Abdurrahim Karakoç

Abdurrahim Karakoç

Eskimeyen eski şiirlerden

Eskimeyen eski şiirlerden

Varlıklar üzerinde zamanın hiçbir tesiri olmadığını gördüm...
Bundan 50 yıl, 60 yıl, 70 yıl önce gördüğüm hıyarlar aynı tezgâhlarda aynı şekilde duruyorlar...
Kabaklar, aynı kabak...
Kertenkeleler, yine kertenkele...
Domuzların, değişiklik geçirerek koyun olduklarını hiç görmedim...
Yani "Eski tas, eski hamam" deyiminde olduğu gibi, eski zehirlere, eski şiirlerle şerbet veriyorum, güya şifa dağıtıyorum...
Uzatmadan konuya gireyim...
60'lı yılların ortalarındaydı... Genç subaylar, zinde kuvvetler, halk sözcüleri, saklı kahramanlar vesaire, aniden sabah-akşam bildiriler yayınlamaya başlamışlardı...
Eee, halkın şairi olursanız halkın ikrah ettiği bu gibi zorbalıklara diyeceğiniz olur elbette...
"Haberler Bülteni" başlıklı ser'i şiirlerimden beşincisini yayınlıyorum... Mukayese serbest...
Bizim köyde üç/beş çocuk/Bir bildiri yayınladı/Arkasından büyük-küçük/Bir bildiri yayınladı...
Bildiriler oldu moda/Bol bol okunur radyoda/Solak uysal var ya o da/Bir bildiri yayınladı...
Dediler ki, "Olmaz bu iş"/Hatalıdır sağdan gidiş/Heybetlendi sağır İbiş/Bir bildiri yayınladı...
Odun, tezek, gübre, saman/Kızdılar aman ha aman/Hepsi birden dün bu zaman/Bir bildiri yayınladı...
Ne kilim koydu ne hasır/Her tutumda buldu kusur/Kiralanmış kirli Nasır/Bir bildiri yayınladı...
Reformlardan etti sözü/Kabuğa mimledi öz'ü/Satılmış'ın döndü gözü/Bir bildiri yayınladı...
Soba, mangal, çömlek, çanak/Kızıları, karasinek/Tek boynuzlu uyuz inek/Bir bildiri yayınladı...
Kırk yıllık arsız kediler/"Asar-keseriz" dediler/İkiler, dörtler yediler/Bir bildiri yayınladı...
Sağa çatan, sola çatan/Nutuk çekip göbek atan/Arsız Agop, köksüz Vartan/Bir bildiri yayınladı...
Hayret vallahi... Bugün Agop ve Vartan yok amma.. Her neyse...
....
Sanmayın ki bugünlerde yine nükseden bildiricilikten dolayı ben rahatsızım...
Hayır!..
Her şeyi bilen, bildiğini sanan büyükler isim vermezler, büyüklerinin emri altında müthiş yalakalık yaparlar...
Tabii geçici bir hevestir..
Yine o eski döneme, yani 1960'ların farfaracılığını yapan etkili ve yetkililere şöyle demiştim:
önce mühim haberlerden özetler/Damdan düştü uşakların ağası/Ah çekerek asker yolu gözetler/Suna boylu fişeklerin ağası...
Ali çekti, Osman çekti bir yana/Ol sebepten telaş düştü Mervan'a/Hile düzmek için çekildi hana/Beygirlerin, eşeklerin ağası...
Yoktan ün almıştı laf yapa yapa/Ve düşman etmişti baltayı sap'a/Aklından geçmezken oturdu şap'a/Yorganların, döşeklerin ağası...
Eski ağalar biraz daha oturaklı, biraz daha üçkâğıtçıydı... Daha sonra "dokuz kâğıtçı" boş başlar, başı boşlar çoğaldı...
Halkımız eskiden şifreli konuşurdu... PPP desem kim ne anlar... Ya YYY desem... Afallarsınız...
Rumuzlar ekin tarlasından toplanmamıştı... Siyasilerin, siyasete yön vermeye çalışan despotların tenkidi için neler yazılmamıştı ki...
ZKG desem anlamazsınız, amma VSKGB desem, hemen aklınıza Ergenekon çetesi gelir...
Sarıkız desem, idrakinize sığar...
Ayışığı desem, hemen manasını kavrarsınız...
"Sözde şenlik yaptı ipsiz oğlanlar/Maalesef şimdi iplileri de var/Kırıldı kırk yerden ipler-kolanlar/İman kemirenler-aklak yolanlar/Sokaklarda tozu-dumana kattı...
Vicdanınıza havale ediyorum şu yarım asırlık şiirlerdeki tesbitlerimi... Kıyaslayın bu günlerle...
Eksiği var mı?
Ya da fazlası nerede?
----------
Ey ahali, ey vatandaş, ey millet
Tutun ha laiklik elden gidiyor.
Hangi dolma verilirse kesinkes
Yutun ha laiklik elden gidiyor...

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Abdurrahim Karakoç Arşivi