Serdar Arseven

Serdar Arseven

Yeni Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer’e sevgilerle!..

Yeni Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer’e sevgilerle!..

ASKON -İşadamları Derneği- yöneticileri Mustafa Koca, Sıtkı Abdullahoğlu, Atilla Yılmaz, Sami Bektaş, Yusuf Kalyoncuoğlu, Hüsnü Kazan, İsmail Keleş, Nihat Dede, Cavit Tatlı ve yaşayan en büyük mütefekkirlerimizden Hukukçu-Yazar Selami Çekmegil’in de aralarında bulunduğu bir grupla buluştuk...

Sohbet halkamızda “eğitim” mevzuu geniş yer buldu.

Üniversite sınav sonuçları açıklanmış ve gençlerin büyük bir bölümü ya hiç kazanamamış ya da kabiliyetlerine uygun olmayan bölümleri “tutturmuş.”

Daha doğrusu, kimin neye kabiliyetli olduğu da belirlenmemiş...

Daha da doğrusu, gençlerin kahir ekseriyeti “Türkçe” bilmediğinden, evet evet resmen Türkçe bilmediğinden, “anadil”le şekillenmesi gereken “anlam dünyası” bomboş kalmış.

Anlam dünyası boş insan neye kabiliyetli olduğunu nereden bilecek!..

Hesaplayanlar, günlük hayatta en fazla 300 kelime ile idare edildiğini belirtiyor...

Bu kadar kelime ile dünyayı anla...

Ülkeni anla, şehrini, semtini anla...

En önemlisi de kendini anla!..

Dilimizle birlikte düşüncemiz de gitti; “Kelime ırkçılığıyla” başladık, “internet alemi”ndeki “kısaltma kültürü”nün de etkisiyle iyice daraldık.

Şimdi, “mümkün olduğunca az emek verip çok kazanmayı hayal eden”,

Daha yirmili yaşlarda emeklilik hesabı yapan, gâyesiz ve gâilesiz bir “nesil” var elimizde.

En fazla “üç yüz kelimelik” dünyası olan!..

¥

İngiltere’de eğitim görmüş Selami Çekmegil üstadımızın anlattığı bir uygulama...

Bakmış ki İngiliz, “Pakistanlı çocuklar” çok daha çalışkan, zeki, başarılı...

“Bu gidişe son vermek lazım!” demiş ve Pakistanlı çocuklara “Logaritma cetveli” ezberletmeye karar vermiş...

Birkaç senelik uygulamanın ardından Pakistanlı çocuklar zihnen mefluç...

Öğrenmenin hiçbir anlam ifade etmediği “Logaritma cetvelini” yemiş yutmuş ama hayata dair hiçbir “bilgiye” sahip olamamış bir gençlik.

Bizdeki de adeta “İngilizlerin Pakistanlı çocuklara” uyguladığı model!..

Gence manevi eğitim vermiyor, maddi eğitim vermiyor, mesleğe hazırlamıyor, piyasayı öğretmiyor...

Bırakın “ikinci dil”i, “üçüncü dil”i, “anadil”ini bile öğretmiyor!..

Ve çok daha vahimi, öğretmekle sorumlu olanların büyük bir bölümü de “aslında” Türkçe bilmiyor!..

¥

Hayat mücadelesinde gerekli olan donanıma sahip olmayan genç için “tek yol” kalıyor bu durumda:

İşi “üçkağıtçılıkla” idare etmek...

Misalini çok gördük; “patron”unla “müdür”ünle “subjektif” ilişkiler kurarsın...

Fitne, dedikodu üretirsin...

Ayak oyunları yaparsın...

Kabiliyetsizlere destek olur, bir “kabiliyet” gördüm mü “tüketmeye” çalışırsın.

Yöneticini “satacağın” güne kadar, kendini “adam”mış gibi “satmaya” çalışırsın.

¥

Telkin de o değil mi ya;

“Gemisini yürüten kaptan!..”

¥

Bu sistem “Kurnaz” insan yetiştiriyor...

“Akıllı” insan ise bir “eğitim devrimi”nin ürünü olacak...

Bugünlerdeki “hoş havanın” devamı da bu “eğitim devrimi”ne bağlı...

Yeni Milli Eğitim Bakanımız Ömer Dinçer’e “selam”larımızı ve “başarı” dileklerimizi ileterek...

Ve de...

“Devrimlerin takipçisi olacağız” diyerek bitirmiş olalım.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Serdar Arseven Arşivi