Serdar Arseven

Serdar Arseven

Kız on sekizinde ve lisede!.

Kız on sekizinde ve lisede!.

Radyo Beyaz ve Radyo Ses’te aynı anda yayınlanan Gün ve Gündem adlı programın yapımcıları Murat Kerim Ateş-Elvan Palaşoğlu ikilisi, bu hafta “eğitim” konusuna takılmış.
Hani okullar açılıyor, vatandaşımız kayıt, forma, çanta, kağıt, kalem derdinde ya...
Bize “okul hayatımıza” dair sorular yönelttiler.
Orada söyledim, milyonlara da bu köşeden sesleneyim:
“Ben Türkiye’deki eğitim sistemine hiçbir zaman saygı duymadım!..”
“Duymuyorum!..”
“Ve köklü değişimler olmazsa duymayacağım!..”

Eğitim işini beceremiyoruz...
Becermemize izin vermiyorlar veya!..
Selami Çekmegil üstadımızın İngiltere anılarından...
Zamanında, İngiltere’de, İngiliz çocuklarından çok daha başarılı olan Hindistanlı, Pakistanlı öğrencileri iğdiş etmek için bir program uygulamışlar...
İngiliz çocuklarına hayatı, hayatta lazım olacakları öğretirken; kendi çocuklarından çok daha zeki olan “diğerlerine” logaritma cetvelini ezberletmişler!..
Ve böylece, “zekaları dumura uğratılmış” bir “Müslüman nesil” meydana getirmişler!..
Yusuf İslam yani eski adıyla Cat Stevens İngiltere’deki modeli anlatırken der ki;
“Müslümanlara istedikleri kadar hak verir gibi görünsünler... Bunun bir hükmü yok... Değil mi ki kumanda onların elinde, değil mi ki müfredatı onlar belirliyorlar, iş bitmiştir. Kendi eğitim modelimizi uygulamadığımız okul, bize yüktür!..”

Yük, vallahi yük!..
Şu hale bak; altı yaşında okula aldığın çocuğu, hiç sınıfta kalmamış olsa onsekizine kadar -ne bu dünyaya ne de öte aleme yarar- bir sistem içinde öğüt ve at dışarı!..
“Düz lise” imiş!..
Ne demek bu?..
Matematik dedikleri “Varsa yoksa kümeler!..”
Her ders yılının “kümeler” denilen konuyla başlaması farzmış gibi...
İngilizce’de dön dolaş; “kontinyus tens!”
Bir de...
“Ay en ci” takısı!..
Dön dolaş;
Şat dı dor!...
Opın dı dor!..
Mistır end misıs Bırawn went tu dı si sayd!..
Şadap!..

Köhne sistem; 14 yılda “Bu ayakkabı sıktı, bir numara büyüğünü verebilir misiniz?” diyebilecek kadar olsun İngilizce öğretemiyorsa, vur beline gitsin!..
Bırak onu bunu;
İngilizce öğretmenlerinin kaçı İngilizce bilir acaba?..
Memurlar.net’e bir arkadaş yazmış:
“Hazırladığımız Avrupa projesi özetini çevirmesi için müdürümüz, İngilizce öğretmenine verdi. İngilizce öğreten arkadaş bana, ‘Hocam bu cümleleri google devrik çeviriyor!’ deyince... ‘Google’u ancak sözlük gibi kullanabileceğini, oradaki cümle çevirilerinin hatalı olduğunu’ söyledim. Arkadaş ‘Eee peki nasıl çeviriceğiz biz bunu?’ demez mi!.. Allah Allah; bu arkadaşlar nasıl mezun oluyorlar, anlamadım arkadaş!..”

Anlaşılmayacak ne var;
Onları mezun edenler de bilmiyor ki işini!..

Kusur öğretmende filan değil; diğer alanlar neyse, lisan alanı da o...
Bu işler ezberle olmaz, merak lazım, kabiliyet lazım.
İlgi, kabiliyet ölçen bir sisteminiz yoksa, “google” yön verir böyle hayatlarınıza!..

Geçen bir arkadaş dedi ki;
“Kız on sekizinde ve lisede!.. Hani üniversitede olsa kabul edilir ama, öyle hakkıyla evlenebilecek görüntüdeyken lise sona göndermek zoruma gidiyor!.. Öyle koca kız, forma içinde!.. “
Malûm, lise üç seneydi, dörde çıktı;
“Eğitimin boyunu uzatamıyorsan, mezunların boyunu uzat” modeli!..
Formalı genç kızlar ve formalı delikanlılar...
Bir arada, arkadaşça!..
¥
Programda bunları anlatmaya çalıştım; anlatamadıklarım da oldu..
Mesela...
Çocuklara ne tavsiye ettiğimi sordular...
Vakit kafi gelmedi, bir sonraki programa bıraktım...
Yeni Akit okuyucularının önceliği var elbet;
Her girdiği sınavı kazanmış, bununla birlikte beynini de “sisteme” kaptırmamış, kafayı ütületmemiş bir ağabeyleri olarak, kardeşlerime, yavrularıma acayip taktikler verecem...
Kısmetse yarın.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Serdar Arseven Arşivi