TSK, tereddüt, başarı, mazeret!..
Sayın Cemil Çiçek anlatmıştı: Zamanın Başbakan’ı Demirel, etrafındaki heyete “icraatlarından” bahsederken “100 meselemiz vardı, bunların 98’inde başarılıyız. Sadece iki meseleyi halledemedik.” demiş... “Sadece iki mesele: Birincisi anarşi ve terör, ikincisi Hayat pahalılığı!..” O gün kimsede “Geriye ne kaldı ki Sayın Başbakan” diyecek cesaret yokmuş tabii!..
¥
Genelkurmay’ın, Diyarbakır-Silvan bölgesinde cereyan eden ve 13 GARİBAN Mehmetçiğin şehit olmasına, 7 GARİBAN Mehmetçiğin de yaralanmasına neden olan menfur terör saldırısına dair soruşturma raporunda, “Üstün gayret, büyük fedakarlık” gibi “laflar” var. Demirel gibi “Yüzde 98’inde başarılıyız” denmiş oluyor özetle!..
¥
“Başarısız” bulunan ya da rapordaki ifadeyle üzerinde “tereddütler oluşan” hususlara baktığınızda “geriye ne kaldı ki?” demekten alamıyorsunuz kendinizi... Dile getirdiklerimizi düpedüz teyit eden bir rapor:
Biz dedik ki; “Askerimiz, teröristlerin kolaylıkla avlayabileceği bir alanda ‘yemeğe’ oturtulmuş...”
Genelkurmay diyor ki; “Geçici üs bölgesi olarak tertiplenen arazi kesiminin coğrafi yapısının uygun olup olmadığı konusunda ‘tereddüt’ oluşmuştur!”
Dedik ki; “Böylesine bir alanda operasyon yapılırken, çevre emniyete alınmaz mı?..”
Genelkurmay diyor ki; “Yeterli yakın emniyet, gözetleme ve ikaz tedbirlerinin alınıp alınmadığı konusunda ‘tereddüt’ oluşmuştur!”
Dedik ki; “Asker operasyona çıkmışken, her an hazır durumda olması gereken helikopterin gecikmesini neye bağlamak lazım?..”
Genelkurmay diyor ki; “Helikopterlerin zamanında hazır olup olmadığı konusunda ‘tereddüt’ oluşmuştur.”
Dedik ki; “Teröristler bölgede cirit atarken, insansız hava araçları ne yapıyordu? Yoksa çiftliklerde irticai yapılanma olup olmadığını mı takip ediyordu?..”
Genelkurmay diyor ki; “İnsansız hava araçlarının zamanında bölgeye ulaşıp ulaşmadığı konusunda ‘tereddüt’ oluşmuştur!..”
¥
İstihbaratta “tereddüt”, alan seçiminde “tereddüt”, helikopterde “tereddüt”, heronda ‘tereddüt...” Bu ne mütereddit bir haldir!..
¥
Bugüne kadarki hemen bütün “Terör örgütü baskınlarının” ardından maalesef bir dolu “tereddüt” ortaya çıktı. Genelkurmay bu kez de “tereddütleri” sıralıyor ve ortadaki vahim tabloyu izah için mazeretler üretiyor... Biz de bıkmadan usanmadan, Genelkurmay’ın hem de Meclis bahçesinin tam göbeğine işlediği bir özdeyişi tekrarlıyoruz:
“Hiçbir mazeret başarının yerini tutmaz!!!”
BİR BİNBAŞI BİR TEĞMEN!..
Meselenin, görev yerlerinin değiştirileceği açıklanan bir binbaşı ve bir teğmenle sınırlı olmadığı ortada. İnsansız hava araçları üzerinde bile “tereddütlerin” bulunduğu bir hadisede, bir binbaşı ile bir üsteğmenin payı ne olabilir ki?..
Askeriyemizin “topyekün” bir gözden geçirmeye ihtiyacı var... Terörle mücadele alanındaki “tereddütlerin” başka alanlarda olmadığını kim iddia edebilir?.. Mesela “İletişim” alanında...
Bak ne misal: Genelkurmay’da “akredite” medya organlarına brifing verilirken, bir gazeteci “Bazı medya organlarının temsilcileri buraya alınmıyor. Bu uygulamayı gözden geçirecek misiniz?” diye sorunca... Bir önceki Genelkurmay Başkanı kaşlarını çatarak, “Bakın, ‘terörist cesetleri nerede?’ diye soracak yani TSK’yı yalancılıkla suçlayacak kadar ileri giden medya mensuplarını mı davet edelim, bunu mu istiyorsunuz!..” demişti.
Yanlış bilgi Muhterem Paşa!.. O soruyu soran yani “TSK’yı öldürülmemiş teröristleri öldürülmüş gibi göstermekle” suçlayan gazetenin mensubu karşınızdaydı. Yani, size düşmanlık etmekle suçladığınız gazete “akrediteydi.” Elinize yanlış bilgi verilmişti, birileri gazeteleri bilerek veya bilmeyerek karıştırmıştı!.. Aşağıdan yukarıya “iletişim” faciası!..
¥
Birçok brifingde bazı “art niyetli” medya organları ve kişiler tarafından topluma yanlış tanıtıldığından şikayet ediyor Genelkurmay. Askerin lafıyla karşılayalım bu şikayeti: “Hiçbir mazeret başarının yerini tutmaz!..”
Birileri “yanlış” anlatıyorsa sen “doğru” anlat...
Paran mı yok?.. Elemanın mı, cihazın mı?..
“Belli” gazeteler “Torunlarının yemin törenine alınmayan başörtülü ninelerin, sakallı dedelerin” tel arkası mahzun fotoğraflarını yayınlarken...
De ki; “Hayır yalan, biz bu aziz milletin inancının simgeleri olan örtüye, sakala karşı çıkacak zihniyette değiliz!..”
De hadi!..
De ki; “Aşağıdaki belge ve benzeri mahiyetteki bütün belgeler yalandır!”: “Mesai saatleri içinde namaz kıldığınız tespit edilmiştir. Savunmanızda ileri sürdüğünüz nedenleri yeterli görmedim. -Şu kadar- süre ile oda hapsi cezası ile tecziye edildiğinizi..., disiplin kurallarını ihlal edici davranışlarınızın devamı halinde daha ağır bir şekilde cezalandırılacağınızı bilmenizi...”
¥
Genelkurmay ikide bir “yanlış” anlaşılmaktan şikayet ediyorsa... Ya “iddialar” doğrudur ya da “iletişim”de “başarısızlık” var demektir.
Her iki durumda da işler “iyi değil” demektir.
Velhâsılı; işleri baştan aşağı düzeltmek lazımdır.