime bulunduğu iddia ediliyor. Biz yirmi bin civarında kelime olduğunu sanıyoruz. (Örnekleme sayımımızın sonucu bu). Sunuşta, “ölü kelimeler”in 1945 sözlüğüne alınmamasının kararlaştırıldığı yazılı.
“Ölü kelimeler”!
Yunus Emre’nin kelimeleri, Mehmet Âkif’in kelimeleri, Yahya Kemal’in kelimeleri, Ömer Seyfeddin’in kelimeleri, Ahmet Haşim’in kelimeleri, Halit Ziya’nın, Peyami Safa’nın, Reşat Nuri’nin, Halide Edib’in, Yakup Kadri’nin, Refik Halit’in, Necip Fazıl’ın... kelimeleri...
Sözlük yayınlandığında, bu şair ve yazarların çoğu yaşıyordu.
1945’te Türkiye’de, “günümüzde türkçenin yaşayan en büyük şairi kimdir ?” anketi yapılsa idi, büyük bir çoğunluk hiç şüphesiz “Yahya Kemal” derdi.
Türkçe Sözlük’te Yahya Kemal’in kelimelerinin çoğu yoktu!
O zamanında türkçenin en büyük şairi idi ama, “ölü kelimeler”le yazıyordu!
Buradan “ölü kelimeler”in ne demek olduğunu anlayabilirsiniz!
Aslında kelimeler ölmemişti, Türkçe Sözlük’ü hazırlayanlar onları öldürmek istemişti! Türkçe Sözlük, bir kelime katliamının sözlüğü idi.
Bu ölü kelimelerin birçoğu hortladı! ve TDK sözlüğünün sonraki baskılarında yerini aldı. Buna karşılık, TDK tarafından uydurulan birçok “sözcük” gerçekten öldü! Türkçe Sözlük’ün 1945 baskısında yer alan birçok uydurma kelime, bir sonraki baskıda yoktu! Çünkü bunlar ölü doğurtulmuş kelimelerdi!
Peki bugün Türkçe Sözlük’ün son baskısını elimizin altına alarak Yahya Kemal’in en meşhur şiirlerini okuyabilir miyiz?
Ankara’da değilim, yani kütüphanemden uzaktayım. Elimin altında Erkan Kavaklı’nın “Meşhur Şairlerden Seçme Şiirler Antolojisi” var. Antolojide Yahya Kemal’in 6 şiirine yer verilmiş.
Bu şiirlerle bir deneyelim isterseniz!
En başta o muhteşem “Süleymaniyede Bayram Sabahı” şiiri yer alıyor. Artık TDK sözlüğünde bu şiirin kelimelerinin birçoğunu bulmak mümkün.
Deniz üstünde bu top sesleri nerden geliyor?
Barabaros, belki, donanmayla seferden geliyor!
Adalardan mı? Tunus’dan mı, Cezayir’den mi?
Bu üç mısrada geçen yer adlarını biliyor muyuz? Tunus, Cezayir, kolaylıkla bilinebilir. Ya “Adalar”?
TDK sözlüğüne baktım. “Adalar” özel isim olarak yer alıyor. Büyükada, Heybeli, Kınalı gibi adaları içine alan İstanbul’un Adalar ilçesi.
Yahya Kemal bu “Adalar”ı kastetmiş olabilir mi?
Yahya Kemal’in kastetiği “Adalar” Akdeniz’le Marmara arasındaki adalardır, yani “Cezayir-i Bahrisefid”dir. Bu adaların bulunduğu denize de Adalardenizi derdik. 1930’lardan sonra, Yunanlıların bu denize verdiği ismi kabul ettik, “Ege Denizi” dedik!
Bir gazete yazısı için, yerimiz bitti aslında. Yahya Kemal’in bu antolojide yer alan yine çok ünlü bir şiirine daha bakalım: “Ezan-ı Muhammedî”.
Türkçe Sözlük’te “Ezan-ı Muhammedî” yok!
Şiirde geçen şehbâl yok, tuhfe yok, bülend yok! “Ruh-u revan” yok. (Ruhumücerred var).
Öğretmenim, şimdi ne yapacaksın bu sözlüğü?
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.