İran'ın da sabrı taşmış!
Bayramda bile kan dökmekten çekinmeyen Suriye rejimi Rusya'dan sonra en yakın müttefikinin bile zahiren de olsa tepkisini çekecek kadar ileri gitti.
Suriye rejiminin (ya da başkanının) kibir ve gururu gözünü öylesine kör etti ki en yakın müttefiki İran bile yeter artık demek zorunda kaldı.
Suriyeli göstericileri hain ilan eden İran Dini Lideri Hamaney, İran MGK'sı olarak adlandırabileceğimiz İran Yüksek Milli Güvenlik Konseyi'nin kararını onaylama ihtiyacı hissetti.
Hamaney Esed'den Suriye halkının meşru taleplerine cevap vermesini istedi.
Suriye rejimine her türlü desteği (diplomatik, askeri, ekonomik) vermekten çekinmeyen İran son gelen haberlere göre Suriyeli muhalifleri kabul etmeye ve mültecilere kapılarını açmaya başladı.
Önceleri gayri resmi ağızla Suriye rejimini ikaz edenleri eleştiren İran sonunda yapılan reformların yeterli olmadığını kabul ederek bu sefer ima ile de olsa Esed'e çekil mesajı verdi.
Bu mesajında samimi mi değil mi orasını bilemeyiz ama biz zahire hükmederek gelişmeleri değerlendirecek olursak artık İran da Esed'in gidici olduğunu görmüş ve Esed sonrasını planlamaya başlamıştır diyebiliriz.
Her zaman söylüyorum İran devlet geleneği olan bir ülkedir. Çıkarlarını ideallerinin üstünde tutmasını da her dönemde başarmış bir ülkedir.
Esed'e her türlü desteği vermekten çekinmeyen İran şimdi Esed sonrasının hesaplarını yapma aşamasına gelmiştir.
Gelen haberlere göre, İran Yüksek Milli Güvenlik Konseyi, Suriye konusunda endişe uyandıran konuları masaya yatırmış, Esed rejiminin çökmesi halinde karşılaşılacak sorunlar değerlendirilmiş ve bir dizi tavsiye kararı alarak Hamaney'e sunmuş, Hamaney de bu kararların çoğunu onaylamış.
Yüksek Milli Güvenlik Konseyi Başkanı Said Celili, alınan karaları dini lidere sunarken, Esed rejiminin çökmesi halinde Suriye'de bir boşluk oluşacağını ve bu boşluğu Türkiye, ABD ve Batı ülkelerinin doldurmaya çalışacağını hatırlatmış yeni rejimin İran'a mesafeli olabileceğini bunun da İran'ın çıkarlarına zarar vereceğini anlatmış bunun üzerine Hamaney de bu kararların büyük kısmını onaylamış.
Bu kararların başında Baas rejiminin çökmesi halinde İran'ın hangi politikaları takip edeceğinin tespit çalışmaları, Esed rejiminin değil İran'ın çıkarlarının önemli olduğu ve bölgeye harici güçlerin müdahalesine fırsat vermemek gerektiği konularının Hamaney başkanlığında üst düzey yetkililerin katıldığı gizli bir toplantıda masaya yatırılmış.
Konsey Başkanı Said Celili, Genelkurmay Başkanı Hasan Firuzabad, İstihbarat Bakanı Haydar Muslihi, Kudus Kuvvetleri Komutanı Kasım Süleymani ve yüksek dış politika müsteşarlarıyla yapılan gizli değerlendirme toplantısında, Suriye'deki direnişin desteklenmesi gerektiği, dolayısıyla işbaşına gelmesi muhtemel liderlerle ilişkilerin geliştirilmesi ve onlarla gizlice görüşmelerin yapılması, muhtemel yöneticilerin şimdiden desteklenmesine paralel olarak 'kendisine güvenilmeyen Batı'nın ve İsrail'in öne çıkardığı isimlerin bertaraf edilmesi'(!) konularında görüş birliğine varıldığı da yine sızan haberler arasında yer almaktadır.
Hamaney bu kararların gizli kalmasını emretmiş ama iletişim çağında gizlilik buraya kadar.
Hasılı kelam Esed rejiminin tek dayanağı olan İran bile kendi çıkarlarını koruma ve dış güçlerin müdahalesine fısat vermeme ilkesinden hareketle Arap dünyasının en genç lideri olan Esed'in artık İran'a yük olduğunu dolayısıyla gözden çıkarmayı kabullendiği anlaşılıyor. Cumhurbaşkanı Ahmedinecad'ın Başbakan Erdoğan'a 'Batı müdahale etmesin biz kendimiz halledelim' teklifinin perde arkası da böylece aydınlanmış oluyor.
İran başından beri Suriye rejimine verdiği destek politikasından Türkiye'nin takip ettiği politika çizgisine gelmiş görünüyor.
Hatta yavaş yavaş aleyhte mesajlar da medyaya sızdırılıyor. Mesela İstihbarat Bakanı Muslihi, "Baba ve oğul Esedler hiçbir zaman örnek bir müttefik olmamışlardır" diyebiliyor.
Buna rağmen Esed'in geçen hafta toplanan Arap Birliği Dışişleri Bakanları Toplantısı'nı boykot edip alınan kararlara dolayısıyla da Arap dünyasına da rest çekmesi Esed'in ne denli Kaddafileştiğini göstermesi açısından düşündürücü.
Diktatörler ders almazlar demiştim ya, almıyorlar, almıyor.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.