Her şey üst üste geldi...
Kızılay’daki kahpe terör saldırısının izleri üzerinde yürürken...
Ve “Buradan herhangi birimizin evladı da geçiyor olabilirdi” diye düşünürken, bir kitapçıya girdim.
Rastgele dergileri karıştırıyordum ki...
Bir “haber” (!!!) çekti dikkatimi...
Özetle diyordu ki;
“Hain Kürtler!..”
“Kurtuluş Savaşı’na katılmayan hain Kürtler şimdi de isyanda!..”
Kürt kardeşlerimizin büyük bir bölümünün PKK söylemini benimsemediğinin ispatlandığı böylesi bir dönemde, bak sen şu kahpeliğe!..
Derginin künye tarafına göz attığımda, “Ergenekon” yapılanmasında etkin yerler bulan isimlere rastladım.
Ve...
“Kızılay” ruhunun da etkisiyle, bu yazıyı kaleme almaya karar verdim.
Vay kahpe darbeciler!..
Alçaklık!..
Biz Kurtuluş Savaşı’nı hep birlikte kazandık.
Türk, Kürt, Arap, Çerkez ... askerlerimizin ayakları “sıcacık” olsun diye çorap örenlerin Çankırı Belediye Başkanı İrfan Dinç tarafından ortaya çıkartılan isim listelerine göz attığımda bir de ne göreyim:
Eskimez alfabemizle tutulan kayıtlarda, “hain” olmayan Ermenilerin bile isimleri vardı.
Kendilerinin de huzurlu ve mutlu yaşamalarının, “Anadolu’nun ayakta kalmasına” bağlı olduğunu bilen Ermenilerin!..
Anadolu ruhu için omuz omuza savaşan Türkler, Kürtler ve diğerlerinin bu birlikteliğini inkar etmek, evet, alçaklıktır!..
Antep Gazi’dir.
Ve Urfa da Şanlı’dır!..
Ben Kastamonulu bir Türk olarak, bu topraklarda bayrağımın dalgalanmasında, Kürt kardeşimin de büyük pay sahibi olduğunu, “soydaşlarım” kadar pay sahibi olduğunu inkar mı edeceğim!..
Hilal hepimizin; üzerindeki “kan” da öyle.
Ankara’da, Urfa’da, Diyarbakır’da ve Anadolumun diğer yörelerinde “Kan” akıtan Ergenekon-PKK-KCK işbirliği, Türklerle Kürtleri çatıştırma oyununda başarılı olamayacaktır!..
Devletin izlemekte olduğu strateji doğru; PKK terör örgütünün bazı Kürt kardeşlerimizi de yanılgıya düşüren propagandası etkisini büyük ölçüde yitirdi.
Bugün, “Çözüm arayan devlet ve çatışma arayan Ergenekon-PKK-KCK” tablosu var önümüzde.
“Açılım” sürecindeki bazı yanlışlar, büyük resmi sağlıklı bir şekilde okumamıza engel olmasın.
Türkiye’de Türklerin yoğun olduğu bölgelere giden her hizmetten ve Kürtlerin yoğun olduğu bölgelere giden her hizmetten rahatsız Ergenekon-PKK-KCK çizgisi!..
“Darbe girişimleri” bu rahatsızlığın göstergesiydi.
PKK terörü de böyle; istiyorlar ki Türk ve Kürt birbirlerini boğazlasın.
İstiyorlar ki; Türklerin ve Kürtlerin “İslami” hassasiyeti, yerini “ırk hassasiyetine” bıraksın!..
İnşallah bu olmayacak!..
Kurtuluş Savaşı’nda omuz omuza “Anadolu”nun mücadelesini verenler, bugün safları mümkün olduğunca sıklaştırmak durumunda.
PKK’nın bir “derin devlet” aygıtı olduğunu ve darbeciler tarafından “Kürtleri” ezmekle, ezdirmekle görevlendirildiğini, Ergenekon iddianamesindeki binlerce belge ortaya koymakta.
Hangisi yalan?
“Kürtler azıyor” propagandası yapan, “Kürtler Kurtuluş Savaşı’nda yer almadı!” zırvasını her fırsatta dile getiren Ergenekoncuların, PKK kamplarında Öcalan’a “bağlılık” bildirdiklerini belgeleyen görüntüler, diğer belgelerin tamamı inkar edilse bile...
Tek başına oyunu gözler önüne sermiyor mu?..
Kalbinde imanın zerresi olan adam, “PKK”ya sempati duyamaz!..
Ve “Kürtler Kurtuluş Savaşı’na katılmadı” diyemez!..
İsrail ile taşeronu Ortadoğu rejimlerinin yıkılmakta olduğu ve Anadolu etkinliğinin gittikçe arttığı bu süreçte, her zamankinden çok hassas ve dikkatli olmak durumundayız.
Alçaklara dikkat!..