Faruk Çakır

Faruk Çakır

Afrika açken, biz tok olabilir miyiz?

Afrika açken, biz tok olabilir miyiz?

Afrika kıt'asını etkileyen açlık ve susuzluk belki bu günün meselesi değil, ama gelen haberlere bakılırsa durum iyice fenalaşmış.

Somali başta olmak üzere Doğu Afrika’da kıtlıktan dolayı açlıkla karşı karşıya olan 12 milyondan fazla insan yardım bekliyor. Somali, Etiyopya, Kenya ve Cibuti’nin bulunduğu “Afrika Boynuzu” olarak adlandırılan bölge son 60 yılın en büyük kuraklığının ve bunun sonucu olan kıtlığın pençesine düşmüş durumda.
İnsanoğlu o kadar zalim ve cahil ki ‘aç’ insanların halini anlamakta zorlanıyor. Açlığı ve susuzluğu tatmayanların, Afrika’da yaşananları anlaması, idrak etmesi mümkün görünmüyor. Geçenlerde TV karşısında Afrika ile ilgili haberleri izleyen bir ‘zengin,’ “Bunlar da çok tembel be! Biraz çalışsalar, tarım yapsalar, hayvancılık yapsalar olmaz mı?” diye söyleniyordu.
‘Damdan düşenin halinden anlamak için’ illâ damdan düşmeyi mi beklemeliyiz? Şükredelim ki böyle çetin imtihanlarla, açlıkla, susuzlukla karşı karşıya değiliz. O halde, bu imtihanlarla karşı karşıya olan insanlara, insaniyet namına sahip çıkalım ve elimizden gelen yardımı yapalım. Maddî imkânımız yoksa, hiç değilse onları suçlamaktan uzak duralım ve sıkıntılarının sona ermesi için duâlarımızla onlara yardım gönderelim.
Birleşmiş Milletler, 25 Temmuz 2011 Pazartesi günü Roma’da toplanıp Somali ve komşu ülkelerde 12 milyondan fazla kişinin hayatını tehdit eden kıtlığa çözüm aramış. BM Dünya Gıda Programı Başkanı Josette Sheeran, Somali nüfusunun üçte birinin açlık tehdidi ile karşı karşıya olduğunu belirtmiş. Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Ban Ki Moon da son 60 yılda yaşanan en büyük kıtlık olduğu belirtilen felâkette yıl sonuna kadar acil 1,6 milyar dolar gerektiği ve bu miktarın temin edilmesi çağrısında bulunmuş. (Sabah, 26 Temmuz 2011)
BM Genel Sekreteri Ban Ki Moon, geçen gün yazdığı bir yazıda da Afrika’da yaşanan sıkıntıyı şöyle tasvir etmişti: “Bu, yok sayamayacağımız kadar çarpıcı bir durum. Bölgedeki BM ekiplerinden her gün yürekleri parçalayan raporlar alıyorum. Hayvanları susuzluktan telef olan Somalili mülteciler yardım bulma umuduyla Kenya ve Etiyopya’ya yaya olarak ulaşmaya çalışıyor. Anne ve babasını kaybetmiş çocuklar korku içinde ve açlıktan bitkin düşmüş bir şekilde tek başlarına yola devam ediyor. (...) Ailelerin, çocuklarının gözlerinin önünde birer birer ölmelerini çaresizlik içinde izlediklerini duyuyoruz. (...) Bu olaylar biz insanlık ailesini şoke ediyor. Nasıl böyle şeyler oluyor? Dünyada herkese yetecek yiyecek var. Evet, zor bir ekonomik dönemden geçiyoruz. Ancak, tarih boyunca insanlık hiçbir zaman birbirlerine yardım etmekten vazgeçmemiştir, diyoruz.
“İşte bu nedenle bugün küresel dikkati bu krize çekmek, alarm zillerini çalmak ve dünya halklarının Somali’ye en fazla ihtiyaç duyduğu bir dönemde yardım ellerini uzatmalarını sağlamak amacıyla sizlere sesleniyorum. Çoğunluğunu kadın ve çocukların oluşturduğu bu tehlike altındaki insanlara yardım edebilmek için 1,6 milyar ABD Doları malî kaynağa ihtiyacımız var. (...) Bizler de birey olarak nasıl yardım edebileceğimizi kendimize mutlaka sormalıyız. Belki tsunamiden sonra Endonezya ve depremden sonra Haiti için olduğu gibi kişisel olarak bağış yapabiliriz, Parlamento’daki temsilcilerimizi Somali’ye daha etkin bir yardıma zorlayabiliriz.” (Zaman, 23 Temmuz 2011)
Aslında dünya insanları için 1.6 milyar doları bir araya getirip Afrika’daki açlık krizini aşmak hiç de zor olmasa gerek. Ciddî bir kampanya açılsa ve Afrika’da yaşanan sıkıntı insanlığa anlatılabilse, tahmin ediyoruz ki bu para bir hafta, bilemediniz bir ayda toplanır. İslâm ülkelerinin bu yardım kampanyasında öncülük etmesi çok daha uygun. Türkiye de elinden geleni yapmalı, yapmalıyız. İnsanlığın 1.6 milyarı bir araya getirip Afrika’ya yardım götürememesi Afrikalıların değil, insanlığın ölümü olur.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Faruk Çakır Arşivi