Başbakan laikliği savundu: Başımıza taş yağacak
Başbakan Erdoğan'ın Mısır'da yaptığı açıklama, "Bunu da gördüm ya...
Artık ölsem de gam yemem" dedirtecek cinsten...
Ben "geleceği de düşünen" her "akıllı"
Müslüman'ın, laikliği savunması gerektiğini defalarca yazdım.
Dindar insanların yönettiği TV kanalları da dahil olmak üzere, her yerde bu fikrimi açıkça savundum.
Tabii burada kastettiğim, Kemalistlerin ordu merkezli bir vesayet rejimini kurmak veayakta tutabilmek için halka dayattığı "otoriter laiklik" değil. Ben "özgürlükçü laiklikten" bahsediyorum.
***
Geleceği düşünen, akıllı Müslüman:
1) İslam'ın farklı biçimlerde yaşandığını bilir. Allah, Kuran ve Peygamber aynı olsa da, örneğin Suudi Arabistan'daki Vahabi İslam'ı ile İran'daki Şii İslam'ı farklıdır.
2) Değişik dinlerden insanların aynı ülkeyi, aynı devleti paylaşmalarını normal karşılar. Saflık arayışının bir tür ırkçılık olduğunu düşünür.
3) Tanrıtanımazlık pek hoşuna gitmese de, bunun hem vicdani, hem de demokratik hak olduğunu kabul eder.
Bunları tartan bir Müslüman, elbette "özgürlükçü laiklikten" yana olacaktır:
Çünkü "geleceği de düşünerek", iktidarı ele geçirmiş belli bir İslam anlayışının dayatılmasını istemeyecektir.
Özgürlükçü laiklikte herkes kendi inancını (ya da inançsızlığını), başkalarının haklarını çiğnememek şartıyla, serbestçe yaşar.
Devlet bütün inançlara karşı eşit uzaklıktadır. (Ben bu noktada, "eşit yakınlıktadır" demeyi tercih ediyorum.)
***
Evet, ben bunları hayal ederken, Başbakan Erdoğan, Mısır'da, "Laiklikten korkmayın... Laiklik din karşıtlığı değildir... Ben Mısır'ın da laik bir anayasaya sahip olmasını tavsiye ediyorum..." demez mi?
İşte bu kadar!
Daha üç yıl önce partisi kapanmanın eşiğinden dönen... "Eski" Anayasa Mahkemesi tarafından partisi, "Laiklik karşıtı eylemlerin odağı" ilan edilerek ceza kesilen... En önemlisi, düşünce kökenleri "İslamcılık" dediğimiz siyasi ideolojiye uzanan bir liderden söz ediyoruz...
Ve bu kişi Mısır'a laikliği öneriyor!
Elbette faşist zihniyetli Kemalistlerin, insanları cendere içine sokan otoriter laikliği değil bu; din ve vicdan hürriyetini garanti altına alan özgürlükçü bir laiklik...
***
Tam bu noktada hemen hemen hiç yapmadığım bir şeyi yapayım:
Hürriyet gazetesinin Yayın Yönetmeni Enis Berberoğlu ve onun gibi düşünen editör arkadaşlarını kutlarım.
Benim göz atma fırsatını bulduğum gazeteler içinde sadece Hürriyet, Başbakan Erdoğan'ın Mısır'a laiklik tavsiyesini, "Laiklikten korkmayın" başlığıyla manşetine çekmişti dün...
Bu tercihi yapabilmek için elbette belli bir tarih bilincine sahip olmak gerekir.
Başbakan Erdoğan'ın (özgürlükçü) laikliği tavsiye etmesi, Mısır için değil, asıl Türkiye Cumhuriyeti için bir milattır. Değişimin adının konduğu tarihtir.
***
Mısır'daki "Müslüman Kardeşler" örgütü, Başbakan Erdoğan'ın lafına tabii hemen tepki göstermiş.
"İç işlerimize karışmayın, Türkiye ile Mısır'ın koşulları farklı" demiş. (Bizde de karşı çıkanlar olacaktır.) Halbuki şunu görmeleri gerek: Tayyip Erdoğan, Türkiye'nin ve Ortadoğu'nun yeni orta sınıflarını temsil ediyor. Onların liderliğini yapıyor. Onların dilini konuşuyor.
Onların özlemlerini söze döküyor.
Ekonomilerin küreselleştiği çağda, milli devletlerden özerk bir biçimde gelişen bu yeni orta sınıf yaratıyor; hem Türkiye'deki, hem de Arap âlemindeki bahar tazeliğini...
Onlar vagon, Erdoğan lokomotif... Taş atmak bir işe yaramaz: Bu tren geleceğe gidiyor...