Hüseyin Öztürk

Hüseyin Öztürk

Cengiz Dağcı ve Kırım

Cengiz Dağcı ve Kırım

“Çekmediğin çile senin değildir” der Hekimoğlu İsmail. Merhum Cengiz Dağcı’ya uyan bir ifade.

Cengiz Dağcı hem çektiklerini hem de çekenleri yazdı yıllardır. Hem öyle bir azim ve gayretle yazdı ki, dünya Kırım halkının destanını ondan öğrendi.


Cengiz Dağcı’nın elinde iki büyük nimeti vardı. Birisi “Müslüman” oluşu, diğeri “anasının diliyle” yazma ısrarı.


Müslüman oluşundan dolayı çok fazla batılı tarafından görmezlikten gelindiyse de o bu iki büyük nimetine sahip çıktı.


Hatta kızı ve damadı, defin işleminin Hıristiyan geleneklerine göre yapılmasını istediyse de Katolik olan karısı, kocasına sahip çıkarak, Dağcı’nın vasiyeti üzerine İslami usullere göre defnedilmesini istedi. Öyle de defnedildi.


Müslüman olmadan ve Müslüman kalmadan, Kırımlıların derdi yazılamazdı.


Sırf Müslüman oldukları için hunharca katledilen bir halkın dramını yazmak için ancak Müslüman olmak gerekirdi.


¥


Cengiz Dağcı’nın vefat haberini duyunca Kırım izlenimlerim geldi aklıma.


Bugün yerküre üzerinde kaç mazlum toplum vardır diye sorulsa, herkes kendi dünya görüşüne göre çeşitli halkları sayabilir.


Benim aklıma ise başta Filistin, Kırım ile “İncil verip, maden çalan batılı hırsızların” işgal ettiği çaresiz Afrika ülkelerindeki milletler gelir.


Filistin ve Afrika ülkelerinde yaşayan halklar gündemden hiç düşmezken, Kırım Müslümanlarının neredeyse pek lafı edilmez.


Oysa Kırım Müslümanları, Türkiye’ye diğerleri kadar muhtaçtır. Kırım’a gidip gelenler, Kırım’a Ukrayna gözlüğüyle baktıkları için Müslümanların nasıl ve hangi şartlarda mahrumiyet yaşadıklarını göremezler.


Cengiz Dağcı’nın yıllar önce yazdığı Kırım halkının yaşadıklarıyla, bugün yaşananlar arasında öyle çok da fark yok.


Yani şunu demek isterim.


Kırım halkının tarihini Cengiz Dağcı romanlarıyla yazmış ve Müslüman milletlere emanet etmiştir. Kırım’ın diğer mazlum Müslümanlar kadar bize ihtiyacı vardır.


¥


Kısaca Cengiz Dağcı ve eserlerinden söz edelim.


Dağcı, 1920 yılında Kırım’ın Yalta şehri, Kızıltaş köyünde doğar. Ailesi ve halkının üzerinde; kıtlık, yoksulluk, Rus zulmü ve şiddetli işkenceler vardır.


Kırım Pedagoji Enstitüsü ikinci sınıfında iken İkinci Dünya Savaşı çıkar. 1941 senesinde Almanlara esir düşer.


Almanların mağlubiyeti üzerine esir kampından kaçarak, müttefik devletler safına geçer ve 1946’da Londra’ya yerleşir.


Edebiyatımızın güçlü yazarlarından olan Cengiz Dağcı, çilesini çekerek yazdığı eserlerinde hüzünlü bir üslûp kullanır.


Cengiz Dağcı’nın eserleri Ötüken Neşriyat’tan çıkmıştır. Bazılarının isimleri şöyledir:


Yansılar 1, Yansılar 2, Yansılar 3, Yansılar 4, Ben ve İçimdeki Ben, Korkunç Yıllar, Yurdunu Kaybeden Adam, Onlar da İnsandı, O Topraklar Bizimdi, Anneme Mektuplar, Ölüm ve Korku Günleri, Badem Dalına Asılı Bebekler, Yoldaşlar, Biz Beraber Geçtik Bu Yolu, Dönüş, Üşüyen Sokak, Bay Markus’un Köpeği, Rüyalarda: Ana ve Küçük Alimcan.


Ötüken Neşriyat 0212 251 03 50

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Hüseyin Öztürk Arşivi