Bebek yüzlü bebek katili
Beşşar Esat beyefendi ve kibar duruşuyla çoklarını aldatıyor veya yanıltıyor. Hatta kanına giriyor. Duruşu ve davranışları yanlış kanaat telkin ediyor. Bu 'bebek yüzlü adam' nasıl olur da katil olur diye düşünülüyor. Lakin tarihte bir sürü bebek yüzlü katil örneği var. Bunlardan birisi bebek yüzlü Sırp katili Arkan ve çetesidir. Arkan için bebek yüzlü bebek katili denmiştir. Suriye rejimi ve Beşşar için de aynı sıfatlar geçerlidir. Aldatıcı bir suratı var. Ayrıca seri katil ve seri yalancı. Müseccel marka yalancılığını nereden biliyoruz? Dera olayları başladıktan sonra olaydan haberi olmadığını söylemişti. Peki! Olaylardan haberdar olduğunda ne yaptı? Sadece ifade değiştirdi ve sivillerle değil teröristlerle savaştıklarını söyledi. Seri ve profesyonel yalancı olduğunun işaretlerinden bir diğeri ise yabancı heyetler huzurunda 'Süreci kontrol etmek isterken hatamız olduğu' ifadesini kullanmasıdır. Aslında kontrolden çıktık demek istiyor. Bu sözün mabadinde veya açılımında aynen şunları söylemektedir: "Kalabalıkları dağıtmak için sadece havaya ateş açın talimatı verdik..." demek ki, Suriye halkı askerlerin sakarlıklarından dolayı kayıp vermiş. Ölmüş ve sakat kalmış. Ya da teknik tabiriyle eğitim zayiatı. Dolayısıyla emri dinlemeyenler veya kazara sağa sola ateş açanlar istemeden iki bin kişinin kanına girmişler! Havaya ateş açarken iki bin kişiyi telef etmişler. Maazallah bir de kasıt olsaydı Suriyelilerin hali nice olurdu? Dera'da olayları ve katliamı yöneten yeğeni Atıf Necip olmuştur. Demek ki olaylar sırasında aralarındaki bağlantı kesikti! Yeğeni Atıf Necip başına buyruk hareket etti. Suriye'deki rejim tamamen Sırplara benziyor. Suriye halkı da Boşnakların durumunda. Beşşar ve Mahir kardeşler, Arkan gibi bebek yüzlü görünmesine rağmen hem Arkan gibiler hem de çeteleri var. Sırp çeteler genellikle Çetnik olarak anılmaktadır. Suriye'de rejimin cinayet aygıtı olan paramiliter Şebbiha güçleri de Çetniklerin Suriye versiyondur.
Sırplara benzeyen en önemli özelliklerinden birisi de minare ve cami düşmanlığıdır. Gözlerini kırpmadan insan öldürdükleri gibi gözlerini kırpmadan da cami ve minare avına çıkıyorlar ve ağır silahlarla camileri ve minarelerini hedef alıyorlar. Dera'da ilk yaptıkları işlerden birisi Umeriye Camii'ni işgal etmek ve imamın oğlunu öldürmek olmuştur. Daha sonra Banyas'da Ebubekir Camii'ni basmışlar ve camiye zarar vermişlerdir. Deyri'z Zur'da ise Hazreti Osman Bin Affan ismini taşıyan camiye saldırmışlar (http://alquds.co.uk/index.asp?fname=data2011
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.