Başbakanlık ve Milli Eğitim Bakanlığı'na mektup

Başbakanlık ve Milli Eğitim Bakanlığı'na mektup

Özgür-Der'in başını çektiği birçok İslami kuruluş, devletin eğitim alanında sürdüre geldiği faşizan dayatmalara karşı tepkilerini ve taleplerini bugün Fatih Postanesi'nde saat 15.00'te bir basın açıklamasıyla seslendiriyor.

Basın açıklamasının ardından, Başbakanlık ve Milli Eğitim Bakanlığı'na aşağıdaki mektup gönderilecek:

"Türkiye'nin gündeminde yeni anayasa tartışmaları var. Yeni anayasa tartışmalarının özünde ise halkın iradesini, ihtiyaçlarını ve taleplerini görmezden gelen bürokratik oligarşik iktidar yapılanmasının tahakkümünü kırma ve özgürlük alanını genişletme vaadleri ve beklentileri yer almakta. Meşruiyetini resmi ideolojiden, gücünü ise hukuk dışı darbeci kültürden alan bu yapılanma bugüne dek halka kesintisiz biçimde ve çeşitli baskı aygıtlarıyla seküler-ulusal temelde bir makbul vatandaşlık projesi dayattı. Bu mantıktan hareketle bu ülke insanlarının en temel haklarını gaspetti; fikir ve ifade özgürlüğünü yok saydı; inançlarına, onurlarına uygun bir kimlik ve kişilik geliştirebilme haklarını sistematik biçimde çiğnedi.

Hak gasplarının en yoğun yaşandığı alanlardan biri eğitim alanıdır. Gerek 8 yıllık zorunlu eğitim, gerekse de sonraki süreçlerde milyonlarca çocuğumuz ve gencimizin zihinleri resmi ideolojik doktrini esas alan anlayış ve uygulamalarla mütemadiyen kirletilmektedir. İnsan kişiliğini ve inanç bütünlüğünü görmezden gelen; statükoya aykırı fikir ve yaklaşımlar benimseyebilme ve geliştirebilme hakkını yok sayan bir anlayışla çocuklarımız, gençlerimiz resmi ideolojik kalıplar doğrultusunda şekillendirilmeye ve şahsiyetleri öğütülmeye çalışılmıştır. On yıllardır yoğun bir ideolojik bağnazlık ve dayatmacı yöntemlerle düzen ve düzenin kutsalları karşısında pasif, çaresiz, eleştiri ve sorgulama cesaretinden yoksun nesiller yetiştirilmesi hedeflenmiş, "okul" kışlalaştırılmış, öğrenciler askerleştirilmiştir.

Bizler Müslümanlar olarak militarist, seküler ideolojik eğitim anlayışına ve eğitimde merkeziyetçi, tektipçi yaklaşımlara karşı çıkmanın hukuki, ahlaki ve insani bir hak ve sorumluluk olduğuna inanıyoruz. Eğitim alanında süregelen ulusçu, militarist, laik dayatmacı anlayışın terk edilmesi ve resmi ideolojik kalıpların esareti altında tutulan beyinlerin özgürleştirilmesi için eğitim sisteminin baştan aşağıya yenilenmesi ve sivilleştirilmesi gerektiğine inanıyoruz.

Bu genel tespit ve değerlendirmelerle birlikte, kısa bir süre sonra yeniden başlayacak eğitim döneminde önceki yıllarda yaşanan sıkıntıları da göz önünde bulundurarak acilen bazı düzenlemeler yapılmasını ve kimliğimize, inancımıza karşı büyük bir zulme, haksızlığa dönüşen kimi dayatmalara hiç vakit geçirilmeksizin son verilmesini talep ediyoruz. Bu bağlamda:

1- 28 Şubat darbe sürecinde, İmam Hatip okullarının orta kısımlarının budanması maksadıyla uygulamaya konulan kesintisiz eğitim dayatması terk edilmelidir.

2- İlköğretimden başlayarak bütün öğretim süreçlerinde kız öğrencilerin başörtülü eğitim görme hakları tanınmalı; insan hakları ilkeleriyle çelişen, dünyada da benzeri zor görülen, despotik, zalimane başörtüsü yasağına son verilmelidir.

3- "Andımız" adlı İslam akidesine aykırı öğeler içeren, kişi putlaştırmasına ve kişilik tahribine yönelik ırkçı metnin her sabah çocuklarımıza zorla söylettirilmesi ayıbına, ilkelliğine, zulmüne son verilmelidir.

4- İsteyen vatandaşlara okullarda ana dillerinin öğretilmesi imkanı tanınmalı, Allah'ın ayetlerinden olan ana dillerin eğitim dili olarak kullanılmasına yönelik engeller kaldırılmalıdır.

5- Okullarda askeri denetim ve vesayet aracı olarak işleyen ve kışla tipi eğitimin simgesi haline gelen Milli Güvenlik Dersleri kaldırılmalıdır.

Talep ettiğimiz bu düzenlemelerin gerçekleştirilebilmesi için hükümetin ve Milli Eğitim Bakanlığı'nın iradesi yeterlidir. Kısa bir süre önce halktan adaletin tesisi ve özgürlük alanlarının genişletilmesi vaadleriyle yetki ve iktidar talep etmiş bir hükümetin bu iradeyi ortaya koymaktan kaçınmayacağını düşünüyor, bu zeminde atılacak adımların anayasa tartışmaları hakkında da bir tutarlılık testi işlevi göreceğine inanıyoruz."

Demokratik açılım sürecinde bu sorunları doğru dürüst tartışıp çözüm yoluna sokmanın vakti çoktan geldi...

Önceki ve Sonraki Yazılar
Arşivi