Türkiye yine de ayakta kalıyor
Batıcı esnafın adına “müsbet ilim” dedikleri teorisyenler takımı da şaşıp kalıyor mutlaka..
Söz konusu gerçeğe hiçbir ilim cevap veremez..
Rahmet iklimi olan İslâm hariç..
Osmanlı döneminde önemli bir bürokratın “Siz dışarıdan, biz içeriden zorluyoruz; fakat yıkamadık” dediği çınarın büyük kolu Türkiye..
Yıkılmıyor çok şükür..
Yıkmak isteyenler olduğu gibi menfaat hırsıyla altını oyanların da haddi/hesabı yoktur..
Hayret bir şey..
60/70 yaşına kadar ülkenin kaymağını yiyen, emekliye ayrıldıktan sonra kuyusunu kazma girişimlerine katılan zevat ne susmayı biliyor, ne durmayı..
Falan siyasi parti için emek sarfediyorlar sözüne ben inanmıyorum..
Şu şu ideolojiler için ter döküyorlar diyenler de yanılıyor..
Peki nedir öyleyse?
Kör olasıca makam ve menfaat tutkusu..
Baksanıza, “Yerli Pravda” benzetmesiyle yerini bulan bir gazetede bir emekli militarist neler diyor?
“AKP’nin iktidardan uzaklaşması yetmez.. (uzaklaştırılması).. Onun ardılları seçimi yine kazanırsa, bugünkü resim yine ortaya çıkar.. O halde, Atatürk Cumhuriyeti yandaşlarının genel seçimler sonrasında siyasal iktidarı ele geçirebilmeleri ve yeni bir nesil yetişinceye kadar yönetimde kalmayı sağlayabilecek önlemler geliştirmeleri gerekir.”
Beğendiniz mi?
Beğenseniz de, beğenmeseniz de adam Mao türü bir nesil yetiştirme sevdasına kapılmış.. Bakmayın “Atatürk Cumhuriyeti” cilasına..
Bilumum zayıf karakterliler, içten pazarlıklılar aynı sloganları kullanmıyorlar mı?
Atatürk silahı ile düşman bertaraf etmek..
Ulusalcı güruh bilhassa bu konuda çok dikkatlidir.. çünkü, kendilerini kabul ettiremiyorlar.. öyleyse sarılmalı Atatürk’e, giymeliler Atatürk zırhını ve sonrası malum..
Geçti o günler..
Bir veya birkaç kişininn öne geçerek Türk milletinin değerlerini istedikleri doğrultuda değiştiremezler.. çünkü Türk halkı hem taktiği biliyor, hem de malum zevatın maksadını..
Sanıyorlar ki ne yaparlarsa yanlarına kalacak..
27 Mayıs darbesinde olduğu gibi..
12 Eylül cuntasının emrivakilerinin kabul görmesi gibi..
28 Şubat rezaletinin ilelebet yaşayacağına inandıkları gibi..
Geçti beyler, geçti eski günler..
Siz kör müsünüz be!..
Sovyetlerin Rusya’sında, Mao’nun çin’inde bile diktatörlükten kaçış, dine ve demokrasiye yönelme var..
İnsan, dünyevî menfaat için bu derece acımasız olabiliyorsa, ezilen, inançları ellerinden alınan, hor-hakir görülen kesim hiç mi akıllanmadı sanıyorsunuz?
Denemenizi tavsiye etmem..
Askeriyesini denediniz, bu sefer sivilini devreye sokarak menhiyatınızı sürdüreceğinizi mi sanıyorsunuz?
Yeni nesil siz isteseniz de, istemeseniz de yola çıkmış geliyor..
Ne var ki tahmin ettiğinize hiç benzemiyor..
Darbeciye, cuntacıya, diktatöre, yatıktatöre ve bunların yalakalarına herhalde hadlerini bildirecekler.. Aksi halde yaşama ve insanlık hakları ellerinden gider..
Uyandıklarını müşahede ettim ben..
Yargıtay Başkanı sayın Hasan Gerçeker hakkında sıradan vatandaşların yakıştırması her şeyin yakın çekimidir:
“Yargıtay Başkomutanı ve askerleri...”
Yargıyı ve adil yargıçları tenzih ederim.. Adil olmayanları, yani siyasi bendeliği şiar edinenleri, gittikleri yolun tehlikeli olduğuna inandırmak isterim..
Türkiye beylikler dönemi gibi olmasın.. Gücü yeten vursun, gücü yetmeyen ya ölsün, ya teslim olsun mantığı iflas noktasındadır..
Kimse kavgaya sopa taşımasın!..
Bünyeye ne zaman hırs-intikam biner
İnsanlık o noktada sıfıra iner
Fayda vermez ilaç, idman ve terapi
Rahmet çeker-gider, aşk yağmuru diner
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.