Eskiden daha atiklerdi, artık ya çok ihtiyarlamışlar ya çok yorulmuşlar ya da bıkmışlar. Arkalarından gelen genç şeytanlar ise büyükleri kadar iş çıkaramadı.
Yıllarca her Ramazan neler çektirmişlerdi oysa Müslüman halkımıza. Daha Ramazan’ın birinci günü başlarlardı, kendi planladıkları haberleri servis etmeye.
İftarlarda hem yemeğimizi yer hem de malum kişilerin gazete ve televizyonlarına taşıdıkları haberlere kahkahalarla güler, Ramazan eğlencesi yapardık.
Bu sene geç kaldılar nedense, on gün sonra ancak uyandılar. İlk malzemeleri de şortlu bir kızcağızdı.
Yine her zaman olduğu gibi olayın Ramazan ve oruçla ilgisi yoktu ve gerçek şeytanların bile aklına gelmeyecek bir çarpıtmaydı.
…………….
Biliyorsunuz gerçek şeytanlar besmele çekince gider, görünen şeytanların foyasını çıkarmak için de “besmeleli” medya gruplarımız var şükür.
Onların el birliğiyle, haberlerin ne amaç taşıdığı ve kimlerin kullanıldığı kısa sürede çıkarıldı ortaya.
Yalnız haber çok açık ve net çarpıtılmasına rağmen, büyükleri gibi olmak isteyen küçüklerden biri, haberi köpürtüp, gazete ve televizyonun dışında kendi sitesine taşımış.
Ee boşuna dememişler; “Şeytanın nereden çıkacağı belli olmaz” diye. Nerede ve ne zaman çıkacağı belli olsa, zaten adı şeytan olmazdı.
……………
Farz namazlarını beş vakitten üç vakte indirmek isteyen ve bu uğurda, yoğun mesai harcayan malum kişi ya da kişiler, bu sene de teravih namazına takmışlar.
“İslam’da teravih yok” demişler. Bu fitne de tutmadı ve kimse tuzağa düşmedi. Yine asli vazifelerini yapamadılar.
“İslam’da teravih vardır” diye inananlar, zaten gönüllü olarak camilere koştular ve tıklım tıklım doldurdular.
Yalnız “yok” diyen ilgili şahıs ya da şahıslardan hangisiyse, onun “yok” ifadesi, çok çirkinmiş. Böyle bir ifadeyi; “la dini” insanlar bile kullanmazmış.
Duyduğum kadarıyla insan suretli kişilerden birisi; “İnsanların üzerine 20 rekât namazı yüklediler” demiş.
Sanırım namazını eda eden hiçbir Müslüman, namaza “yük” demez. Baskıyla, zorla, parayla, pulla veya başka bir itici güçle, namaz eda edilmez, ibadet yapılmaz.
İslam’a inananlar ve iman edenler için namaz; Allah’a karşı kulun şükür belgesidir, teşekkür nişanesidir ve kul olma bilincinin bir gereğidir.
Secdeye varıp, yere kapanarak Allah’ı zikredecek kişiyi de her ana doğurmaz. Başı yere koymak yürek işidir. Dünyevi her türlü gücü, benliği ve nefsi, geri itmektir.
…………..
Gerçek şeytan da zaten; “Ben secde etmem” diyerek isyan etmemiş miydi? “Ben ateşim o toprak” dememiş miydi?
Oysa bilmedi ki ateşin yakıtı ve zemini için toprağa ihtiyaç vardır. Neyse, dünya bir imtihan salonudur. Zor bir imtihandan geçiyoruz, bunların hepsi olacaktır.
Biz yine de; “Euzübillahimineşşeytanirraciim, Bismillahirrahmanirrahim” diyerek işimize bakalım.