Batıya Doğru Akan Nehir
“Batıya Doğru Akan Nehir” başlığı, bir televizyon belgeselinin adı.
Bahçeşehir Üniversitesi, Medeniyetler Araştırmalar Merkezi ve TRT’nin iş birliğiyle gerçekleştirilen belgeselin müellifi ve projenin sahibi, Medeniyetler Araştırma Merkezi Başkanı Prof. Dr. Bekir Karlığa.
Başbakan R. Tayyip Erdoğan’a danışmanlık da yapan Prof. Dr. Bekir Karlığa, “Batıya Doğru Akan Nehir” belgeseli için epeyce ter dökmüş.
¥
Geçtiğimiz Cuma günü İstanbul Kongre Merkezi’nde belgeselin tanıtımı yapıldı.
Her zaman olduğu gibi gecenin yıldızı yine Başbakan R. Tayyip Erdoğan’dı. Dualar ve sevgi seliyle karşılanıp uğurlandı.
Belgeselin nasıl hazırlandığı ve hangi safhalardan geçtiği hakkında davetlilere bilgi verilirken, TRT de hangi gün yayınlanacağı da duyurulmuş; “20 bölümden oluşan belgesel, her Salı saat 23.30 da yayına girecek” denilmişti.
Belgeselin yayın saatini öğrenince yanımdakilere ilk itiraz eden ben oldum. “Madem böylesine önemli bir belgesel yapılmış, o zaman reyting kurbanı olmamalı” dedim.
Daha sonra kürsüye Başbakan R. Tayyip Erdoğan geldi, uzun ve anlamlı bir konuşma yaptıktan sonra sözlerinin sonunda belgeselin yayın saatinin, TRT Genel Müdürü İbrahim Şahin’le görüşerek değiştirildiğini söyledi.
Söz konusu belgesel yine her Salı saat 22.00 de yayına girecek. Demek ki salonda bulunanlar 23.30 saatine razı olmamışlardı. Başbakan yayın saatini 22.00 olarak belirtince koca bir alkış koptu.
Belgeseli merak edenler Salı günü TRT 1’de ekran başına geçmeliler.
Merakla birlikte bilgilenmek isteyenler; “Batıya Doğru Akan Nehir” belgeselinde, medeniyet sefinesine yani gemisine binip, seyre dalmalılar.
Medeniyetlerin anlatılmamış hikâyesi, “Batıya Doğru Akan Nehir”de tüm insanlığın ortak ve olağanüstü macerası olarak anlatılmış.
¥
Tarihini bilmeyenlerin coğrafyasını başkaları çizer. Kendi kültürel değerlerini reddedenler, başka milletlerin kültürlerini benimserler.
Tarihin bütün hareketleriyle meydana gelmiş bulunan kültürümüz, bizim gerçek ruhumuzdur.
Nasıl ki bir insan, başkalarının ruhuyla yaşayamazsa, bir millet de başka tarihlerin hadiseleriyle yaşatılamaz.
Hayatımızı hâkimiyeti altına alan milli kültürümüz, bizim gerçek sahibimizdir. Biz onun zaruri kıldığı, bizi çevirdiği istikamette hareket etmeye mecburuz.
Etmezsek, başka milletlerin kültürünü taklide yeltenirsek, varlığımızda buhranlar başlar.
Uzun ömürlü medeniyetler ve kültürler; birinci derecedeki amacı, “fedakârlık ve gayret” olan insanların omuzlarında ilerlemiştir.
İnsanlık tarihine beşiklik etmiş medeniyetler ve doğurdukları kültürler; ne zaman yıkılmış ve unutulmuşsa, bilinmelidir ki o medeniyet ve kültürler, içinde yaşadığı toplumun “aydın” geçinen “servet avcıları” tarafından yıkılmış ve yok edilmiştir.
Dünya üzerindeki hiçbir medeniyet, batıdan doğmamış ve batının malı değildir. Tüm medeniyetlerin ve kültürlerin doğum yeri Asya milletleri ve Müslüman toplumlardır.
Materyalist bir zihniyetle yazılmamış medeniyetlerin tarihine bakıldığında, bu hakikat ortaya çıkacaktır. “Batıya Doğru Akan Nehir”de de göreceğiz.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.