Serdar Arseven

Serdar Arseven

Bedelli ve bedelsiz askerlik!..

Bedelli ve bedelsiz askerlik!..

Enver Hoca, halkını uzun yıllar boyunca “Bir Arnavut Âleme Bedeldir!..” diyerek yönetmiş.

“Hazret”;
Ülkeyi baştan başa “bunker” (sığınak) denilen ucube yapılarla doldurmuş...
Her aile, ömrü boyunca çalışıp didinip bir “bunker” yaptırmaya mecbur edilmiş.
“Bunker” dediğin “asker miğferine” (şapkasına) benziyor.
Ters çevrilmiş miğfer ya da durmakta olan bir kablumbağa gibi bir şey.
Şöyle böyle dört kişilik bir ailenin sürünerek içine girebileceği büyüklükte bir yapı...
Duvarında bolca çelik filan kullanılırmış; hava saldırısı olduğunda millet içine girsin ve tek bir zayiat verilmeden saldırı atlatılsın diye.
O zamanki böyle bir güvenlik anlayışıymış.
E tabii, bu “bunker” işinden iyice zengin olanlar da varmış...
O da “vatan hizmeti”nin bedeli imiş!..
Enver Hoca demiş ki;
“Bütün gözler bizim topraklarda...
Ülke içindeki rejim düşmanları ve ülke dışındaki Arnavut düşmanları ile mücadele sürdükçe bizdeki ‘güvenlik devleti’ anlayışına devam edilecektir...
Bu cennet vatan nerede var...
Aynı zamanda da ‘Her Arnavut asker doğar!..’ ”

Hani bugünlerde “Bedelli askerlik çıkacak mı çıkmayacak mı?” tartışması alevlendi ya...
Nedense, Arnavutluk izlenimlerim geldi aklıma.

Terörle mücadele filan işin “reklam” tarafı...
Günümüzün “teknolojik savaş” dünyasında, “Çok asker, çok güçlü ordu” lafları anlamsız.
Dinamik yapılanma, uzman personel, kuvvetli istihbarat...
Sivillerin tam denetimindeki bir ordu.
Ve ileri teknoloji.
Hakkari’deki operasyonun emri “Bodrumvâri” yerlerden gelecekse, 700 bin değil, 700 milyon “uzun dönem”in olsa ne!..
Bu...
Tekrar edelim:
“Terörle mücadele devam ettikçe bedelli askerlik çıkmaz” lafı, işin “reklamasyon” tarafı...
Ne yani;
Terörle mücadele ediliyor diye, karargahlarda görev yapan komutanlarımız yıllık izinlerini kullanmıyorlar mı?..
“Terörle mücadele sona erene kadar bütün yıllık izinler kaldırılmış, askeriyenin bütün yazlık tesisleri kapatılmıştır” yollu bir düzenlemenin çıkarılması söz konusu olabilir mi?..
İyi o zaman; “emekliliği” gelen personelin görev sürelerini de uzatalım; “Terörle mücadele devam ediyor” diye!.. Her Türk asker doğarsa, her Türk niçin asker ölmesin!..
“Terörle mücadele devam ettikçe bedelli çıkmaz” boş laf...
Zira terörle mücadele bitmez!..
Hele eski Genelkurmay Başkanı’nın internete düşen ve kendisi tarafından da “sahihliği” kabullenilen “beyanları” doğruysa...
Hiç bitmez!..

Gelelim meselenin bir başka tarafına:
“Parası olan kısa, olmayan uzun dönem mi yapacak!..”
Bu da boş laf; parası olan ve yurtdışında çalışmakta olan bir “gurbetçi” zaten çok kısa dönem askerlik yapıyor.
Bedelli var yani!..
Yurtdışındakinin faydalandığı “bedelli”den, Türkiye’deki niye faydalanamasın?!..

Mesele o değil; yıllardır üzerinde dura dura kamuoyuna mal ettiğimizdir esas dert:
“Bizim er ve erbaş niçin cep harçlığı bile sayılmayacak aylıklarla görev yapmak zorunda!..”
Tamam; vatan görevi kutsal da...
Her “Mehmet”e bir “asgari ücret” verseniz, işin kutsallığına zeval mi gelir?..
Ne yani; kahraman silahlı kuvvetlerimizdeki general, subay, astsubaylarımızın yaptıkları görev, “Mehmet”inkinden daha mı az kutsaldır!..
“Hâşa, Hâşa..
Sümmehâşa!..”
Onu bunu bilmem; 25 yaşına gelmiş adamın babadan harçlık istemesi zor iş.
Gariban baba, 15 ay boşunca askerdeki oğluna para gönderecek, bir de asker dönüşünde görevine harçlık vermek suretiyle devam edecek.
Bu olmaz!..
Ana-babalılar bir yana...
Kaç yetimimiz var; onlar da 15 ay askerlikten sonra eve döndüğünde kimden para alacak?..
Devlet işini hazır etti mi?..
“Gel kardeşim, sen bu vatan için canını ortaya koydun. Aha iş, aha güç” dedi mi?..
“Efendim, her şey devletten beklenmez!..”
Doğru da...
“Herşey Mehmet’ten de beklenmez!..”
Demem o ki; bedelli çıksın...
Oradan gelen kaynak, “bedelsizler” yararına kullanılsın.
Bedelliden bedelsizler faydalansın!..
“Şehit olmayı” hak eden Mehmetçik, bir asgari ücreti hak etmiyor mu yoksa?..

Önceki ve Sonraki Yazılar
Serdar Arseven Arşivi