Sancak’tan Voyvodina’ya
Malûm olduğu üzere Osmanlı Devleti, gittiği her yere adalet de götürdüğü için bugün hayırla yâd ediliyor. Bu durum, günümüzün ‘süper güç’leri için de örnek olmalı, ama maalesef Osmanlı’yı örnek almadıkları anlaşılıyor.
Osmanlı’yı hayırla yâd edenlerin başında, Balkan Müslümanları geliyor. Geniş bir coğrafyaya dağılan Balkanlardaki Müslümanlar, Osmanlı Devletini hem hayırla yâd ediyorlar, hem de o günkü adaleti ve hakkaniyeti arıyorlar.
Nasip oldu, İnsan Hak ve Hürriyetleri İnsani Yardım Vakfı’nın (İHH) çalışmalarını yerinde görmek maksadıyla, dâvet üzerine Sancak’a gittik. Sancak, Sırbistan sınırları içinde, Müslümanların çoğunlukla yaşadağı bir bölge. ‘Özerk’ olmak istiyorlar, ama Sırbistan bu kararı tanımıyor. Bölgede siyasî sıkıntıların yanı sıra, ‘ihtilaf’ gibi başka sıkıntılar da yaşanıyor. 30 Temmuz - 4 Ağustos tarihleri arasında hem Sancak’ın “Novi Pazar” ve “Tutun” başta olmak üzere çeşitli şehirlerini, hem de yine Sırbistan’ın ‘özerk’ bölgelerinden olan Voyvodina’daki Müslümanları ziyaret etme imkânı bulduk. Voyvodina, Sırbistan devleti sınırları içinde kalan ve Macaristan, Hırvatistan ve Romanya’yla komşu olan, özerk bir bölge. Bu özerk bölgenin başşehri “Novi Sad”ın kenar mahallelerinde fakr-u zaruret içinde yaşayan Müslünanlar var. Romanya’dan göç ederek buraya yerleştiği ifade edilen Romen Müslümanlar hakikaten belki de Sırbistan’ın ve Balkanların en fakir milleti. Bazı Hıristiyan kuruluşlar, buradaki Müslümanların fakirliğinden istifade ile “İzin verin, size kilise yapalım, yardım edelim” diyorlarmış. Bu güne kadar bu teklifler haliyle geri çevrilmiş, ama çok çok ‘azınlık’ta kalan bu Müslümanlara maddî anlamda da yardım eli ulaştırılması lâzım. Elbette en önemli yardım, ahlâk, iman ve maneviyat yönünde olmalıdır; ama bunları yaparken ‘fakir’liği de yenmek lâzım. İşte İHH, buradaki fakir Müslümanlara kısmen de olsa “Ramazan sevinci” yaşatmak için kumanyalar dağıttı.
Gerek Sancak’ta ve gerekse Voyvodina’da dikkatimizi çeken bir nokta da, gençlerin namaza karşı gösterdikleri sevindirici ilgi ve alakaydı. Yaşlılar ve gençlerin doldurduğu camilerde ‘orta yaş’lıların daha az olması, acaba son yıllarda İslâmî hizmetlerin arttığı anlamına mı gelir? Meselâ, Sancak’ın ‘başkenti’ “Novi Pazar”daki bütün camilerde gençler sayı olarak mutlak üstünlüğe sahip. Çoğu, lise ve üniversite yaşlarında olan bu gençlerin camileri doldurması, Balkan Müslümanlarının geleceği için ümitvar olmaya büyük bir sebep.
Sancak’ta yaşayan Müslümanların en büyük problemlerinden biri de bölgenin fiilen ikiye bölünmüş olmasıdır. Bölgenin yarısı Sırbistan sınırları içindeyken, diğer yarısı Karadağ sınırları içerisinde bırakılmış. Uluslar arası güçlerin böyle karar vermesini anlamak mümkün değil. Bu ‘bölünme’nin neye göre yapıldığı da belli değil. Sancaklılar kendi ‘meclis’lerini kurmak için seçimler yapmışlar, ama Sırbistan bu çalışmaları tanımamış, tanımamaya da devam ediyor. Bugün için hukukî sıkıntılar çok dikkat çekmese de, uzun dönem için endişeliler.
Ziyaretimiz sırasında “Uluslararası Yeni Pazar (Novi Pazar) Üniversitesinin” Rektörü ve başka bazı yetkililerle de görüşmeler yaptık. Rektör Dr. Mevlüd Dudiç’in Sancaklıların Osmanlı hasretini dile getirirken, “Türkiye, bizim ‘anne’mizdir. Onun şefkat elinin yeniden bize uzanmasını istiyoruz. Bu el, yüz yıldır bizden ayrı. Bu kadar uzun süren ayrılığın sona ermesini istiyoruz” diyor.
İslâm âleminin ve Müslümanların ‘parça parça olmuş’ görüntüsü veren bu hâlini ‘tahsile gitmişler’ diye yorumlayan Bediüzzaman’ın haklılığını önümüzdeki yıllar daha net gösterecek inşâallah. Sancak Müslümanlarına selâmlar götürmüştük, mukabil selâmlar getirdik vesselâm...
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.