Yavuz Bahadıroğlu

Yavuz Bahadıroğlu

Tarihime neden düşmansınız?

Tarihime neden düşmansınız?

Avrupa, akıl hastalarını, “Ruhuna şeytan girdi” gerekçesiyle yakarken, akıl hastaları için özel klinikler kurup su sesi ve musiki ile, bugünkü tıbbın dönüş yaptığı unsurları kullanarak tedavi eden bir milletin tarihine neden düşmansınız?
* Avrupa, ilim adamlarını Engizisyon mahkemelerinde yargılarken (mesela dünyanın döndüğünü söyleyen Galile’yi ölümle gerçeği inkâr arasında korkunç bir tercihe zorlarken), dünyanın yuvarlak olduğunu ve döndüğünü kitaba geçiren bir milletin tarihine neden düşmansınız?
* Katolik kılıcından kaçan Ortodokslara, İspanya’dan kovulan Yahudilere ve Bolşevik İhtilali’nden dolayı Türkiye’ye sığınmak isteyen Beyaz Ruslara ülkesinin sınırlarını açıp ayrı dinden, ayrı ırktan mültecileri bile koruyucu kanatları altına alan bir milletin tarihine neden düşmansınız?
* Tarih boyunca, hangi dinden ve milliyetten olursa olsun, yardım isteyen herkesin yardımına koşan bir milletin tarihine neden düşmansınız?
* Kendi devrinde ilmin merkezi haline gelmiş, ayrıca girdiği her yere kılı kırk yaran adaletini götürmüş, bu özelliklerinden dolayı da milletler tarafından ülkelerini fethe çağrılmış bir milletin tarihine neden düşmansınız?
* İnsanların inançlarını dikkate alan, her topluluğun inancına göre yaşayabileceği sosyal ve hukuki düzenlemeler getiren bir milletin tarihine neden düşmansınız?
* Yabancı kralların ve önderlerin kimine “Büyük İskender”, kimine “Arslan Yürekli Rişard”, kimine “Büyük Petro”, kimine “Korkusuz Jan”, kimine “Güzel Filip” diyerek saygı gösterirken, Osmanlı padişahlarının bazılarına neden “sarhoş”, “ayyaş”, “deli”, “Kızıl”, “hain” diyerek aşağılıyorsunuz?
Bu sorulara benzer onlarca soruya, şöyle son bir soru daha ekleyebilirim:
“Gerçekten milletin tarihine mi düşmansınız, yoksa o muhteşem tarihin dinamizmini ve karakteristiğini oluşturan inancına mı?”
Dikkatle bakın dostlar! Bilin ki, milletin tarihine düşman olanlar, milletin dinine de düşmandır, milliyetine de düşmandır.
Onlara kötü bir haberim var: İstanbul ve Anadolu’nun çeşitli yerlerinde verdiğim konferanslara ilgi büyük. Salonlar salkım saçak. İnsanlar ilgili ve coşkulu. Son birkaç yıldan beri tarihimize karşı giderek artan bir ilgi var. Millet doğru tarihe susamış. Bazen ikibuçuk saat kürsüde kalıyorum, insanlarımız ayakta dinliyor. Tek kişi bile salondan çıkmıyor. Bu ilgi şahsıma değil, tarihe. İnsanlarımızı müthiş bir öğrenme heyecanı sarmış.
Konuşmam bitince kitap imzalama başlıyor. Yine aynı heyecanlı kalabalık tarafından etrafım sarılıyor. Organizatörler bunu görünce müteakip konferanslar için talepte bulunuyorlar.
Yani tarihi “tahrip” ya da “tahrif” etmek isteyenlerin aşısı tutmadı.
Bazılarının kabul ettirmeye çalıştığı gibi, tarihimiz, bir kan gölü değil, kendi dönemini bile aşan bir ebediyet abidesidir. Bugünün şartlarına, yükselen değerlerine göre bile yüzümüzü kızartacak, diğer milletlerin yüzüne bakamaz yapacak hiçbir şey yoktur tarihimizde.
¥ Avrupalılar gibi, yüzyıllar boyu bir mezhep farkı yüzünden kendi dindaşlarımızı kesmedik...
¥ Avrupalılar gibi, renkleri, dinleri, dilleri farklı olduğu için diğer insanları köle olarak kullanmadık. Devletimizi, medeniyetimizi, başkalarının kemikleri, canları ve kanları üzerinde inşa etmedik.
¥ Avrupa gibi, ilim-fikir ve kültür adamlarını Engizisyon mahkemelerinde diri diri yanmaya mahküm etmedik.
¥ Avrupa gibi, kendimizden güçsüz toplumları asırlar boyu ezmedik, sömürmedik, başka medeniyetleri yağmalamadık, talân etmedik.
¥ Dresten’de bir gece bombardımanında, çoluk-çocuk dâhil 35 bin sivili biz katletmedik...
¥ Birinci ve İkinci Cihan Savaşlarını biz başlatmadık. İki savaşta milyonlarca cana biz kıymadık...
¥ İki atom bombası ile Hiroşima ve Nagazaki’yi biz yerle bir etmedik...
¥ Kızılderililerle birlikte, İnka-Aztek Medeniyetini biz mahvetmedik...
¥ Zencileri beyazların kölesi olarak biz kullanmadık...
Peki siz neden tarihime düşmansınız?

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yavuz Bahadıroğlu Arşivi