M. Emin Parlaktürk

M. Emin Parlaktürk

Laiklik Çağrısı

Laiklik Çağrısı

Bir Müslümanın, insanları (toplumları/devletleri) İslam yerine laikliğe dâvet edip edemeyeceği tartışması gündemdeki yerini koruyor.
Meseleye dini açıdan bakanlar olduğu gibi, siyasi, sosyal, ekonomik ve stratejik açıdan bakanlar da var.
Dini açıdan böyle bir davetin kabul edilebilir bir yanı yok şüphesiz.
Çünkü, bütün peygamberlerin daveti hep İslam’a olmuştur.
Dolayısıyla o peygamberlere inanan müminlerin de yolu aynıdır.
Unutmayalım ki, Peygamberler de kendi dönemlerinde laiklik benzeri yönetimlerin ve tevhit karşıtı toplumların içinden çıkmışlardı.
Ama hepsi de, insanları Allah’a ve O’nun gönderdiği alternatifsiz sistem İslam’a davet ettiler.
Bunun dışındakilere bırakınız davet etmeyi, en küçük bir taviz yada prim vermediler!
***
Meseleye siyasi, sosyal, ekonomik ve stratejik açıdan bakanlar, pek çok sebep ve gerekçelerle bu dâvetin isabetli olduğunu savunabilirler.
Hatta, bu sebep ve gerekçeler; konjonktürel açıdan haklı, doğru ve kabul edilebilir de olabilir.
Yani, günün şartları ve mevcut pozisyonlar bunu gerektiriyor deyip bu daveti çok makul, mantıklı, hatta kurnazca yapılmış diplomatik bir hamle olarak da görebiliriler.
Elbette bunlar, İslamî kaygısı ve beklentisi olmayanlar için söz konusu.
Ama, Müslüman penceresinden bakıldığında bunların hiçbir geçerliliği yok!..
Çünkü peygamberler, belki taktiksel anlamda daveti bekletmiş, geciktirmiş olabilirler ama hiçbir zaman İslam dışında bir sistem veya modele insanları çağırmamışlardır.
Şöyle söyleyenler var:
“Efendim bu bir süreçtir. İslamî düzene yumuşak geçiş yapmak için laiklik kullanılabilir.”
Şu görüşü dillendirenler de az değil:
“İslam’a doğrudan radikal bir geçiş mümkün değil, o halde şu aşamada laiklik adı altında ılımlı İslam modeliyle bu geçiş sağlanabilir.”
Siz, eğer laikliği meşru bir sistem ve vazgeçilmez bir model kabul ettiyseniz, zaten bu tür mazeretlerin ardı arkası kesilmez.
Peki, Allah’a ve O’nun vahyine teslim olmuş bir Müslüman için, bundan bağımsız ve hatta buna karşı olan bir laiklik, İslam yerine ikame edilebilir mi?
Laiklik böyle bir sistem veya model midir?
Tarifi nasıl yapılırsa yapılsın İslam dururken laiklik yada başka bir şeye çağrı yapılamayacağı Kur’an ayetlerine bakıldığında açıkça görülecektir.
***
İşte ilgili ayetlerden bazıları:
“De ki; Benim yolum budur: Ben yalnızca Allah’a çağırıyorum. Ben de, bana uyan kimseler de (ne yaptığımızın) çok iyi farkındayız.”(Yusuf,108.)
“İşte bunun için (Allah'a) davet et ve emrolunduğun gibi dosdoğru ol.”(Şura,15.)
Müslüman için bu ne güzel bir davettir!
“Salih amelde bulunarak Allah’a davet eden ve ben Müslümanım diyenden daha güzel sözlü kim olabilir?”(Fussilet,33.)
Bu görev; dağdaki çobandan devlet yöneticilerine kadar her Müslümanı bağlar:
"Onlar ki; yeryüzünde kendilerine imkân (yönetim, güç, iktidar) verdiğimiz zaman, namazı ikâme ederler (Allah ahkâmını uygularlar), zekatı verirler (arınmak için ödenmesi gereken bedeli öderler), ma’rufu (iyi, doğru ve yararlı olanı) emrederler ve münkeri (kötü, yanlış ve zararlı olanı) nehyederler. Nihayetinde işlerin sonucunu belirlemek, Allah'a aittir." (Hac,41.)
İnsanların koyduğu kurallara itirazsız uyulurken, Allah’ın koyduğu kurallara insanlar neden karşı çıkarlar ki?!
Oysa, hayat boyunca uyulacak ilkeleri ve toplum için en uygun yönetim sistemini ortaya koyan onları yaratan Allah’tır.
Bir Müslümanın bunlara uymaktan ve uygulamaktan başka alternatifi yoktur:
“Onların aralarında Allah'ın indirdiğiyle hükmet, onların hevalarına uyma.” (Maide,49.)
Elbette buna karşı çıkanlar olacaktır ama Müslüman yılgınlık göstermez:
“Sana emrolunan şeyi açıkla, baş ağrıtırcasına anlat, müşriklere aldırma.” (Hicr,4.)
“Kafirlere ve münafıklara itaat etme, onların eziyetlerine aldırma, Allah’a dayan; vekil (koruyucu) olarak Allah yeter” (Ahzab,48.)
***
“Laikliğe çağrı” konusunda bizim görüşümüzü soranlara, Kur’an ayetleri dışında bir cevap vereceğimizi sananlar boşuna beklemesinler.
Çünkü biz Müslümanız ve bu ayetlerle sorguya çekileceğiz.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
M. Emin Parlaktürk Arşivi