Fitne ve Fesatlar Bitmez
1970'li, 80'li yıllarda birtakım radikal mücahitler vardı, biz Asr-ı Saadet'i geri getireceğiz edebiyatı yapıyorlardı. Onlar şimdi cihad meydanında yoklar, bir dünyadan başka bir dünyaya intikal ettiler, mücahitlikten müteahhitliğe geçtiler. Çoğu zengin oldu...
Asr-ı Saadet geri gelmez. Bir zaman diliminin Asr-ı Saadet olması için onda Adem oğlunun Seyyidi'nin (Salat ve selam olsun ona) bulunması gerekir.
İslam tarihinde ilk büyük fitne Hz. Osman Zinnureyn efendimizin şehid edilmesiyle başlamıştır. Sıffeyn ve Cemel savaşları, dereler gibi akan Müslüman kanları, daha sonra Hz. Hüseyin'in şehadeti. 1400 senedir fitneler bitmek tükenmek bilmiyor.
Şimdi âhir zaman fitneleri ve fesatları içinde yaşıyoruz.
Din, Şeriat elden gitmiş... Hilafet elden gitmiş... İslam âlemi darmadağın... Düşman kaleyi içten feth etmiş...
İleride Asr-ı Saadet'e benzer bir devir gelir mi? İnşaallah gelecektir: Beklenen Mehdi'nin zamanında.
Nasıl gelecektir?.. Öyle tereyağından kıl çeker gibi gelmez. Büyük, kanlı, korkunç savaşlar olur, akıl almaz miktarda adam ölür, dehşetli tahribat olur ondan sonra.
Şimdi müteahhitlik yapan eski radikal mücahitlerin kısa akılları bunlara ermez.
Kimse saflık edip yakında her şey kolayca düzelecek, güllük gülistanlık olacak, fevkalade adalet ve güvenlik gelecek demesin.
Fitneler arttıkça artacaktır.
Fesat yangınları dünyayı saracaktır.
İhtilaller, iğtişaşlar, kıyamlar, kırımlar, felaketler, açlık, kıtlık, savaş, gözyaşı, kan, tahribat, kaht u galâ...
Rejimler çökecektir.
ABD, eski Sovyetler Birliği gibi çökecektir.
AB çökecektir.
İsrail korkunç şekilde çökecek ve kendisiyle birlikte dünyayı ve insanlığı çökertecektir.
Zelzeleler sıklaşacak ve şiddetlenecektir.
Denizler, karaları vuracaktır.
Yanardağlar patlayacaktır.
Müslümanlar birlik olmamanın acısını feci şekilde çekecektir.
Müslümanlar başlarına âdil ve ehil bir İmam/Emîr seçmedikleri için süründükçe sürünecektir.
Bütün "nâ-mübarekler" alaşağı edilecektir.
Fırat nehri civarında korkunç hadiseler olacaktır.
Dini imanı para ve mal olanlar helak olacaktır.
Ulema geçinen bazıları Mehdi'yi de inkar edecek ve ona karşı çıkacaktır.
Bazı yerlerde taş üstün taş, gövde üstünde baş kalmayacaktır.
Dünya başka bir dünya olacaktır.
Bütün bu hercümerçten sonra Mehdi'nin âdil hakimiyeti devri başlayacak ve yaralar sarılacak, yeryüzünde bir Altın Çağ başlayacaktır.
Şeriat-i Garra-i Ahmediyye ile hüküm verilecektir.
Her yerde adalet ve güvenlik olacaktır.
İsraf kalkacak, yeryüzü nimetleri paylaşılacak, herkes doyacak ve refah içinde yaşayacaktır.
Ezanlar okununca insanlar fevc fevc (akın akın) camilere seğirtecektir.
Muhadderat-ı İslamiye tesettürlü olacaktır.
Ahlaksızlığın, iffetsizliğin, rezilliğin, fısk u fücurun, irtikâb ve irtişanın, hırsızlığın, zulmün kökü kesilecektir.
Sonra vakt-i merhunu gelince dünya yine bozulacak, büsbütün bozulacak ve Kıyamet kopacaktır.
İman edenler ve sâlih ameller işleyenler kurtulacak, inkârcılar, münafıklar, fâsıklar ve zalimler belâlarını bulacaktır.
Ne mutlu bu fitne ve fesat, nifak ve şikak, isyan ve tuğyan devrinde Allaha, Peygamberine, Kur'ana, İslam'a, Şeriata sarılan muhlis (ihlaslı) ve istikametli (dosdoğru) gerçek Müslümanlara. Onların ayaklarının tozunu yüzümüze sürmek şereftir bize.
*(İkinci yazı)
Buharî'de Uydurma Hadîs Vardır Diyene
Sözüme selamla başlıyorum: "Allah'ın selamı, rahmeti ve bereketi sizin ve bütün mü'minlerin üzerine olsun..."
Sizi bir konuda uyarmama müsaade buyurmanızı rica ediyorum.
Bir yazınızı okudum, Buharî'de mevzu hadîs olduğunu iddia ediyorsunuz.
Doğrusu çok üzüldüm. Böyle bir iddiayı ilmi olan imanı olmayan müsteşrikler (oryantalist) yapabilir ama bir Ehl-i Sünnet Müslümanı yapamaz.
Çünkü Sahih-i Buharî'nin "Allah'ın Kitabı Kur'an-ı Kerim'den sonra kitapların en doğrusu" olduğu konusunda icmâ vardır.
Nâsirüddin Albanî'ye istinad ediyorsanız büyük bir sapma içindesiniz. Çünkü o ne icazetli bir alimdir, ne fakih, ne de icazetli muhaddis. Aleyhinde ulema, fukaha ve muhaddisler tarafından, bazıları birkaç ciltlik ilmî reddiyeler kaleme alınmış, hezeyanları kâmilen red ve cerh edilmiş, çürütülmüştür.
Buharî'yi tenkit edenler bozuk fırkaların mensuplarıdır. Bunlardan birinin "Buharî'de çıksa çıksa iki sahih hadîs çıkar" cümlesini okumuştum.
Sahih-i Buharî'nin, Allah'ın kitabından sonra kitapların en doğrusu olduğu her asırda yaşamış gerçekten âlim, takvalı, ihlaslı, hadîs ilminde mütebahhir (derya gibi) olan ulema, fukaha, müfessirler, muhaddisler tarafından tasdik edilmiştir.
Zamanımızda bazı bozuk ilahiyatçılar bu iftira ve hezeyanı, bazen açıkça, bazen sinsice tekrarlayıp duruyor.
Buharî'de mevzu hadîs var diyen bid'atçidir, müfteridir, yalancıdır, zâlimdir, insafsızdır.
Buharî'nin esahhü'l-kitab ba'de Kitabillah olduğunda ittifak vardır.
Biz Kur'an ve Sünnet yolunda olan Sünnî Müslümanların böyle itikad ve itimad etmemiz gerekir.
Buharî'de mevzu hadîs olduğunu söyleyen ilahiyatçılara ve yazarlara bakalım:
* Onların icazetleri yoktur.
* Onlar tabakat-i fukahanın en alt derecesi olan müftülük rütbesine bile sahip olmadıkları halde saçma sapan ictihadlar yapar, yine saçma sapan fetvalar verir.
* Onların çoğu dinde reform, dinde değişim, dinde yenilik taraftarıdır.
* Bunların bazısı namaz bile kılmaz.
* İtikadlarında bozukluklar vardır. Kimisi kaderi, kimisi şefaati inkar eder.
* Bozuk ilahiyatçılardan bazısı Kemalisttir, ilahî İslam dinini beşerî bir ideoloji olan Kemalizmle bağdaştırmak için gülünç ve iğrenç hokkabazlıklar ederler.
* Bazıları fıkıh ve Şeriat düşmanıdır.
* Bazıları Fazlurrahmancıdır. Nice kesin âyetin ve hadîsin hükümlerinin bu devirde geçerli olmadığı iddia ederler.
* Bazıları Diyalogçudur. Hahamlarla papazlarla can ciğer kuzu sarmasıdır.
Buharî'de mevzu hadîs bulunduğunu hiçbir icazetli Ehl-i Sünnet âlimi, fakihi, muhaddisi iddia etmemiştir.
BOP'çular, İslam Protestanlığı türetmek isteyenler, Siyonistlerin ve haçlıların direktifleri doğrultusunda cihadsız ve Şeriatsız yeni bir İslam hazırlığı içinde olanlar Sünneti yıkmak istiyor. Sünnet yıkılınca fıkıh ve Şeriat da sarsılmış olacaktır.
Bir de Feministler var. Onlardan büyük bir vilayette müftü yardımcısı bir hanım, bir seminerde Buharî'de geçen bir hadîs için "Peygambere söyletmişler" demişti...
Hadîs ayıklama işi de böylelerinin mârifetlerindendir.
Müslüman bir kardeşiniz olarak sizi uyarıyorum:
Buharî'yi tenkit etmekten, küçümsemekten vaz geçiniz.
İşin aslını, doğrusunu öğrenmek istiyorsanız icazetli İslam alimlerinden usûl-i hadîs dersleri alınız.
Kötü niyetli, nursuz reformculara uymayınız.
Ana caddeden ayrılmayınız, çıkmaz sokaklara, dar patikalara sapmayınız.
Yerli ve yabancı oryantalistlerin tuzaklarına düşmeyiniz.