Gösterişli ve Davullu Umre Seyahatleri
Bilindiği gibi umre farz değil, nafile bir ibadettir. Zamanımızda (herkes için söylemiyorum) bir kısım Müslümanlar umreyi turistik bir seyahate çevirmişlerdir.
İslam'da ibadetlerin makbul olması (Allah tarafından kabul edilmesi) için ihlas şarttır.
Bir kimse yüzde 99 Allah rızası için namaz kılsa, yüzde bir de halk takdir etsin, bu adam namaz kılıyor, ne dindar kişiymiş desinler niyetini beslese onun bu niyeti sahih olmaz, kabule karin olmaz. Çünkü ihlas kesir kabul etmez, ya yüzde yüz olur, ya olmaz.
Eskiden hacca gitmek, umre yapmak çok zordu. Develerle, yelkenli gemilerle aylarca yolculuk yapmak gerekiyordu. Karada eşkıya, denizde korsanlar vardı.
Bu devirde uçağa biniyorsun, birkaç saat sonra Cidde'desin. Mekke lüks otellerle dolu. Paran varsa bir süit kiralıyorsun, sultanlar gibi yaşıyorsun.
İslam'da farzları açıkta yapmakta bir sakınca yoktur ama nafile ibadetleri halktan gizlemek gerekir. Ta ki niyete ve ihlasa ziyan gelmesin.
"Efendim ben bir ay önce dördüncü umremden döndüm..."
"Ben umredeyken... Heh heh heh..."
"Altı yıldızlı Şakşuka otelinin on beşinci katında Kâbe'ye tepeden bakan odamda çayımı içerken... Hah hoh hih..."
Sesi titrer, gözleri yaşarır... "Medine hurmaları parmak büyüklüğünde idi ve gayet lezzetliydi..."
Umreye kimler gitmiyor ki... Şarkıcılar, türkücüler, mankenler...
Namaz kılmıyor, umreye gidiyor.
Oruç tutmuyor, umreye gidiyor.
Tesettür mesettür yok, umre yolcusu.
"Beşinci umremde şöyle bir hadise olmuştu..."
Tam hatırlamıyorum, yedinci umrem miydi, sekizinci umrem miydi, Mekke'de şiddetli yağmur yağmıştı..."
Lüks otellere avuçla paralar ödenir...
Turistik umre seferleriyle övünülür, gurur kibir...
"Umreden yeni geldim..."
"İki hafta sonra umreye gideceğim..."
"Ben umredeyken..." (Nakarat)
Bizim beyler, hanımlar lüks umre seferleri yaparken memleketteki açlar, sefiller, yetimler, işsizler, ezilenler ağlar inler...
İslam aleminde bir yığın facia cereyan eder.
Somali'deki aç çocuklar sapır sapır dökülür ölür.
Türkiye'de ve nice İslam ülkesinde din ve Şeriat elden gitmiş.
Şirk, küfür, günah-ı kebair, fısk, fücur, nifak, şikak, isyan, tuğyan, fitne, fesat ayyuka çıkmış.
Halkın ve gençliğin bir kısmının imanı gitmiş.
Bizimkiler lüks, konforlu, masraflı (israflı), gösterişli, debdebeli, şaşaalı, ihtişamlı umrelere giderler.
Hiç hayâ ve edeb sahibi bir Müslüman Kâbe-i Muazzamaya tepeden bakar mı?
Teheccüd kılan bir Müslüman önce perdeleri kapatır, ışığı sonra yakar.
Nafile oruç tutan ihlaslı bir Müslüman, oruçlu olduğunu kimseye bildirmemek için gerekirse orucunu bozar, sonra kaza eder.
Zekat dışında nafile sadaka veren ihlaslı Müslümanın sol eli, sadaka veren sağ elinden haberdar olmaz.
İmkanı, serveti, parası olan Müslümanın, miskin Müslümanlara yardım etmesi farzdır.
Kırkta bir zekat vermekle vazife bitmiyor. Miskin kardeşlerin açsa, sürünüyorsa, ağlıyorsa, kıvranıyorsa gerekirse malının yarısını, daha fazlasını vereceksin.
Allah her şeyi biliyor. Kullarının amellerini kirâmen kâtibîn meleklerine yazdırıyor.
Farz ibadetleri ihmal edip de nafilelere ağırlık vermek dengesizlik değil midir?
Ey Zengin oğlu Zengin!.. Senin lüks bir umre seyahati masrafınla kaç Somalili çocuğun karnı doyabilir biliyor musun?
Gurur, kibir, gösteriş, lüks, israf, övünme seni Cehenneme götürür, iyi bil.
Müslümanlar açlıktan ölürken, senin lüks otellerin üst katlarında keyif sürmen reva mıdır?
"Ben umredeyken..." Bırak bu edebiyatı!
Perdeleri kapat, teheccüde öyle kalk.
Nafile ibadetler açıkça yapılmaz, gösterilmez, davul çalarak ilan edilmez.
İhlâs ihlâs ihlâs...
*(İkinci yazı)
Kopuk Cümleler
Din ve Şeriat büyük ölçüde elden gitmiş, biz nelerle uğraşıyoruz.
Din hizmetlilerine lojman yapılacakmış, para lazımmış.
Müslüman halkın yüzde kırkı oruç tutmuyor, onlara dini öğretmek ve sevdirmek hizmetlerine ağırlık verilmesi gerekmez mi?
İslam dünyasına genel bir din başkanı gerekmezmiş. Bugünkü durum iyiymiş.
Müslümanların başında bir İmam veya Emîr bulunması ve halkın ona biat ve itaat etmesi Kur'anla, Sünnetle, icmâ ile sâbit dinî bir emirdir.
İslam'ı Feminizm sapık ideolojisine uydurmaya çalışmak küfürdür desem ağır mı olur?
Niçin zenginlerin sofralarında temiz pak birkaç fakir yok?
Erkek cemaat cami dışına, kadınlar cami içine... Dünya tersine döndü!..
Bir müftünün iki adet lüks makam otomobili varmış.
Almanya'da bir camide Katolik papazı, Protestan rahibi ve bizim imam sık sık toplanıyormuş; Kur'an ve İncil okunup Diyalog yapılıyormuş.
Hacı beyin biri umreye gitmiş, şımarık oğlu Bağdat caddesinde geceleyin lüks otomobiliyle dehşet saçıyormuş.
Müfettiş raporları ortada, yolsuzluk yapılıyor ama örtbas ediliyor.
Bu kadar servet sadece maaşla toplanmaz ki...
Ona kırk yıl boyunca nasihat etsen faydası olmaz, öğütler bir kulağından girer öbüründen çıkar gider. O kardeşimiz İnadiye cemaatindendir.
İmkanım olsaydı da üç bin nüfuslu kör, sönük, kenarda kalmış bir şehre gidip Ramazan'ı orada geçirseydim.
Lüks oteldeki iftara hahamları, Katolik papazlarını, Protestan pastörlerini, Süryanileri, Gregoryenleri çağırmışlar, neş'e ve sürur içinde hem yemek yemişler, hem diyalog yapmışlar. Birbirlerine mütemâdiyen muhabbetli gülücükler atmışlar.
Geçen akşam Sultanahmet sahil yolundan cami yakınına otomobille bir saatte gelebildik. Normalde beş dakikalık yoldur.
Küçük mücahidin gözlerinde şeytanî şerâreler yanıp sönüyordu.
Bir Müslüman o kadar yemeği nasıl yer?
Hani Türkiye'de her şey düzelecek, gül gülistan olacaktı... Ne zaman? Çıkmaz ayın son çarşambasına mı?
Hava çok sıcak, cemaat oruçlu. Cuma namazının sünneti ezandan on dakika sonra kılınmaya başlandı. Hoca konuştu da konuştu.
Eskişehir'de biri üniversite öğrencisi bir kız, iki genç erkek, yedi katlı binanın üstünde esrar içmişler, sonra dürbünlü tüfekle yoldan geçenleri hedef alıp yaralamışlar.
İslam'da teravih yoktur yalanını çıkartanlarda hiç utanma yok mu?
Bir cemaat (hangisi?) harıl harıl kadrolaşıyor.
A muhterem!.. Papazla görüşüyorsun da niçin Müslüman kardeşlerinle görüşmüyorsun?
Bir grup Müslüman, içinde zengin Müslümanların çok ihtişamlı iftar ziyafetleri verdiği en lüks otelin civarında yaya kaldırımlarına gazete serip çorba, bulgur pilavı, zeytin ile iftar yapmışlar.
Müslüman beyefendinin tepesinde yaldızlı çerçeveli kocaman bir M. Kemal Paşa resmi yer alıyor.
İslam'a göre açık Avrupaî kıyafetli hanım namaz vakti gelince çantasından büyük bir örtü çıkartıp başına geçiriyor, göğsünü bağrını, kollarını kapatıyor, namazını kılıyor. Namaz bitince örtü çantaya... Hanım çok dindar...
Lüks iftarda dehşetli bir neş'e, sürur, sevinç vardı. Yenildi, içildi, sohbet edildi. Somali'de milyonlar Müslüman açlıkla pençeleşiyor. Somali uzak...
Bir camiye gidiyordum. Birkaç metre kala ezan okunmaya başladı. Karanlıkta iyi seçemedim, tek minarede sanırım yedi sekiz hoparlör vardı. Ses aletini sonuna kadar açmışlar, her halde 130 desibel bağırıyor... Ezan mukaddes ama hoparlörün sesi kulaklarımı tırmaladı, ezana büyük zarar verdi, yolumu değiştirdim, başka camiye gittim.
Din tahsili yapmış bir kişi "Dinde zorlama yoktur" âyetini Müslümanlara teşmil etmiş. Dinde zorlama yoktur hükmü, gayr-i Müslimler içindir. İslam toplumunda, İslam devletinde yetkili İslamî makamlar Şeriatın belirttiği şekilde dinde zorlama yapabilirler. Müslüman olmayan bir kimse zorla Müslüman edilemez ama Müslümanlara dinî konularda zorlama usûl ve erkânına göre yapılabilir.
Şu güzelim memlekette bin türlü rezalet, maddî ve mânevî sefalet içinde yaşıyoruz.
Sabahleyin evinden Müslüman olarak çıkmış, akşama gayr-i müslim olarak dönmüş.
Bunlar çıldırmış... Kim bunlar?.. Onlar canım onlar...
Dikkatli olun, yakında büyük ve önemli hadiseler olacak.
Ne olacak?.. Ben kâhin değilim...