Bu Milletin Bir Amentüsü Var
Kargaşa ve kaostan medet umanların bilmediği veya bilerek es geçtikleri bir gerçek var. Bu milletin bir Amentüsü vardır ve bu toprakların her karışı, bu Amentüye iman ile kazanılmış, muhafaza edilmiş ve edilecektir.
Belli çevrelerin bu gerçeği göz ardı ederek, elde edebilecekleri hiçbir sağlıklı netice yoktur. Yapabilecekleri tek şey, bugüne kadar olduğu gibi; kargaşa ve kaos çıkararak, milleti canından bezdirmek olacaktır.
İktidarı bahane ederek milletin Amentüsü üzerine oyun oynayan ve güya milleti bu Amentüden uzaklaştırmaya çalışan çevreler; “inanmak ve iman etmenin” ne demek olduğunu bilebilselerdi, belki de hiç böyle şeylere kalkışmazlardı.
Toplumun genelinde bir barış var mı? Var!. Köylü köyünde, şehirli şehrinde, herkes işinde gücünde çalışmak ve çabalamak istiyor mu? Evet istiyor!. Dünyada bizden başka birbiriyle akraba olan başka bir millet var mı? Yok!. Din birliğinin getirdiği kardeşlik sayesinde yüzyıllardır barış ve sevgi tohumları ekiyor muyuz? Evet ekiyoruz!.
Gelenekler ve görenekler çerçevesinde toplumun büyük bölümünün sahip çıktığı milli ve dini bir ruh var mı? Var!. İçlerine fitne ve fesat sokmadan bu ruh sayesinde insanlar birbirleriyle alışveriş yapıp, komşuluk ediyor mu? Evet ediyor!.
Yani kısaca, ülkenin geneline baktığımızda kavga çıkaranların dışında, milletimizin fertleri birbirleriyle kardeş mi değil mi? Kardeş tabii. Şimdiye kadar bu kardeşliği bozmak isteyenler dersini almış mı? Almış. Bundan sonrakiler de alacak mı? Elbet alacak!.
İnsan, Osmanlı ve Cumhuriyet tarihine bir bakar, bugüne kadar seçilmişlerle atanmışların kavgasında millet hiçbir zaman atanmışların yanında olmuş mudur? Bırakın uzak tarihi, son birkaç yıla bakılsa yine durum anlaşılır.
Seçilmişler milletle ittifak etmişlerdir ki, seçilmişlerdir. Seçenler, seçtiklerine kendi adlarına memleketi idare etsinler diye seçmişlerdir. Milletin değerlerini hiçe sayarak atanmışların her canları istediğinde “cıs” demeleri, özde millete karşı yapılmış bir hareketten başka nedir Allah aşkına?
Milletin böylesine büyük hoşgörüsü, devletin devamı, milletin kendi selameti için değil de nedir? Tabii ki, içlerindeki Amentüye imanlarıdır. Amentü deyip duruyoruz da anlayamayanlar için Amentüden söz edeyim.
Müslüman her kadın ve erkek, Müslümanlığının işareti olarak “Amentüye” iman eder. Yani Allah’ın Meleklerine, Kitabına, Peygamberlerine, Ahiret gününe, Kadere, Hayrın ve Şerrin Allah’tan geldiğine, Allah’ın Birliğine ve Peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.v.)'in O’nun Rasulü olduğuna inanır ve iman eder.
İşte bu Amentüye iman, toplumumuzun arasındaki en büyük çimentodur ve milletin birliğini, dirliğini, beraberliğini sağlar. Hiçbir aykırı düşünce, bu inancı yok etmeden milletimizin geleceğinde söz sahibi olamaz, olamayacaktır da.
Bugüne kadar yapılan denemelerin başarısız olma sebebi, halkımızın Amentüye olan sadakatinin neticesidir. Söz konusu iman şekli, alışveriş merkezlerinden, internetten veya başka şekilde pazarlama usullerinden alınıp satılan bir şey değildir.
öncelikle fıtridir. Yine Amentü inancına göre, dünyaya gelen her insan, Müslüman olarak doğar. Sonra isterse Müslüman kalır, isterse başka bir inancı seçer. Yalnız o inançlarda da aynı Amentünün kuralları geçerlidir.
İslâm dininde olduğu gibi diğer inançlarda da; Ahiret, Cennet ve Cehennem inancı vardır ve insanlar günü geldiğinde yapıp ettiklerinden hesaba çekileceklerdir. “Mahşerin” diğer bir adı, “Adalet günüdür.” Yani “Hak dağıtım günü” Milletimiz bugüne iman eder.
Şimdi bu çerçevede ülkedeki tartışmaların merkezine baktığımızda, hangi tarafın, milletin hak ve hukukunu teminat altına almak istediği, hangi tarafın, kendini milletin üzerinde görerek; “Bütün haklar sadece bana aittir” dediği net değil midir?
Sorunun cevabını Amentüsü olanlara bırakıyorum. Amentüsü olmayanlarla bir işimiz yoktur. Allah milletimizi ve devletimizi onların şerrinden korusun. Amin…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.