M. Şevket Eygi

M. Şevket Eygi

İtikad Bozuklukları Dinden Çıkartabilir

İtikad Bozuklukları Dinden Çıkartabilir

Ülkemizdeki Müslümanlar arasında vahim itikad/inanç bozuklukları baş göstermiştir. Bu bozuklukların bir kısmının sahibini dinden çıkartma, mürted yapma ihtimali büyüktür.

Allah'a noksan sıfatlar yakıştırmak çok vahim bir itikad bozukluğudur.

Başta Diyanet olmak üzere bütün doğru yolda olan cemaatlerin, tarikatların, grupların, bilen kişilerin, ulema ve fukahanın bu bozukluklar konusunda halkı uyarması, bilgilendirmesi, kurtarmaya çalışması gerekir.

İtikad bozuklukları durup dururken mi çıkmıştır?

Hayır... Bunlar kasıtlı, planlı olarak, büyük paralar harcanarak, bazı kalemler ve vicdanlar kiralanarak veya satın alınarak çıkartılmıştır.

Bazı reformcular, Kur'ana ve Sünnete uygun İslam yorumunun 3'üncü hicrî asırda sona erdiğini, Ümmet-i Muhammed'in sapıttığını iddia ediyor. Bu bir iftira ve hezeyandır.

Kur'ana ve Sünnete uygun doğru/sahih İslam yorumu, hiçbir kopukluk olmadan günümüze kadar ulaşmıştır.

Muhammed ibn Abdilvehhab çıkmış ve doğru İslam'ı öğretmiş, sapıtan Müslümanlara hidayet yolunu göstermiş... Bu iddia hezeyandır.

Muhammed ibn Abdilvehhab'ı, başta kendi kardeşi Süleyman ibn Abdilvehhab olmak üzere bütün Ehl-i Sünnet uleması, fukahası, müfessirleri, muhaddisleri, müftüleri tenkit, red ve cerh etmişlerdir.

Doğru yolda olan, itikadı sahih olan, hidayete çağıran, İslam'ı temsil eden Muhammed ibn Abdilvehhab değildir, Ehl-i Sünnet ulemasıdır.

Mısır, Pakistan ve diğer bazı İslam ülkelerinde zuhur eden birtakım radikal İslam hareketlerinde bid'atler, hatâlar, yanlış yorumlar vardır.

Kaderin inkarı vahim bir inanç bozukluğudur.

Ashab-ı Kiram (radiyallahu anhüm ecmain) hazeratının bir kısmına dil uzatmak, onlara iftira etmek korkunç bir bid'attir. Ashabın tamamı din konusunda âdildir.

Fıkhı inkar etmek öldürücü bir bid'attir. Fıkıh ilimdir, ilim inkar edilmez.

Mezhepsizlik bid'attir.

"İslam'ı, Kur'anı, Hz. Peygamberi, tevhid inancını inkar edenler de Cennetliktir" demek büyük bir sapıklıktır.

Bu devirde İslam'dan başka ibrahimî hak din vardır demek büyük bir hıyanettir.

Şeriatsiz ve fıkıhsız yeni bir İslam türetme hareketi bir çılgınlıktır.

Şefaat Kur'anla, Sünnetle, icmâ-i ümmetle sâbittir.

Resûl-i Kibriya aleyhi ekmelüttahaya Efendimizin hadîslerini Feminizm, AB, Batı medeniyeti norm ve ölçülerine göre ayıklamak bir cinayettir.

Bütün iyi niyetli, vicdanlı, samimî Müslümanlar bu gibi konularda irşad edilmeli, aydınlatılmalı, uyarılmalı, doğru şekilde bilgilendirilmelidir.

"Bilenler" bilmeyenleri uyarıp aydınlatmazlarsa vebal altına kalırlar.

Hiçbir ticarî gayesi olmamak şartıyla Müslümanları uyarmak üzere vakıflar, dernekler, hizmet kurumları kurulmalıdır.

En güzel, en uygun, en inandırıcı, en ikna edici, en etkili üslupla bozukluklar tenkit edilmeli, doğru yol gösterilmelidir.

Bu hizmetler cemaat ve tarikat taassubundan uzak bir şekilde yerine getirilmelidir.

Uyarı ve aydınlatma broşürleri Ahmed Cevdet Paşa'nın Türkçesi gibi çok açık, çok akıcı, çok kolay anlaşılabilir bir lisanla yazılmalı ve herkes tarafından kolayca anlaşılmalıdır.

Böyle broşürler ulema, fukaha ve müftüler tarafından tasdik edilmelidir.

Bu hizmetler hiçbir kimseye veya cemaate maddî menfaat ve şahsî ün ve prestij kazandırmamalıdır.

Beklenilen, ümit edilen tek ücret Allah'ın rızası olmalıdır.

Bir kısmı bedava dağıtılmalı, bir kısmı (dağıtmak isteyenlere) maliyetine verilmelidir.

Bu hizmetler ilmin ışığında ihlasla yapılmalıdır.

Müslüman halk bu hizmetlere muhtaçtır.

Müslümanlar bu hizmetleri beklemektedir.

Yok mu bu hizmetleri yapacak ilim ve ihlas erleri?

*(İkinci yazı)
Zenginlik Arttıkça Azgınlık da Artıyor

Milyonlarca fakir ve dar gelirli var ama madalyonun öbür yüzünde dehşetli bir kalkınma ve zenginlik var.

Zenginlik arttıkça azgınlık da artıyor.

Zengin kesimin lükse, israfa ve sefahate yönelmesi korkunç bir küfran-ı nimettir.

Allah'ın verdiği nimetlere şükr etmeyen Müslüman bir toplumun zenginliği ona afet, musibet, felaket, ceza getirir.

Milyonlarca insan zengin mi oldu?... O halde onların birinci vazifesi, Allah'ın kendilerine lutf ve ihsan buyurduğu nimetlerin şükrünü eda etmek için camilere koşmaktır.

Sabah namazı vakitlerinde camilerimize gidin ve bakın: Birkaç kişiden başka cemaat bulamazsınız. Nimetler içinde yüzen müreffeh (refahlı), zengin Müslüman tabaka seherlerde ya leşler gibi uyumaktadır, yahut evlerinde münferiden namaz kılmaktadır.

Sabah namazlarında camilerin önünde bir tek lüks otomobil göremezsiniz.

Sabah namazlarında camilerde ensesi kalın, cüzdanı şişkin, güzel giyimli seçkin Müslümanları göremezsiniz.

Allah'ın kendilerine bol bol nimet verdiği Türkiye Müslümanları kulluk vazifelerini gerektiği gibi yerine getirmiyor.

O halde bugünkü bolluk bir keramet değil, bir istidractır.

Şükrü eda edilmeyen nimet alınır.

Müslümanların büyük kısmı din için doğru dürüst çalışmıyor.

Müslümanlar nasihatsiz kalmıştır.

Müslüman halk yeteri kadar bilgilendirilmiyor, uyarılmıyor, aydınlatılmıyor.

Müslüman ileri gelenlerin, seçkinlerin, ulema ve fukahanın bir sabah namazı seferberliği başlatmaları gerekmez mi?

Böyle bir teşebbüs yok. Kıpırdanma bile yok.

Mübarek Ramazan'da birtakım reformcu densiz ilahiyatçılar Kur'ana, Sünnete, Şeriata aykırı saçma sapan hezeyanlar savurdular. Bunlara karşı öyle bir tepki olmalıydı ki, bu densizler bir daha konuşma cesareti bulamamalıydı.

Militan dinsizler Ramazan'da bir yığın kışkırtma yaptılar, fitne fesat çıkarttılar. Onlar da gereği gibi susturulamadı.

Millet doğru dürüst ve yeteri kadar ilmihalini bilmiyor. Milyonlara temel inançları, din bilgilerini, İslam ahlakını öğretmek için ne yapıyoruz?

Uyarıyorum:

Zenginlikler, nimetler toplumu azdırırsa, onu İslamî vazifelerini yerine getirmekten alıkoyarsa, o nimetler zeval bulur ve azap iner.

Cihad fi sebillillahı terk edip çılgınlar, deliler gibi para peşine düşen bir toplum iflah olmaz.

Bugünkü bozuk ve kötü durumun vebali, ilim sahibi olup da halkı uyarmayan, aydınlatmayan, korkutmayan, bilgilendirmeyen sorumluların üzerinedir.

Önceki ve Sonraki Yazılar
M. Şevket Eygi Arşivi