İslam Alenî, İman Kalbîdir.
“El-İslamü Alâniyeh vel-İmanü fil Kalb” şeklinde ifadesini bulan hadis, günümüzde iman ve amelle ilgili yapılan tartışmalara son verecek açıklıktadır.
“İslam alenîdir, iman ise kalbtedir”
“Alenî” kelimesi lisanımızda kullanılır.
Açık, seçik olan, saklanmayan, gizlenmeyen, herkesin göreceği, bileceği, duyacağı şekilde cereyan eden, meydanda olan şeylere “alenî” diyoruz.
Meselâ, nikahın alenî olması esastır.
Herkes kimin kiminle evli olduğunu bilecek.
Onun için düğün yapılır, davet edilir, yemek verilir, davul çalınır ki, insanlar duysun.
Farz ibadetler de böyledir.
Çünkü, bir kişinin Müslümanlığı ancak böyle bilinir.
Kişi, farz namazını alenen kılacak, farz orucunu alenen tutacak, zekatını alenen verecek, haccına alenen gidecek ve bu yaptıklarını herkes görüp duyacaktır.
Bazı insanlar, “peki bu gösteriş değil midir?” diyerek alenî yapılan ibadetlere riya gözüyle bakıyorlar!
Oysa, farz ibadetlerde riya olmaz.
Riya/gösteriş, nafilelerde söz konusu olabilir.
Hadi, riya korkusuyla nafile ibadetleri alenen yapmıyor, hep gizliyor diyelim.
Peki, farz ibadetleri de böyle gizliyor olsa, o kişinin Müslüman olduğu nasıl bilinecek?
Vefat ettiği zaman, insanlar neye göre ona muamele yapacaklar?
İbadet yaparken, farzları yerine getirirken kimse görmediyse, camide cemaatte kimse rastlamadıysa, bu kişinin gasli, kefenlenmesi, cenaze merasimi nasıl olacak?
Neye göre cenaze namazı kılınacak?
Elbette kişinin Müslümanlığı alenî olmalıdır.
Alenî olmak zorundadır.
Bir Müslüman, göğsünü gere gere camisine gidecektir.
Kimseden korkmadan namazını kılacaktır.
Hiç saklamadan zekatını verecektir.
Kimseden çekinmeden orucunu tutacaktır.
Sıkıntıya girmeden haccına gidecektir.
Diğer farzları yerine getirirken de, haramlardan kaçınırken de hep aynı şeyi söyleyecektir:
“Ben Müslümanım ve Rabbim böyle istediği için yapıyorum” diyebilecektir!
Müslümanlık budur.
Şurda Ramazan-ı Şerif’e birkaç gün kaldı.
Muhtemelen, devletin idarî, mülkî askerî, adlî tüm resmi kurumlarında, sivil kuruluşlarda ve iş yerlerinde bildik sıkıntılar tekrar yaşanacak, yine tedirginlikler olacaktır!
Artık bu kompleksten Türkiye’nin kurtulması lazımdır.
Geçmiş yıllara göre, bu anlayışın artık değişmeye başladığını yavaş yavaş görebiliyoruz.
Umarız, bu yıl Müslümanların ibadetlerini daha rahat yapabilecekleri ortamlara umûmen kavuştuklarını alenen de görmüş oluruz.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.